"Gerçekten" haber verir 22 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Sami CEBECİ

Dâvâ adamları



İslâm dininin temeli bilgi ve eğitime dayanır. Zira, İslâm’ın ilk emri “Oku”dur.

Ümmî bir peygamber olan Hazret-i Muhammed (asm), vahiy yoluyla gelen İlâhî mesajları, insanlığa en güzel bir şekilde tebliğ etti. Allah’ın emir ve yasaklarını önce kendi nefsinde yaşadı. Kur’ân’da, Allah’ın övdüğü bütün güzel ahlâkları bizzat gösterdi. Kısa zamanda etrafında insanlar toplandı. Her türlü meşakkate göğüs geren bu kahraman insanlar “Sahabe” ünvanıyla insanlık tarihine altın harflerle yazıldı. Her birisi ümmete bir örnek ve rehber oldu. “Benim sahabelerim yıldızlar gibidir. Hangisine tâbi olsanız kurtulursunuz” hadisinin övgüsüne mazhar oldular. Altın gibi değerli bu dâvâ adamları ve Allah Resûlünün (asm) yakın arkadaşları, bugün de örnek hayatlarıyla insanlığa ışık tutuyor ve kendilerinden sonraki zamanları aydınlatmaya devam ediyorlar.

Asr-ı Saadetten sonra her asrın başında gelen mücedditler ve onların zamanlarında yaşayan bütün mürşitler, kutuplar, gavslar ve bir nev'î Mehdi hükmündeki büyük zatların hepsi, Allah Resûlünü (asm) tâkip ettiler ve nice büyük zatları yetiştirerek, İslâm dininin bugünlere kadar sağlam olarak gelmesine hizmet ettiler. Allah onların hepsinden ebediyen râzı olsun, bol hayırlar versin ve bizleri de onların şefaatlerine nâil etsin, İnşallah.

Nihayet, bütün ümmetin şerrinden Allah’a sığındığı âhirzamana gelindi. Peygamber Efendimizin (asm) haber verdiği din yıkıcısı Süfyan ve deccallerin tahribât döneminde, her şeyini iman ve Kur’ân hizmetine adayan ve dünya zevki namına bir şey tatmayan Bediüzzaman Hazretleri mücahede meydanına atıldı. Yirmi üç sene gibi uzun bir zaman zarfında altı bin sayfayı aşkın Nur Risâlelerini telif etti. Kur’ân nuruna istinat eden Nur Risâlelerinin etrafında nice kahraman insanlar toplandı. Her türlü eza, cefa ve meşakkatlere göğüs gerdiler. Bir tek dînî eserin yazılmasına devlet tarafından müsaade edilmediği o senelerde, el yazmasıyla altı yüz bin nüsha risâleyi Anadolu çapında neşrettiler. Bu uğurda ağır bedeller de ödediler. Ama yılmadılar, korkmadılar ve geri çekilmediler. Zübeyir Gündüzalp gibi nice Nur kahramanları “Eğer, mürekkep ve kâğıdı yok etseler, Risâle-i Nurlar için mümkün olsa derimizi kâğıt, kanımızı mürekkep yaptıracağız” diye mahkemelerde haykırdılar.

Mânevî dereceleri yüksek olan Nur talebeleri için imtihan çok ağırdı. Dayak, işkence, hapis, açlık, susuzluk gibi her türlü eziyet ve zulüm onlara revâ görülüyordu. Bu ağır imtihanların hikmet cihetini nazara veren Bediüzzaman “Siz bu şiddetli imtihana girmek ve inceden inceye sizi kaç defa altın mı, bakır mı diye mihenge vurmak ve her cihette sizi insafsızca tecrübe etmek ve ‘Nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var mı, yok mu?’ üç dört eleklerle elenmek; hâlisâne, sırf hak ve hakikat namına olan hizmetinize pek çok lüzumu vardı ki, kader-i İlâhî ve inâyet-i Rabbâniye müsaade ediyor” diyordu.

Nur talebeleri, âhirzamanın hayat şartlarında içinde bulundukları cemiyetin rehber şahsiyetleridir. Üstadın tâbiriyle “Maddî mânevî, dünyevî, uhrevî hiçbir maksat gözetmeden, sırf rızâ-yı İlâhî için hizmet ederler.” Onlar, örnek dâvâ adamlarıdır. Allah, cümlemize böyle olmak, “altın mı, bakır mı” imtihanından yüz akıyla çıkmak nimetini nasip etsin İnşallah, âmin...

(Not: Asya Nur Kültür Merkezinde yeni eğitim sezonunun ilk semineri gerçekleştirildi. Mesut Nurver’in sunduğu ve “Mukaddes Topraklarda Nurlu Hatıralar” başlıklı slaytlı çalışma, katılanları mânevî âlemlere götürdü. Fevkalâde beğenilen ve geneli Risâle seminerleri şeklinde devam edecek olan haftalık Pazar seminerlerine kalbî teveccüh ve duâlarınızı bekliyoruz. 2007 sezonunda 25 seminer ile 2 konferans icra edildi. Cuma derslerine katılımı cidden arttırmaya vesile oldu.)

22.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.10.2008) - Sonsuz irâdenin gücü

  (01.10.2008) - İlâhî ilmin her şeyi kuşatması

  (24.09.2008) - Hiçten ve yoktan yaratma nedir?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır