H. İbrahim CAN |
|
Gazze’de savaş suçu işlenmemiş! |
Geçen akşam milyonlarca insan sivil bir Filistinli protestocunun İsrail askerlerince vahşice öldürülüşünü kalbi parçalanarak izledi. İsrail hiçbir insanlık emaresi göstermeden saldırılarına devam ediyor. Bir yandan da yüzsüzce kendisini haklı çıkarmaya çalışıyor. İsrail’in önceki gün yayınladığı Gazze raporu da bunun tipik bir örneği. Bu rapora göre; İsrail Gazze katliâmında “uluslar arası hukuka uygun” olarak savaşmıştı. İsrail Genelkurmayı yapılan beş iç araştırma ile BM binalarındaki hasar, hastanelere saldırı, sivillere verilen zararlar, beyaz fosforlu silâhların kullanımı ve sivil binaların yıkılması olaylarının ayrı ayrı araştırıldığını bildiriyordu. Bu araştırmaların sonucunda; “istihbarat veya operasyon hatası bulunan çok az sayıda olay bulunduğu, bunların da tüm savaş hâllerinde kaçınılmaz olarak meydana gelebileceği” tesbit edilmiş. 900’den fazlası sivil 1400 Filistinlinin öldüğü ve ayrım yapmaksızın imha yeteneğine sahip uzun menzilli topların, beyaz fosfor bombalarının kullanıldığı, sınır kapıları kapatılarak insanların açlığa ve yokluğa mahkûm edildiği, hastanelerin, Birleşmiş Milletler binalarının bile vurulduğu bir acımasız savaşta, İsrail ordusu uluslar arası savaş kurallarına uymuş. Bütün dünyanın da bu kuyruklu yalana inanmasını bekliyorlar. Gerçi Amerika’nın da bu sonucu destekleyici bir açıklama yapması hiç şaşırtıcı olmaz. Halbuki uzun süre bölgede araştırma yapmasına izin verilmeyen Birleşmiş Milletler hâlen iki soruşturma yürütüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslar arası Af Örgütü, binbir güçlükle girebildikleri Gazze’deki savaş suçlarını bütün dünyaya duyurdular. Bu örgütlerin incelemelerine göre;
AYRIM GÖZETMEYEN TOP ATIŞLARI 155 mm’lik yüksek patlayıcılı top mermilerinin Gazze’nin nüfus yoğun bölgelerine atılması, ayrım gözetmeksizin saldırıda bulunma yasağını deliyordu. Bu mermiler ilk değdiği yerden üçyüz metre civarındaki her yeri mahvediyordu. Hatta bir tanesi de Birleşmiş Milletler Yardım Çalışmaları Ajansı binasını yıkmıştı.
FOSFORLU MERMİLER Beyaz Fosforlu top mermileri harekâtın son gününe kadar Gazze’nin aşırı nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerine yağdırılmış, sivilleri öldürmüş, okul, market, insanî yardım deposu ve hastane dahil sivil yapıları yok etmişti. Örgütler sivilleri hedef alan bu atışların kazaen değil, kasden yapılan atışlar olduğunu tesbit ediyordu. Meselâ; 15 Ocakta yapılan fosforlu top atışında Gazze’deki BM karargâhı, un ve araç depoları ile yaklaşık 3 milyon avroluk ilâç yok edilmişti. 17 Ocak’ta havadan yapılan bombalamada ise 1600 sivilin sığındığı BM okulu yıkılmıştı. Ve İsrail’e göre bunlar “birkaç önemsiz hata”.
BEYAZ BAYRAK TAŞIYAN SİVİLLERE ATEŞ AÇILMASI Peki ya beyaz bayrak taşıyan sivillerin öldürülmesi? İnsan Hakları İzleme Örgütü İsrail askerlerinin beyaz bayrak taşıyan sivilleri tüfekleriyle kasden ateş açarak öldürdükleri altı olay tesbit etmişti. Bu olaylarda beş kadın, üç çocuk ve iki erkek ölürken en az sekiz kişi de yaralanmıştı. Hepsinde de insanlar sivil olduklarını beyaz bayrak taşıyarak göstermeye çalışmışlardı. Bu da mı savaş kurallarına uygun? Uluslar arası savaş hukukuna göre savaş suçu niteliğinde olan bu suçlara daha sivil binalara kasden ateş açılması, yapılan saldırı bölgesindeki sivillerin önceden uyarılmaması da mı normal? BM Kalkınma Programının araştırmasına göre Gazze’de bu savaşta 14.000 ev, 68 resmî bina ve 31 sivil toplum binası yok edildi. 122 sağlık tesisinin tamamı hasar gördü ya da tamamen yıkıldı. Sudan Devlet Başkanının peşinde olanlar Gazze’deki savaş suçlarını işleyenleri neden görmüyor? Uyan ey uluslar arası kamuoyunun vicdanı! Yoksa masumlar ölmeye devam edecek. 24.04.2009 E-Posta: [email protected] |