Yarın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde içler acısı bir konu görüşülecek: Dünyanın dört bir yanındaki silâhlı çatışmaların içinde kalan çocukların dramı. Genel Sekreter Özel Temsilcisinin yıllık raporu değerlendirilecek. Bu rapora bakıldığında iki temel facia göze çarpıyor: İlki; nerede ülke içi çatışma varsa orada en çok acıyı çeken çocuklar oluyor. Bu acı çekme çocukların askere alınması, yurtlarından edilmesi ve en çok cinsel saldırı ve kötü muameleye maruz kalanlar olması şeklinde görülüyor. İkincisi ise; hemen hemen hepsinde BM ve diğer uluslar arası örgütler bulunmasına rağmen olayların önüne geçilemiyor.
Bu raporda 20 ülkedeki çocuklara karşı ağır suçlar ele alınıyor. Bu ülkelerin tamamı geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkeler ve hepsinde iç çatışmalar yüzünden istikrâr kalmamış.
Afganistan’da çocuklar Taliban tarafından intihar saldırılarında kullanılıyor. Para ile çatışmalarda istihdam ediliyor. Taliban polisi ve ordusu da çocukları istihdam ediyor ve çeşitli iddialarla yakalanan çocuklara kötü muamele ediyor. Geçen yıl 73 çocuk çatışmalarda öldü. 106 çocuk ise mayınlardan. Geçen yıl içinde 600 okul saldırılar yüzünden kapandı.
Burundi’de yüzlerce çocuk çeşitli grupların safında çarpıştırılıyor. Yalnızca geçen yıl 449 kız ve 27 erkek çocuk tecavüze veya tacize uğramış. Bu suçların hepsi de polis, ordu ve isyancılar dahil silâhlı gruplar tarafından işlenmiş. Orta Afrika Cumhuriyeti’nde durum farklı değil. Grupların silâhlı baskınlarından kaçan halk günlerce aç susuz ormanlarda saklanıyor. Bazen çocuklarını geride bırakıyor. Geldiğinde çocuklarını bulamıyor veya çok kötü şartlar altında buluyor. Çad’da yurtsuz kalan insanların sığındığı mülteci kamplarının liderlerinin çoğu kez çocukları kandırıp silâhlı gruplara asker yaptığı tesbit edilmiş. Sudan’da binlerce çocuk ayrılıkçı güçlerin askeri olmuş. Ülkenin güneyinde çocuklar altıyüz dolar veya bir motosiklet karşılığında kandırılıp asker yapılıyor. Üniformalıların mülteci kamplarındaki 10 yaş altı kız çocuklarına yaptıkları tam bir vahşet. Kongo’da 2008 yılında çocuklara yönelik 2727 cinsel saldırı olayı meydana gelmiş.
Bunlar rapordan yalnızca bazı örnekler. Dünyanın neresinde hukukun üstünlüğü kaybolmuş, ülke içi çatışmalar başlamışsa, bu kanlı savaşın ilk ve en önemli kurbanları çocuklar oluyor. Maalesef Birleşmiş Milletler bu konuda yeterli olamıyor. Asıl önemli olan yıllardır kanın durmadığı bu ülkelerdeki silâhlı gruplara silâh satan ülkelerin bu işi durdurması.
Ne gariptir ki dünyada barışın hamiliğini savunanlarla en büyük silâh tüccarları aynı ülkeler! Bu kirli ve kanlı ticaretin sürmesi, Afrika’da Güney Asya’da, Latin Amerika’da iç savaşların hiç bitmemesine bağlı.
BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyesi olan devletimize bu alanda çok iş düşüyor. Yarın yapılacak görüşmelerde, bu masumlara yönelik insanlık suçunun durdurulması için alınacak tedbirlerde öncülük etmeliyiz. Siz değerli okuyucularımız da dünya çocuklarını duânızdan hiç eksik etmeyin.
28.04.2009
E-Posta:
[email protected]
|