Bildiğimiz tek “vatan hizmeti” askerliktir. Vatana sadece asker olarak hizmet edebilirsiniz. Askerlik bitince hizmetiniz de biter. Dünyanın en büyük işyerini, en iyi öğrencilerini yetiştiren okulunu, en üretken sanayi tesisini, en çok elektrik üreten barajlarını açsanız, en iyi kanunları çıkarsanız, gece gündüz çalışsanız da fark etmez; sivilseniz hiçbiri vatan hizmeti değildir.
“Vatana ihanet” diye bir suçumuz vardır. Cumhurbaşkanı bile olsanız bu suçla suçlanabilirsiniz. Her suç ve bu arada her ihanet zamanaşımına uğrayabilir, ama vatana ihanet asla. Her suç, bu arada ihanet affedilebilir, vatana ihanet asla. Her şeye ihanet edebilir ve hiçbir ceza almadan kurtulabilirsiniz, ama vatana ihanetiniz cezasız kalmaz. “Vatana ihanet nedir?” diye sorsanız, her “vatan”daştan farklı bir cevap alırsınız. Birilerinin hoşuna gitmeyen her söz ya da eyleminiz “vatana ihanet” sayılabilir. Bazen bir “acaba”, bazen sırf sesli düşünme yoluyla bile vatanınıza ihanet edebilirsiniz.
Bir de “vatandaş”lar vardır bu arada. Sözlüğe baksanız, “Aynı vatandan olanlar” diye bir tarif çıkarır karşınıza. Oysa onların da “sözde”si, “özde”si ve “gözde”si vardır. Halk plajlara akın edince dışarıda kalanları vardır. “Sade”si vardır, kremalısı vardır.
Özetlersek:
Vatana sadece askerlik yaparak hizmet edebilir ama ona sadece düşünerek bile ihanet edebilirsiniz. “Eşitlik”ten söz eden bir anayasası, bu eşitliği anayasaya aykırı bulan bir mahkemesi, “özde”si ve “sözde”si olan bir vatandaşsınızdır.
Madem sivilsiniz, hizmet etmiyorsunuz; bari susun da ihanet etmeyin. Zira “Her şey vatan için”dir ve “Söz konusu vatansa, gerisi teferruat”tır.
20.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|