Risâle-i Nur mesleğinde ferdiyetçilik değil, cemaat ve birlik şuuru hâkimdir. Bunun en büyük tezahürü, meşveretle görünür. Zirâ, şahs-ı mânevîde “ben” değil, “biz” geçerlidir. Bunun sonucu, bir ipliğin kuvveti ile, on ipliğin bir araya gelerek meydana getireceği kuvvetle değerlendirebilir.
Çok seslilik, başkalarının fikirlerine saygı göstermek olan meşveret; Nur mesleğinin ana prensiplerindendir. Fikir hürriyetinin de gereğidir. Hz. Resûlullah’ın (asm), Asr-ı Saadet’teki meşveret sistemini çağımıza taşıyan Bediüzzaman, “Nur cemaatinde istişare ve şer’î meşveret esastır. 1 Her meselemizde emir, Risâle-i Nur’un şahs-ı mânevîsini temsil eden has şakirtlerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var.2 Siz, meşveretle ne lâzımsa yaparsınız.3 Şimdi siz, aranızda münakaşasız bir meşveret ediniz. Kararınızı kabul ederim…4 Asıl fikir sahibi, sizler ve Risâle-i Nur’un has şakirtleri ve müdakkik nâşirleri, meşveretle, hususan Ispartadakilerle, maslahat ne ise yaparsınız.5 Bu kudsî hizmette teennî ile, meşveretle, ihtiyatla çalışmak lâzımdır.6 Şakirtlerin uygun görmesiyle… o vazifeleri taksimü l-a’mal (işbölümü) sûretinde herbir şakirt bir vazifesini yapmaya başlasın.7 Aranızdaki samimî tesanüt ve meşveret-i şer’iye, sizi öyle şeylerden muhafaza eder. İçinizdeki şahs-ı mânevînin fikrini, o meşveretle bildirir.8 Medâr-ı nizâ (tartışma sebebi) bir mesele varsa meşveret ediniz”9 diyerek meşveret sistemini yerleştirir. Kendisine bir imtiyaz tanımaz.
Meşveretin psiko-sosyal boyutlarını ise şöyle ortaya koyar:
* Zaman, cemaat zamanıdır.10 Zaman, şahsiyet ve enaniyet (ben demenin, benlik yapmanın, bencenin) zamanı değil.11
* İşleri, şahıslar, kişiler değil; meclisler/parlamentolar, şûralar, şahs-ı mânevîler yürütüyor. Zira, cemaat ruhunu temsil ederler.12 Meşveretin özellik ve güzelliklerini gelince;
- Meşveret, meşrûtiyetin/hürriyetin/cumhuriyetin en mühim esasıdır.13
- Meşveretin hüküm sürdüğü yerde, şüphelerin hükümleri (ve yeri) olmaz; bâtıl/yanlış hak sûretini giymekle fikirleri aldatamaz.14
- Şeriatin usûlüne göre yapılan meşveret, baskı ve tahakkümün belâsından kurtarır.15 Çünkü, meşveret şeriattan bir parmak ayrılsa, padişahlık—şahsiyetçilik ve ferdîlik—yüz arşın ayrılır.16 Çünkü, meseleleri, olayları ferdler iki göz, iki kulak, bir akıl ile görür, işitir ve değerlendirir. Meşveret ise (hey’et sayısınca), yirmi göz ile görür, kulakla işitir, on akılla değerlendirir. Ferdler, dış tesirlere karşı daha az dayanıklıdırlar.17 Dolayısıyla;
- Cemaatte olan kuvvet, fertte yoktur.18
- Ferd dâhî de olsa, cemaatin şahs-ı mânevîsine karşı sivrisinek kadar kalır.19
- Şahıs ne kadar güçlü ve dâhî de olsa şahs-ı mâneviye (ferdlerden oluşan güce, cemaate, gruba) karşı mağlup düşebilir.20.
Meşveret etmek; aynı zamanda Risâle-i Nur mesleğinin acz, fakr ve şefkat mesleğini anlamak ve hazmetmektir. Zira, insan aciz ve zayıf olduğunu anlarsa, enaniyet ve kibre yönelmez. O halde başkalarının düşüncelerine müracaat eder ve saygı duyar.
Dipnotlar:
1- Hizmet Rehberi, s. 175.; 2- Emirdağ Lâhikası, s. 195.; 3- Emirdağ, s. 125.; 4- Şuâlar, s. 289.; 5- Age, s. 96.; 6- Age, s. 73.; 7- Age, s. 164.; 8-Kastamonu Lâhikası, s. 91.; 9- Age, s. 181.; 10- Mesnevî-i Nuriye, s. 87.; 11- Hizmet Rehberi, s. 159.; 12-Sünuhat, s. 51.; 13- Divân-ı Harb-i Örfî, s. 69.; 14- Muhâkemât, s. 32-33.; 15- Divan-ı Harb-i Örfî, s. 59.; 16- Münâzarât, s. 40.; 17- Sünûhât, 50.; 18- İşârâtü’l-İ’câz, s. 162.; 19- Sünûhat, s. 52.; 20- Emirdağ, s. 125.
22.10.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|