"Gerçekten" haber verir 13 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Gençliğe dikkat



“Temsilci buluşmaları” toplantılarının İzmir faslında Ege bölgesi temsilcilerimizle birkaç saatliğine de olsa bir araya geldiğimiz ve epeyce bir zamandır mülâki olamadığımız Tireli ve Yalovalı okuyucularımızla da görüşme imkânı bulduğumuz kısa molamızı tamamladık ve yeniden huzurunuzdayız. “Müfritane irtibat” düsturu çerçevesinde safları iyice sıklaştırmamız gereken bir zamanda birlikteliklerimizin daha da yoğunlaşması gerektiği kaydını düşerek, kaldığımız yerden devam edelim ve genç, gayyur, hamiyetli arkadaşlarımızdan Bilâl Yükselten’in mesajına birlikte bakalım.

***

22 Haziran’da çıkan “Nurlu notlar” yazınız çok güzeldi. Allah razı olsun. Gafletine düştüğümüz çok önemli bir meseleyi bizlere hatırlattınız. Benim de bu konuyla ilgili size âcizane aktarmak istediğim bir-iki husus var.

Yazınızın bir yerinde şu ifadeler geçiyordu:

‘’Buradan çıkaracağımız en önemli derslerden biri, müzaheret mânâsının hükmettiği gençlik yıllarını boşa geçirmemek. Bilhassa 30 yaşına kadarki dönemi, risaleleri okuma, hazmetme, adeta ‘dem ve damarlara karışacak’ derecede özümseme noktasında çok iyi değerlendirmek.

“Çünkü daha sonraki yıllarda, o dönemdeki fırsat ve zamanları bulmak hayli zorlaşabiliyor.

“Gerçi okumanın yaşı yok. Üstad gibi bizim de son nefesimize kadar okumayı hayatımızın ayrılmaz ve vazgeçilmez bir faaliyeti kılmamız gerekiyor. Ama gençlik döneminin yeri başka.’’

Sizin de bahsettiğiniz gibi gençlik dönemi risalelere talebe olma açısından çok önemli bir devre. Geçenlerde genç kardeşlerimizle yaptığımız bir piknikte başka şehirden gelen, Risale-i Nur hakkında bilgisi olmayan, pırıl pırıl ve çalışkan iki genç kardeşimiz ‘’bu eserlerin diğer eserlerden ne farkı olduğunu’’ sordular. Biz de âcizane hem Risale-i Nur’dan bazı yerler okuyarak, hem de çeşitli açıklamalar yaparak konuyu anlatmaya çalıştık. Dersimiz boyunca sohbetimizi pürdikkat dinlediler. Pikniğimiz esnasında kendileriyle çok hoş sohbetlerimiz oldu. Piknik bitiminde kendileriyle tekrar görüşmek ümidiyle ayrıldık. Daha sonra pikniğimizde bulunan bir başka kardeşimizin bana söylediğine göre o gençler yapılan sohbetten çok etkilenmiş ve bu eserleri nerede bulabileceklerini sormuşlar. Risale-i Nur’un fıtrî güzelliği kendilerini cezbetmiş olmalı ki, çok ilgi göstermişler. Bu kardeşlerimizle inşaallah irtibatımız devam edecek.

Benim buradan gelmek istediğim husus şu:

Çok büyük buhranların yaşandığı günümüzde Risale-i Nur’u gençlere ulaştırmak hepimizin vazifesi. Zaten bugünkü ağabeylerimize baktığımızda birçoğunun bu paha biçilmez eserlerle gençlik yıllarında tanıştıklarını görmekteyiz.

Bu zamanda çok daha fazla ihtiyaç bulunan Nur eserlerini genç kardeşlerimize ulaştırmak için acaba ne yapıyoruz? Seminerler, toplantılar, konferanslar, vs elbette güzel çalışmalar, ama Nur mesleğinin en önemli esaslarından biri “bire bir insan merkezli hizmet” değil midir? Son zamanlarda dikkatlerimizi nerelere veriyoruz ve nazarlarımızı hangi yönde kullanıyoruz?

Acizane fikrim; bu tarz konuların neşriyatımızda sıkça ve çokça işlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Ve en öncelikli vazifelerimizden birinin; âtıl durumdaki genç kardeşlerimizi aktif hale getirmek için hiç de zor olmayan çeşitli çalışmalarda yoğunlaşmak olduğu kanaatindeyim. Bu sebeple, nazarlarımızı bir an evvel önümüzdeki bu son derece önemli ve çok âcil meselelere çevirmemiz gerektiğine inanıyorum.

Zaten gençlik harekete geçerse beraberinde birçok olumlu netice paralel olarak gelişip inkişaf eder diye düşünüyor ve ümit ediyorum.

Bizi bekleyen bu vazife o kadar ehemmiyetli ve kıymetli ki... Bir genç demek muazzam bir potansiyel ve hizmet demektir. Lütfen genç kardeşlerimizi daha fazla ihmal etmeyelim.

13.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.07.2008) - Tan ve Ergenekon

  (24.07.2008) - Özkök ve 28 Şubat

  (23.07.2008) - Meşrutiyetten 100 yıl sonra demokrasinin neresindeyiz?

  (22.07.2008) - Kemalizmin iç kavgası

  (20.07.2008) - Bir bilirkişi raporu (2)

  (19.07.2008) - Bir bilirkişi raporu (1)

  (18.07.2008) - Peki, sonuç?

  (17.07.2008) - AB ile gelen değişim

  (16.07.2008) - Eruygur, Tolon ve...

  (15.07.2008) - Travma ve tasfiye

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır