BU yolda dönüş yoktur.
Yunus Emre de bunu en harika şekilde hatırlatmıştı zâten…
Ne demişti?
“Ana rahminden geldik pazara
Bir kefen aldık döndük mezara”
Ruhlar âlemi.
Ana rahmi..
Bebeklik…
Çocukluk….
İlk gençlik!
Gençlik..
Kemal yaş…
İleri yaş!
Anlayacağınız:
Gün gelir; hiç birimizin kolayca
kabullenmek istemediği ihtiyarlık
gelir çatar…!
Eğer Allah bol ömür verirse bir
kuluna; o kul, gün gelir bu devirleri yaşar
ve görür….
Ancak:
Allah bu devirleri yaşamayı her
kuluna nasip de etmeyebilir!
Elbet:
Her şey Rabbimizin takdirine
kuldur. Daha iyisini O’ndan iyi kim
bilebilir ki?
***
Ama çok çabuk olur her şey…
Daha yaşımız 20’ye varmadan:
“İlkokuldan ne zaman mezun
oldun?” diye sorduklarında
hatırlamayız bile!
Çünkü:
Zaman dolaplarını sür’atle çevirir!
“Ana rahminden geldik pazara
Bir kefen aldık döndük mezara”
Gerçeği kafaya “Dank…!” eder…
Eder..
Ve..
Bu imtihan dolu dünyadan döneriz
Rabbimize!
An; o andır.
İnsanın yolculuğu:
Ruhlar âleminden başlayarak
gelmiş…
Ve... Bu:
Fani dünyanın ömrü bitmiş.
İyiler için cennet elde edilmiş..
Ebedî hayat için olan o çetin
imtihan da kazanılmıştır.
İnsanoğlunun başarılı sınavı ne
zaman biter?
Cevap:
Cennete varıp Rüyet-i Cemalullah’ı
temâşâ edince..!
İşte:
Gerçek bayramdır o bayram.
“Acebi Rabbim bize nasip ede mi?”
Bu çetin imtihanı kazandıra mı?
Güzel Allah’ımızın;
“Narı da hoş, Nuru da hoş”
olduğuna göre O’ndan ümit kesilir mi?!
Haşa…
Cümlemize:
Gerçek bayramlar olsun!
Allah, bizleri; kendince en makbul
olan Adın veya Firdevs Cennetinde
Peygamberimiz ile komşu eylesin…
Gayrısı ne ki?!
16.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|