“Bu çağda böyle bir anlayış olabilir mi?” diye, başlık tuhafımıza gidebilir. Ne var ki, ajanslar, 16.2.2009 tarihinde kamuoyuna şu bomba gibi haberi duyurdu: “Bazı erkekler, kadınları ‘insan’ olarak görmüyor!” Bu tesbit, bilim adamlarının, herhangi bir vaizin değil! Şöyle deniyor: “Yarı çıplak veya çıplak bir kadının, erkeklerin kafasında birer objeden başka bir şey olmadığı ortaya çıktı.” Bu tespit kimin?
Princeton Ünversitesi’nden Profesör Susan Fiske’nin. Bazı erkeklerin kadınları ‘insan’ olarak görmediğini ifade eden Fiske, “Kelime anlamıyla onları birer nesne gibi gördüklerini söylemiyorum.Tabiî ki kadınların insan olduklarını biliyorlar. Ancak beyin taramaları gösteriyor ki bu tip erkeklerin nesnelere verdikleri reaksiyonlarla fotoğraflara verdikleri aynı. Sanki gerçekten de kadınlar insan değilmiş de, birer objeymiş gibi düşünüyorlar.” Şimdi haberin devamına bakalım:
ABD’de yapılan bir araştırmada bir grup erkeğe, müstehcen kadın fotoğrafları gösterildi. Beyinleri taranan erkeklerin bu fotoğraflar karşısında sarhoş olmuş kadar etkilendikleri ve beyinlerinin bir kısmının harekete geçtiği tespit edildi. Araştırmada özellikle cinsel eğilimleri diğerlerine oranla daha fazla olan erkeklerin, bu tip fotoğraflar görünce beyinlerinin bir bölümünde yer alan sosyal etkileşimin hızla çalışmaya başladığı tespit edildi.
Fiske, ayrıca, müstehcen kadın fotoğraflarının basında ve medya kuruluşlarında bu kadar yaygın gösterilmesinin insanlar üzerinde bombardıman etkisi meydana getirdiğini de dile getirerek, toplumların zihniyetlerinin olumsuz yönde etkilendiğine parmak bastı. “Sanırım televizyonlarda gördüğümüz şiddet de, çıplaklıkla paralellik gösteriyor. İnsanlar tüm bunlara giderek alışmaya başladı.”
Peki, ilmin ulaştığı bu merhaleye, İslâm ne diyor? Kur’ân’ın çağdaş müfessiri Bediüzzaman, “Zaman ihtiyarlandıkça Kur’ân gençleşiyor”1 ifadelerini kullanır. İşte bunun göstergelerinden birisi de yukarıdaki haber. Hiç şüphesiz ki, kadını bir metâ haline getiren şey, tesettürsüzlüktür.
Kadının bütün reklâmlarda kullanılması, onu pespaye bir varlık derekesine düşürmedi mi?
Kur’ân, tesettürü emretmekle kadını “bir meta, bir nesne, orta malı bir obje olmaktan” kurtarıyor. İnsanlığın, sultanlığın, hürriyetin şahikasına çıkarıyor.
Tesettür hürriyettir
Tesettür, kadınları kem bakışların baskısından ve saldırılarından kurtarıyor… Yine Bediüzzaman’ın tesbitleriyle, “..merkez ve payitaht-ı hükümette, çarşı içinde, gündüzde, ahalinin gözleri önünde, gayet âdi bir kundura boyacısı, dünyaca rütbeten büyük bir adamın açık bacaklı karısına bilfiil sarkıntılık etmesi, tesettür aleyhinde olanların hayâsız yüzlerine bir şamar vuruyor!”2
Tesettürü “bir esâret” olarak gören zihniyet; ilimden müthiş bir cevâb-ı red almıştır. Modern bir köle olarak kullanılan kadını, tesettür esaretten kurtarıyor…
Âile mutluluğu da, eşler arasındaki karşılıklı güvene bağlı.3 Bunun en önemli unsurlarından birisi de tesettürdür. Açık-saçıklık hem güveni kırıyor, hem de kaskançlığı körüklüyor. Bu da hesabı imkânsız problemleri doğruyor.
Hem kadınların fıtratı da, tesettürü iktizâ ediyor. Çünkü, yaratılışları itibariyle zaîf ve nâzikler...
Dipnotlar:
1-Mektubat, s. 460.
2-Şualar, s.343.
3-Lem’alar, s. 393.
28.04.2009
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|