Ankara/Sincan’dan Şaban Sivri: “Kıyamet alâmetlerinden olan Dabbetü'l-arz hakında bilgi verir misiniz? Nedir? Ne değildir? Kur’ân’da, hadislerde ve Risâle-i Nur’da bu mesele nasıl işlenmiştir?”
Dünkü yazımızda dâbbenin, “yeryüzünde yürüyen canlı” mânâsında Kur’ân’da sıkça geçen bir kelime olduğunu ifade etmiş ve yeryüzü canlılarını “dâbbe” olarak adlandıran âyetlerden örnekler vermiştik. Bugün de gizemli bir ıstılâh halinde gündemimize düşen “dâbbetü’l-arz” meselesi üzerinde duralım. Kur’ân’da iki âyette “dâbbetü’l-arz” kavramı geçer. Bunlardan birincisinde, hak karşısında kör, inatçı ve inkârcı olan insanların başlarına Allah’ın vaadi geldiği zaman yerden çıkarılacak dâbbetü’l-arzın, onlara, inanmamalarının büyük bir dalâlet ve felâket olduğunu söyleyeceğini haber vermekte; diğerinde ise, Hazret-i Süleyman’ın (as) asâsını yiyip çürüten dâbbetü’l-arzın, böylece cinlerin gaybı bilmediklerini ortaya çıkardığını bildirmektedir. Söz konusu âyetler şunlardır:
1- “O kavl (=söz) (kıyamet) başlarına geldiği zaman, onlara arzdan bir dâbbe çıkarırız da, bu onlara insanların âyetlerimize kesin olarak iman etmemiş olduklarını söyler.” 1
2- “Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü cinlere ancak değneği yiyen dâbbetü’l-arz gösterdi. O, yere yıkılınca ortaya çıktı ki, şâyet cinler gaybı bilmiş olsaydılar, küçük düşüren bir azap içinde kalmazlardı.” 2
Bu âyetlerin ilkinde, Allah’ın vaadi geldiğinde; Allah’ın, “konuşan bir yeryüzü mahlûku” meydana çıkaracağı ve bu yeryüzü mahlûkunun insanlara ibret dersi vereceği bildirilir. Sonraki âyet ise, kısmen ilk âyeti tefsir eder mâhiyettedir. Şöyle ki; sonraki âyet, ilk âyette çıkacağı haber verilen bu yeryüzü mahlûkunun, Hazret-i Süleyman’ın (as) asâsını yiyen ağaç kurduna yakın bir karakterde olacağına, kurtçuğu bu âyetin kavramı olan “dâbbetü’l-arz” tâbiri ile ifâde etmek sûretiyle işâret eder.
Bilindiği gibi Hazret-i Süleyman (as) cinleri emrinde çalıştırıyordu. Asâsına dayanmış olarak cinlere emir verdiği ve işlerini takip edip denetlediği bir sırada vefât etti ve uzun süre asâsına dayalı vaziyette ayakta kaldı. Cinler Hazret-i Süleyman’ın (as) öldüğünü hiç anlamadılar. Ne zaman Hazret-i Süleyman’ın (as) asâsını ağaç kurtları yedi, içini çürüttü; Hazret-i Süleyman’ı (as) taşıyamaz hale gelen asâ kırıldı ve Hazret-i Süleyman (as) yere yığıldı; işte o zaman cinler Hazret-i Süleyman’ın (as) öldüğünü anladılar. Âyet bunu cinlerin gaybı bilmediklerine delil olarak zikreder. Çünkü cinler eğer gaybı bilmiş olsalardı, yanı başlarında, âmirleri hükmünde olan bir Peygamberin öldüğünü, hiç olmazsa ölüm geldikten sonra olsun, anlayabileceklerdi. Ama kurtlar asâyı yiyip, Hazret-i Süleyman’ı (as) devirene kadar bunu bilmediler. Demek cinler gaybı bilmek bir yana, vâkıaların görünen yüzünü bile kavramaktan çoğu zaman âcizdirler.
Süleyman (as) âyetinde geçen dâbbenin ağaç kurtları cinsinden, yani bildiğimiz odunun içini kemiren kurtçuklar, bitler ve mikroorganizmalar nev'înden olduğu âyetin sarâhatinden, yani açık mânâsından ve genel çerçevesinden anlaşılmaktadır. Bu âyette ancak, önceki âyette geçen dâbbenin keyfiyeti hakkında bir ipucu aranabilir. Çünkü bir çok âyetinde bilinen dünya canlılarını “izâfetsiz” dâbbe olarak adlandıran Kur’ân’ın, yalnız bu iki âyette dâbbeyi arza izâfe etmesinden ve bu izâfede birinci dâbbenin asânın içini yiyen bir mikroorganizma türü olmasından; diğer âyette çıkacağı haber verilen ve yine arza izâfe edilen dâbbenin de cüsse itibariyle “mikroorganizma” cinsinden olacağı yönünde bir işâret ve ipucu yakalamak mümkün gözüküyor. Nitekim Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerinin tevili, dâbbetü’l-arzın bir “mikroorganizma cinsi” olabileceği üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Bu âyette, bir takım bilinmeyenler vardır:
1- Allah’ın, tahakkuk edeceğini vaad ettiği “Kavl=söz” nedir?
2- Arzdan çıkacağı haber verilen dâbbenin keyfiyeti ve niteliği nedir? Nasıl bir dâbbedir?
3- Dâbbenin konuşmasının keyfiyeti nedir? Dâbbe nasıl konuşacaktır?
4- Dâbbe kimlerle konuşacaktır?
5- Dâbbe ne konuşacaktır? Mesajı nedir?
Yarın İnşaallah bu sorulara cevap arayalım.
Dipnotlar:
1- Neml Sûresi, 27/82
2- Sebe’ Sûresi, 34/14
22.10.2008
E-Posta:
[email protected]
|