"Gerçekten" haber verir 12 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Yasemin GÜLEÇYÜZ

Kavramların yeniden tanımlanması…



ABD’deki ekonomik kriz bütün dünyaya dalga dalga yayılırken yeniden tanımlanması gereken kavramlardan bir tanesinin de “zenginlik” olduğu ortaya çıktı.

Papa yaptığı açıklamada malî krizi “İlâhî ikaz” olarak değerlendirip, kariyer ve para üzerine kurulan hayatların kum üzerine yapılan evlere benzediğini söyledi. Hani çocukların sahilde kumdan özenle inşâ ettiği şatoların, rüzgâr ve dalgaların etkisiyle ansızın yerle bir olması gibi para ve kariyer merkezli hayatlar da bu krizle tepe taklak oldu. Süslü ve cazip “çağdaş medeniyet” maskelerinin gizlediği karanlık yüzler teker teker ortaya çıkıverdi.

Sefih medeniyetin çürük temelleri

“Bu medenilerin içi dışa çevrilse kurt, ayı, yılan, hınzır, maymun postu görülecek gibi hayale gelir” diyen Bediüzzaman Hazretleri geçtiğimiz yüzyılın başlarında bugünleri de kuşatacak tesbitlerde bulunuyordu. (Bediüzzaman Said Nursî, Rüyada Bir Hitabe, Sünûhat) Sefih medeniyeti “seyyiâtı hasenatına galebe etmiş” (günahları, kötülükleri iyiliklerinden fazla) olarak tanımlayan Bediüzzaman Hazretleri, bu medeniyetin temellerini şöyle sıralıyordu:

Kuvvet, mücadele, menfaat, menfî milliyet, zevk ve eğlence… Bediüzzaman’ın tâbiriyle insanı melek derecesinden köpekliğe (!) indiren beş düstur.

Sefih medeniyetin beşerin yüzde seksenine mutsuzluk getirdiğini, yüzde onunu hayalî saadete kavuşturduğunu, diğer onunu da hayalî mutluluk ve mutsuzluk arasında şaşkın bıraktığını ifade etmiştir ki, yüz yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen bu tablo değişmemiştir.

Dünya kaynaklarının yüzde sekseninin, yüzde yirmilik bir azınlığın elinde olduğu, geriye kalan yüzde yirmiyi ise insanoğlunun yüzde sekseninin paylaşmaya çalıştığını bugün araştırmacılar ifade ediyorlar. Yani on dilimli pastanın sekiz dilimini iki kişi “aksıra tıksıra, tıkınarak” yerken, geriye kalan iki dilimini sekiz kişi paylaşmaya çalışıyor (!) Sefih medeniyetin beşeri getirdiği nihaî nokta bu!

Oysa ki mutluluk umumî olmalı, bütün insanlığı ya da en azından çoğunluğu kuşatmalı.

Bugünkü tablo bu noktadan çok uzakta! “Sen çalış ben yiyeyim!” felsefesiyle faizlerin tavan yaptığı, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” mantığıyla zulüm ve haksızlığın kol gezdiği, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğu günümüz toplumlarında şefkate, merhamete, yardımlaşmaya, dayanışmaya ne kadar da ihtiyacımız var!

Ya İslâm medeniyeti?

İnsanı insan yapan bütün bu değerler “insaniyet-i kübrâ” olan İslâm’da mevcuttur. Bediüzzaman Hazretleri, yazının başlarında zikrettiğimiz “Rüyada bir hitabe” başlıklı bu çok orijinal makalesinde Peygamberimizin (asm) yaşadığı ve emrettiği medeniyetin, sefih medeniyetin sırlarının herkesçe anlaşılmasından sonra inkişaf edeceğini anlatır. Sefih medeniyetin çürük temellerinin yerine sağlamlarının yerleştirilerek insanlığa umumî bir saadet getirileceğini müjdeler. (Bu tesbitten anladığım olayların fıtrî akışının beşeri bu noktaya getireceği. Yani İslâmın güzelliği kavrulan gönülleri fethedecek. Yoksa zorlama ve baskı ile olacak bir inkılab değil! Zaten aşağıda ifade edeceğimiz gibi olayların gidişâtı da o yönde.)

Haklı olanın kuvvetli, fazilet, muhabbet, hürmet, dayanışma ve yardımlaşmanın hâkim olduğu bir medeniyettir İslâm medeniyeti.

“Ümitvâr olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür seda İslâmın sedası olacaktır” tesbiti de yine gaybî bir müjde olarak eserde yer alır.

Dersimiz: Şefkat ve merhamet

Çok ilginçtir. Sefih medeniyetin “tüketiyorum, o halde varım” felsefesiyle şekillenen “çok kazan çok tüket” merkezli hayatından sıkılanlar Batı toplumlarında “gönüllü sadelik” akımını ortaya çıkardılar. İhtiyaçları kadar harcıyorlar, fazlasını muhtaçlara yardım olarak veriyorlar.

New York’taki Trend (TRI) Enstitüsü Müdürü Gerald Celente’ye göre “voluntary simplicity” (gönüllü sadelik) 21. yüzyılın trendi olacak. Celente bunu “Daha gelişkin bir ahlâk arayışı, ruhsal alanda yoğunlaşma çabasının sosyal yaşama yansıması” biçiminde değerlendiriyor. (Aktüel, Mart 1996)

Yine medyada yer alan haberlerden ABD’de hapishanelerde özellikle genç ve çocuk yaştaki mahpusların merhamet ve şefkat duygularını inkişaf ettirebilmek için özel eğitim programları uygulandığını öğreniyoruz. Acı çeken insanların yer aldığı filmler seyrettirilip “Onun yerinde sen olmak ister miydin?” gibi sorularla şekillenen şefkat ve merhamet müfredatı önümüzdeki günlerde okullarda ders olarak konulursa şaşırmamak gerek…

Batı toplumlarında bütün bu gelişmelerin varacağı nihaî nokta fıtrat dininin elmas misal medeniyet esasları değil mi?

Yeter ki biz ümidimizi kaybetmeksizin şevk ve gayretle iman hakikatlerine çalışalım.

12.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (05.10.2008) - Basmakalıp takıntılar!

  (28.09.2008) - Bebek kutuları

  (21.09.2008) - Bir elmanın iki yarısı: Kadın ve erkek

  (14.09.2008) - Efsaneler ve gerçekler...

  (07.09.2008) - Batılı kadınlar feminizmi tartışırken…

  (31.08.2008) - Millî şairimiz ve Müslüman kadın

  (24.08.2008) - Dünyadan tesettür fotoğrafları

  (10.08.2008) - Kadın, çiçek ve Esmâ-i Hüsnâ

  (03.08.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (16) : Kadınların yüzyılı

  (27.07.2008) - Tesettür Risâlesi keşfedilirken (15): Tesettür aynasında din ve vicdan hürriyeti mücadelesi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır