"Gerçekten" haber verir 03 Mayıs 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

H. İbrahim CAN

Dostluk ve mutluluğa dair



Bugün sizinle dostluk ve mutluluğa dair dünyanın dört bir yanından derlediğim güzel söz ve düşünceleri, kendi küçük katkılarımla birlikte paylaşmak istiyorum. Bazen kendi dünyamıza, dertlerimize ve güncel olaylara o kadar çok üzülüyoruz ki, basit mutluluk ve dostluk yollarını görmezden geliyoruz. Kadere inancımıza rağmen başımıza gelen kötü şeyler bizi mutsuz ediyor. Dost bulamamaktan yakınıp duruyoruz. Öyleyse şu basit gibi görünen, çok gördüğümüz hâlde anlamını düşünmediğimiz önemli fikirlere ve tavsiyelere bir göz atın.

***

Bir mutluluk kapısı kapandığında, Rabbimiz hep bir başkasını açar. Ama çoğu zaman kapalı kapıya o kadar çok odaklanırız ki, o bizim için açılmış olan kapıyı göremeyiz.

Sevginin başlangıcı, sevdiğimizi kendi hayal ettiğimize uygun şekillenmeye zorlamayıp, kendisi olmasına izin vermektir. Çoğu zaman yalnızca karşımızdakinde gördüğümüz kendi görüntümüzü severiz. Gerçek mutluluğu bulacak olanlar yalnızca ağlayan, incinen, arayan ve deneyenlerdir. Çünkü ancak onlar hayatlarına temas eden insanların önemini takdir edebilirler.

Parlak bir gelecek daima unutulan bir geçmişin üstüne bina edilir. Eğer geçmişteki başarısızlıklar ve kalp ağrılarını unutmazsanız, asla mutlu ve parlak bir geleceğe adım atamazsınız. Geçmişin yaralarını iyileştirin, bugünü yaşayın ve yarını hayal edin.

Allah hiçbir kimseye gerçekleştirebileceği güç vermediği bir hayali vermez. Yeter ki insan o hayalin peşinde koşacak kadar cesur olsun. Cesarette imkânsız gibi görüneni başarmanızı sağlayacak deha ve güç vardır.

Mutluluğu hep varılacak bir istasyon, bir menzil olarak görenler, hep beklemek zorunda kalırlar. Halbuki mutluluk o arayışın, o yolculuğun ta kendisidir. Rabbimizin Esmâsının aynalara yansıyan güzelliklerini görerek, gördüğünü anlamak için gayret ederek, Kâinat kitabını okuyarak yapılan hayat yolculuğunun ta kendisidir mutluluk.

İnsanlara tebessüm edin. Sünnet olan tebessüm, aynı zamanda iki insan arasındaki mesafeyi aşan en hızlı vasıtadır.

Vaktin kıymetini bilin ve zamanınızı planlayın. Yarım saati bile verimli kullanamayan bir adam ebedi yaşasa ne işe yarar!

Dost; gecenin dördünde arayabileceğindir. Hatalarını görmezden gelip, başarılarını hoşgörebilendir. Dostluk ancak dostluk verilerek kazanılabilir.

Gerçek dost çatlak olduğunu bildiği hâlde senin iyi bir yumurta olduğunu düşünendir. Yani bizim gerçek yüzümüzü bildiği hâlde, bizi sevmekten vazgeçmeyendir. Eğer bir dostluk bitiyorsa, zaten hiç varolmamıştır.

Dostlar sözsüz de anlaşabilenlerdir. Çünkü karşındakini tanıdıkça söyleyecek sözlere ihtiyaç kalmaz. Tıpkı kendisine “suskun” diyen Mevlânâ ile Şems-i Tebrizi gibi.

***

İşte böyle demiş dostluk ve mutluluk ışığını keşfedenler. Peki ya siz? Şeyhinin asıl yüzünü gördüğü hâlde onu terk etmeyen müridi gibi dostlarınız var mı? Peki siz dostunun kusurlarını örtmede gece gibi olanlardan mısınız? Gerçek dostluğun özü, Hak yolunda yolculukta aynı menzile doğru yönelmiş olmaktan geçer. Gayesi Hakk’ı bulmak olan, bu yolda kendisine destek olan dostunun, geçici kusurlarını görür mü? Sözün özü; mutluluk umut edip, gayret etmekle; dostluk ise gerçek dost olabilmekle başlar.

Eğer bugün bir dostluk tohumu ekebilirseniz; vakti geldiğinde bir buket mutluluk derebilirsiniz.

03.05.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.05.2009) - Putin’in yeni nüfuz bölgeleri: Abhazya ve Güney Osetya

  (01.05.2009) - Türkiye ile Azerbaycan aynı dili konuşmuyor mu?

  (30.04.2009) - Sri Lanka’da binlerce masum insan ölümü bekliyor!

  (29.04.2009) - Domuz gribi bizi teğet geçecek mi?

  (28.04.2009) - Savaş çocuklarının dramına seyirci kalmayalım!

  (27.04.2009) - Obama’nın konuşması bir “Meds Yeghem”!

  (26.04.2009) - Sabretmek en büyük tedbir

  (25.04.2009) - BM, Kerkük meselesini çözebilir mi?

  (24.04.2009) - Gazze’de savaş suçu işlenmemiş!

  (23.04.2009) - Guantanamo cehenneminde yananlar!

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis