Maddenin ön plana geçtiği bir dünyada, insanlar para-pul, makam-mevki ve şöhretleriyle değerlenir olmuştur. Bunlar varsa itibar vardır, yoksa beş para bile değer verilmez, yüzlerine bakılmaz insanların.
Allah’ın ise insanı iç dünyasına, kalbine, güzel söz ve davranışlarına göre değerlendirdiğini biliyoruz. Zengin olsun, fakir olsun Allah rızasına uygun davranan herkes, “Sizin Allah katında en şerefliniz, Allah’ın emirlerine en çok bağlı ve yasaklarından en çok sakınanızdır” 1 âyet-i kerimesi sırrınca Allah katında değerlidir.
Evet, Cenâb-ı Hak, “Şüphesiz Allah sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak amellerinize ve kalplerinize bakar” 2 hadis-i şerifinde dikkat çekildiği gibi kalplere, kalplerdeki niyetlere ve o güzel niyetlerle yapılan davranışlara bakar.
Bir gün Resûl-i Ekrem’in (asm) yanından bir adam geçmiş, yanındakine “Şu adam hakkında ne dersin?” diye sormuştu. O da, “Eşraftan biridir; herhangi bir kadının nikâhına talip olsa verilir. Birisi lehinde aracılık yapsa kabul edilir” diye cevap vermişti. Sonra diğer bir kimse daha geçmişti yanından. “Bunun hakkında neler söylersin?” diye sorduğunda, “Ya Resûlallah, fukara Müslümanlardan biridir. Birinin nikâhına talip olsa reddedilir. Birinin lehinde aracılık yapsa kabul edilmez, bir söz söylese dinlenmez” demişti. Bunun üzerine Allah Resûlü (asm) buyurmuşlardı ki: “Bu fakir dünya dolusu olan öteki insandan daha hayırlıdır.”3
Demek Allah da, Resûlü de (asm) kişilerin konumlarına bakmıyor; kalplerine, kalplerindeki niyet ve o niyetle yaptıkları güzel amellere göre kıymet veriyor insanlara.
Kıyamet Gününde büyük tanınan, kelli felli, şanlı şöhretli nice şişman adamın o güzel duygu ve davranışlardan uzaklıkları sebebiyle Allah katında sinek kanadı kadar dahi değerleri olmadığını da öğreniyoruz. 4
Hz. Ali (ra) der ki: “Hakikati insanların ölçüleriyle değil, insanları hakikatin ölçüleriyle tanı.”
Hakikat, Allah ve Resûlünün (asm) koyduğu ölçülerdir. İnsanlar o ölçülere göre hareket ettikleri ölçüde değer kazanırlar.
Demek Allah da, Resûlü de (asm) insanların renklerine, sûretlerine, kalıplarına; makam ve mevkilerine, itibar ve şereflerine göre değil hiçbir ayırım yapmadan kalplerdeki ihlâs ve samimiyete, bu ihlâs ve samimiyetle yapılan amellere göre değerlendirme yapıyor.
Dipnotlar:
1- Hucurat Sûresi: 13.
2- Müslim, Birr: 34; İbni Mace, Zühd: 9.
3- Riyazü’s-Salihîn ve Terc., 1:296 (Hadis no: 251; Buharî ve Müslim’den.)
4- A.g.e., 1:297 (Hadis no: 253; Buharî ve Müslim’den.)
22.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|