"Gerçekten" haber verir 19 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Aile

Cep telefonları masum mu?

ABD’de bulunan Moffit Kanser Araştırmalar Merkezi Biyomedikal Enformasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. David Fenstermacher, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen ‘’6. Uluslararası Biyomedikal Gelişen Teknolojiler Sempozyumu’’ için geldiği Antalya’da, beyin kanserinin oluşumu ve tedavisi konularında açıklamalarda bulundu.

Uzun zamandır cep telefonu kullanımıyla beyin kanseri arasında ilişki kurulduğunu ifade eden Fenstermacher, ‘’Cep telefonlarının beyin kanserine sebep olduğuna ilişkin herhangi bir bulgu yok’’ dedi. Cep telefonu kullanımının artmasıyla, beyin kanserine yakalanan hasta sayısı arasında paralellik gören bazı bilim adamlarının cep telefonunun beyin kanserine sebep olduğunu söylediklerini anlatan Fenstermacher, şu bilgileri verdi: ‘’Beyin kanseriyle ilgili literatürü inceliyoruz. Cep telefonlarının beyin kanserine yol açtığına ilişkin söylemler var. Ancak bunun doğru olduğuna ilişkin herhangi bir bulgu yok. Çoğu zaman hastalıklara sebep olan faktörler araştırılırken, aslında hastalıkla gerçekten ilgisi olmayan etmenler de hastalığın sebepleri arasında sayılabiliyor. Cep telefonları da bence öyle. Sorunun kaynağı incelenirken yanlış sorular üzerine araştırma yapılınca yanlış sonuçlara ulaşıyorlar. Yapılan analizler de yanlış oluyor doğal olarak. Cep telefonu kanser ilişkisinde olduğu gibi...’’ Kanserden korumak için genel olarak sigara, alkol, uyuşturucu ve güneşin zararlı ışınlarından uzak durulması gerektiğini ifade eden Fenstermacher, kanserde DNA’ların tahribata uğradığını, bu DNA’ların onarılması için sebze ve meyve tüketilmesinin faydalı olacağını sözlerine ekledi.

19.10.2008


Uzun süreli bel ağrısına dikkat

YAVAŞ BAŞLANGIÇLI OLAN, ŞİDDETİ AZALIP ARTABİLEN, UYUŞMA VE GÜÇ KAYBINA SEBEP OLAN, TERS BİR HAREKET SONUCU ORTAYA ÇIKMAYAN VE 3 AYDAN FAZLA SÜREN BEL AĞRISININ, İLTİHAPLI BEL ROMATİZMASI HASTALIĞININ HABERCİSİ OLABİLECEĞİ BELİRTİLDİ.

Antalya’da düzenlenen 10. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi’ne katılan Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Ertenli yaptığı açıklamada, insanların yüzde 80’inin hayatlarının bir döneminde bel ağrısıyla karşılaştığını, ancak bunların yüzde 90’nın omurganın yanlış kullanılmasından kaynaklandığını söyledi. Ters bir harekete bağlı ortaya çıkabilen ‘’mekanik’’ bel ağrısının, hareket ettikçe arttığını, yatarak dinlenildiğinde ise geçtiğini belirten Ertenli, ‘’Mekanik bel problemleri genellikle bir hafta 10 gün içerisinde kendiliğinden geçer’’ diye konuştu.

Ertenli, yavaş başlangıçlı olan, şiddeti azalıp artabilen, uyuşma ve güç kaybına sebep olan, ters bir hareket sonucu ortaya çıkmayan ve 3 aydan fazla süren bel ağrısının, iltihaplı bel romatizması hastalığının habercisi olabileceğini belirtti.

İltihaplı bel romatizmasında, ağrının dinlenme sonrasında arttığına dikkati çeken Ertenli, sabah uyanıldığında hissedilen şiddetli ağrının yürüdükçe azalmasının ve özellikle gece uykudan uyandıran ağrıların ihmâl edilmemesi gereken belirtiler olduğunu bildirdi.

Ertenli, hastalığın omurgayı eğdiğini ve hareket etmesini engellediğini ifade ederek, ‘’Bu hastalar, omurgalarını oynatamadıkları için sağlıklı bireyler gibi serbest hareket edemezler. Omurga eğildiği için aşırı kambur dururlar, sırtlarını doğrultamazlar’’ dedi.

‘’20-40 YAŞLARINDA SIK GÖRÜLÜYOR’’-

Hastalığın ‘’genç hastalığı’’ olduğunu ve genellikle 20-40 yaşları arasında sık karşılaşıldığını belirten Ertenli, her 200 kişiden birinde iltihaplı bel romatizması görüldüğünü, biyolojik yapısından ötürü erkeklerin bu hastalığa yatkınlığının kadınlardan 4 kat daha fazla olduğunu söyledi.

Ertenli, hastalıktan korunmak için çok fazla bir şey yapılamayacağını, ancak erken teşhis sayesinde etkili tedavi imkânlarıyla omurgada oluşabilecek kalıcı hasarın önlenebildiğini kaydetti.

Erken teşhis ve tedavi yapılmadığında, omurganın tamamen hareketsiz hâle geldiğini vurgulayan Ertenli, hastalığın temel tedavisinin ilâçla yapıldığını, bunun fizik tedavi yöntemleriyle desteklendiğini söyledi. Ertenli, ilâç tedavisinin ömür boyu sürdüğünü, dönem içinde dozunun azalıp artabildiğini ifade etti. İklim özelliklerinin hastalığın ortaya çıkışında etkili olmadığını belirten Ertenli, ‘’Ancak ağrının hissedilmesinde bir etken olabilir. Bazı hastalarda nemli havalar, ağrıların daha çok hissedilmesine sebep olabiliyor’’ dedi.

‘’KASLAR GÜÇLENDİRİLMELİ’’

Ertenli, vücut kaslarının güçlü olmasının bel ağrılarının azalmasına faydalı olduğunu belirterek, yürüyüş, hafif tempolu koşu, yüzme gibi düzenli egzersizlerin haftada 3 gün 45’er dakika yapılmasını tavsiye ettiklerini söyledi. Bu hastaların, evde spor yaparken bel bölgesini koruyan mekik aletleri kullanmasının uygun olduğunu belirten Ertenli, ağırlık kullanılan çalışmalardan kesinlikle kaçınılması gerektiğini kaydetti. Ertenli, bel bölgesine fazla yük bindirilmemesi, mevcut kemik yoğunluğunun korunması, sağlıklı ve dengeli beslenme, uygun vücut kilosu ile yeterli kalsiyum ve D vitamini alınmasının önemine işaret etti.

19.10.2008


Alkol, kadınların düşmanı

İNGİLTERE'DE yapılan bir araştırma, kadınların büyük bölümünün, alkol kullanımının arttırdığı en önemli risklerden birinden haberdar olmadıklarını ortaya koydu.

Yaklaşık 2 bin erkek ve kadın arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların büyük bölümü alkol tüketmenin karaciğer hastalıklarına ve karaciğer kanserine sebep olduğunu biliyor ancak bunların çok azı alkolün meme kanseri riskini arttırdığından haberdar. Yaklaşık 4 milyon kadının aşırı derecede alkol kullandığı bilinen İngiltere’nin Sağlık Bakanı Dawn Primarolo, araştırma sonuçlarının “şok edici” olduğunu söyledi. Meme kanseri için kalıtım, obezite gibi farklı risk faktörleri olsa da alkol kullanımının da meme kanseri riskini arttırdığı net biçimde ortaya konulmuş durumda. Araştırmaya göre, kadınların yüzde 82’si alkol ile meme kanseri arasındaki bağlantıyı bilmiyor. Kadınların yüzde 95’inin ise alkolün karaciğer hastalıklarına sebep olduğunu bildiği, yüzde 71’inin de karaciğer kanseri riskinden haberdar oldukları belirlendi. Meme kanseriyle mücadele eden “Breakthrough Breast Cancer” kuruluşundan Dr. Sarah Cant, meme kanseri riskini arttıran birçok etken olduğunu ancak alkolü hayatımızdan kaldırmanın bu risklerden birini azaltacağını söyledi. Cant, “alkol alışkanlığını değiştirmek için hiçbir zaman çok geç olmadığını” kaydetti.

/ Londra

19.10.2008


Ekonomik kriz mi, ahlâk krizi mi?

SUNUCULUĞUNU Dr. Selman Kuzu’nun yaptığı Tefekkür’de bu hafta “Dünyadaki Ekonomik Krizin Ahlâkî Boyutu” ele alınıyor…

Prof. Dr. Nazif Gürdoğan ve Yeni Ümit Dergisi Yayın Yönetmeni Dr. Ergün Çapan’ın misafir olduğu programda: “Dünyadaki ekonomik krizin maddî sebepleri ne-lerdir? Müslüman, ekonomik krize karşı nasıl davranmalı? Yaşanan kriz, sadece bir ekonomik kriz mi yoksa bir ahlâk krizinin yansımaları mı? Ekonomik krize karşı İslâm’ın getirdiği tedbirler nelerdir?” gibi sorulara cevaplar verilecek.

Mehtap TV - 21:00

19.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır