Alınan bütün tedbirlere rağmen dikiş tutmayan global kriz, merkezden muhite doğru yayılan dalgalarıyla Türkiye'deki piyasaları da ciddî şekilde etkilemeye başladı. TÜSİAD ve TOBB gibi kuruluşların yaptığı uyarıların yanı sıra, borsa ve döviz kurlarında yaşanan şoke edici düşüş ve yükselişler, kast ettiğimiz menfî etkilenmenin en bariz işaretleridir.
Petrol fiyatıyla dolar kurunun dış piyasalarda büyük çapta değer kaybetmesine rağmen, Türkiye'de bu durumun tersine doğru işlemesi, acaba çok tuhaf bir dengesizlikle karşı karşıya bulunduğumuzu göstermiyor mu?
Bu konuda uzmanlarla sivil kuruluşlar başka, resmî ve hükümet çevreleri başka telden çalıyor. Hatta, mevcut hükümetin bazı bakanları ile başbakanın bu konudaki açıklamaları dahi birbiriyle çelişiyor.
Bakalım, aşırı kâr hırsının yüksek faizle izdivacından doğan bu krizin yıkıcı dalgaları daha ne kadar sürecek ve nerelere kadar uzanacak.
Gündemin Silivri ayağı
Uzun zamandır gündemi meşgul eden Ergenekon dâvâsına bugün Silivri Adliyesi'nde başlanacak olması, yeni muhtemel bazı gelişmelere de kapı aralayacaktır.
Öyle anlaşılıyor ki, Ergenekon tipi derin örgütlenmelerin, Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanmış olan bütün darbe ve ihtilâl hareketleriyle, bütün anarşi ve terör olaylarıyla, bütün sûikast ve faili meçhûl cinayetlerle, bütün sabotaj ve provokasyonlarla, hâsılı hukuk ve demokrasi dışı bütün iş ve eylemlerle bir şekilde irtibat ve münasebeti vardır.
Bunlardan bir tanesinin gün ışığına çıkması, gerisini de çorap söküğü gibi getireceği ümidini doğuruyor.
Zincirleme oluşacak aydınlanmalarla, hiç şüphesiz mevcut dengeler sarsılacak, bir kısım dengesizlikler giderilecek, daha doğrusu dengeler yerli yerine oturmaya başlayacak.
Zira, bu tip karanlık şebekeler, çoğu yerde devletin eli, yüzü, gözü gibi görünmüş; yani devletin bizâtihi kendisi gibi arz–ı endâm etmiş ve öyle de muamele görmüştür.
Yaklaşık yüz senedir süregelen ülkenin ve milletin mukadderatında aktif rol alan bütün bu karanlık işlerin, Ergenekon dâvâsı vesilesiyle teker teker aydınlığa kavuşturulmasını temenni ediyoruz.
Medya–siyaset dengesi
Zaten uzun zamandır siyaset ve medya sektörü arasında yaşanan bir takım dengesizlikler, son dönemde yeni bir boyut daha kazandı.
Başbakan ile büyük bir medya grubu arasında başlayan ve yüksek tansiyonlu düellolar, bir yönüyle gelip boykot çağrılarına kadar dayanmıştı.
Başbakan'ın partili arkadaşlarına seslenerek "Siz de bu gazeteleri almayın, okumayın, evinize sokmayın, boykot edin" demesinin üzerinden yaklaşık dört–beş haftalık bir süre geçti.
Bu süre içindeki satış rakamlarına baktık, tirajlarında hemen hiçbir değişikliğin olmadığını gördük: Hürriyet, Milliyet, Vatan ve Radikal'in son bir aylık tirajında kayda değer hemen hiçbir değişiklik yok.
Öte yandan, farklı ve cesurane çıkışlarıyla medyada ayrı bir yer edinen ve tirajının çok çok üzerinde bir tesir gücüne sahip olan Taraf gazetesinin özellikle son günlerdeki yayınına, Genelkurmay Başkanından sonra Başbakanın da aşırı tepki göstermesi, yine farklı gelişmelere yol açtı.
Yer darlığından şimdilik bir tek nümuneyi işaret edelim: Bugüne kadar Başbakan Erdoğan'ın hemen her dediğini adeta bayraklaştırarak alkışlayan medya mensuplarının çoğu, bu hususta farklı davrandı; Taraf gazetesinin yayınını haklı, tepkileri ise haksız ve agresif bulan yorumlarda bulundu.
Aynı şekilde, şimdiye kadar askerî cenahın şakşakçılığını yapmaktan geri durmayan iktidar muhalifi medyada da farklı yorumlar yer aldı. Onlar da, birçok köşe yazısıyla Taraf'ın tutumuna taraf görünerek, hem Başbakana, hem de Genelkurmay Başkanına muhalif bir tavır sergiledi. Tabiî, kemikleşmiş, kaşarlanmış bilindik birkaç istisna dışında...
Tarihin yorumu 20 Ekim 1982
Atış serbest, eleştiri yasak
Darbe (1982) Anayasasının nihaî metnini kamuoyuna açıklayan Millî Güvenlik Konseyi (cunta), cuntanın başı olan Kenan Evren'in yeni anayasayı öven konuşmalarını eleştirmeyi yasakladı.
Aynı yasak kararınca, aykırı yönde fikir yürütenlere karşı çeşitli ceza ve müeyyideler uygulandı.
Alternatifsiz seçim
Anayasa'nın 7 Kasım'da referanduma sunulması kararlaştırılırken, bu anayasaya evet denilmesiyle, Kenan Evren'in de Cumhurbaşkanı olacağı hükme bağlandı.
Bu arada, Kenan Evren'in karşısına ikinci bir adayın çıkarılması da yasaklandı.
Bu darbe anayasasıyla ilgili olarak dikkat çekici diğer bazı hususlar şunlar:
* Önsöz kısmında yer alan ifadelere göre, bu anayasa baştan sona Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda hazırlanmıştır. Hiçbir maddesi ilke ve inkılâpların aleyhinde yorumlanamaz dahi.
* Anayasa'nın sonunda yer alan ekteki geçici 15. maddeye göre, cunta döneminde yapılmış uygulamalar ve çıkarılmış bulunan yasaların, yeni anayasaya uygunluğu bakımından herhangi bir sorgulama ve denetlemeye tabi tutulamaz.
* Aynı şekilde, konsey (cunta) üyeleri de hiçbir şekilde yargılanamaz, sorgulanamaz, karar ve uygulamalarından dolayı suçlanamaz.
20.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|