IIS'i (İslâmî Bilgi ve Yardım Hizmetleri) Alman Müslümanları kurmuş. Sadece Almanlara ve İslâmiyete ilgi duyanlara yönelik çalışmalar yapıyor. Bu büro, on iki sene önce Frankfurt’ta kurulmuş. Altı sene önce de Mainz’de şubesi açılmış. Zürih, Münih, Hamburg’da da şubeleri bulunuyor. Mainz’deki merkezini ziyaret ettik. Muhammed Frank Rassmann’dan kuruluş gayeleri ve çalışma sistemleri hakkında şu bilgileri aldık:
“Öncelikle İslâmiyet hakkında her ilgi duyana bilgi veriyoruz. Ayrıca, kiliseye gidenleri topluca buraya çağırıyoruz. ‘İslâmiyet nedir, nasıl geldi, nasıl gelişti, nasıl yayıldı ve Almanya’ya nasıl girdi?’ gibi konularda bilgiler veriyoruz. Ayrıca, bayanlar ve erkekler, ayrı gruplar halinde bir araya geliyor ve İslâmiyet hakkında müzakerelerde bulunuyor. Bir de Alman Müslümanlarının bir araya geldiği, Almanca konuşulduğu bir camimiz var. Duâlar Arapça-Almanca, hutbe Almanca veriliyor. Almanca olmasının sebebi, Almanlarla daha iyi diyalog kurabilmek.
“Bizim asıl hedefimiz İslâmiyetin doğru algılanmasıdır. Tabiî ki zor, ama bunu başarmak zorundayız. İslâmiyeti anlatabilmek için imkân lâzım, para lâzım, adam lâzım. İmkânlarımız çok kısıtlı. İmkânımız olsa, Almanca bilen imam-hatip tutardık. Tâ ki, İslâmiyeti her gelene anlatsın. Onlar da başkalarına aktarsın. İslâmiyeti anlatan kitaplar hediye etmemiz ve hizmetleri organizeli yapabilmemiz için paraya ihtiyaç var.”
Bu arada, Bediüzzaman’ın bu husustaki düşünce ve tavsiyelerini aktardık: “Bu zamanda i’lâ-yı kelimetullah, maddeten terakkiye mütevakkıf; medeniyeti hakikiyeye girmekle i’lâ-yı kelimetullah edilebilir. İzzet-i İslâmiyenin imân ile kat’î verdiği emri, elbette âlem-i İslâmın şahs-ı mânevîsi, o kat’î emri istikbalde tam yerine getireceğine şüphe edilmez.
“Evet, nasıl ki eski zamanda İslâmiyetin terakkisi, düşmanın taassubunu parçalamak ve inadını kırmak ve tecavüzâtını def etmek, silâhla, kılıçla olmuş. İstikbalde silâh, kılıç yerine hakikî medeniyet ve maddî terakkî ve hak ve hakkaniyetin mânevî kılıçları düşmanları mağlûp edip dağıtacak.”1
Büronun gelirlerine gelince: İslâmiyet hakkında Almanca kitapları var. Bunları pazarlarda standlar açıp sergiliyor ve satıyorlar. Cami üyelerinin aidatları var. Cuma günleri ise, hizmetler için para toplanıyor.
Bir de yardım kutuları var. Onları muhtelif yerlere bırakıyor ve toplanan paraları hizmetlerde kullanıyorlar. Burada toplanan paralar, Alman hastanelerindeki Müslüman hastalar için kullanılıyor. Toplanan paralarla bayanlara bayan, erkeklere de erkek hastabakıcı tutup ücretini buradan karşılıyorlar.
Zaten gönüllü çalışıyorlar, herhangi bir ücret almıyorlar. Alman devletinden yardım talep etmişler ve taleplerine olumlu cevap verilmiş. Sonra aranan bir-iki kişi orada bulunduğu için yardım etmekten vazgeçilmiş. Dâvâ iki senedir sürüyormuş. Müdafaaları şöyle: “Biz buraya gelen bütün insanları bilemeyiz ve araştıramayız. Ayrıca, bu onların şahsî suçudur. Hukukta, suçların şahsîliği prensibi vardır. Hiçbir şekilde başkasını, hele İslâmiyeti bağlamaz.”
Dipnot:
1. Tarihçe-i Hayat, s. 83.
17.04.2009
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|