"Gerçekten" haber verir 22 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Kemalizmin iç kavgası



Bugüne kadar gizli kalmış Ergenekon belgelerini, örgütle ilgili soruşturma ve dâvâ sürecinde, yayın yasağına rağmen tek tek kamuoyuna duyurma misyonu üstlendiği gözlenen Taraf gazetesinin yayınladığı belgelerden biri de “Lobi” adını taşıyordu.

Örgütün “Lobi“ adı verilen planındaki değerlendirmelere göre, toplum gerçek anlamda özümseyemediği Kemalizmden uzaklaşmıştı.

Dahası, uzaklaşmanın da ötesinde, bu ideolojiyi yargılamaya yönelmiş; toplumdaki geri kalmışlık, mutsuzluk ve umutsuzluğun kaynağı olarak bu ideolojiyi sorumlu tutar hale gelmişti.

Bu bağlamdaki bir başka tesbit gençliğin Kemalizmden yüz çevirdiği idi ve Ergenekoncular gençleri resmî ideoloji doğrultusunda yeniden örgütlemeyi hedeflemişlerdi (Taraf, 16.7.08).

Savcılığın Ergenekon iddianamesinde yer aldığı belirtilen şu suçlama bu tesbitlerle birlikte düşünüldüğünde iş daha da ilginç hale geliyor:

“Örgüt üyeleri Kemalizmi benimsediklerini söylüyorlar, ancak eylemleri ve amaçları, anayasada tanımlanan Atatürk milliyetçiliği ile ters düşüyor. Kemalizmi dinsizlik olarak algılıyorlar.”

Demek ki, bu olayda suçlanıp yargılananlar da Kemalist, onları hesaba çekenler de Atatürk milliyetçiliği ve Kemalizm adına hareket ediyor.

İşin gözden kaçırılmaması ve özellikle dikkat edilmesi gereken en kritik püf noktası burada.

Ergenekon operasyonu kapsamında hesabı sorulmak üzere gündeme gelen bilumum kirli ve karanlık işler, içeri tıkılan ve çoğu deşifre olmuş, miadı dolmuş, son kullanım tarihi geçmiş kişilerin üzerine yıkılarak dosya kapatılırsa ne olur? Kemalist sistem temize çıkmış olur mu?

Bu iş bu kadar kolay mı? Sistem çok önemli ve kilit konumlarda kendi görev verdiği insanlara her türlü haltı işletecek, darbe girişimleri dahil bütün marifetlerine göz yumacak, ama sonra âni bir manevrayla, yakın zamana kadar kullandığı maşaları harcayıp işin içinden sıyrılacak!

Kaldı ki, operasyonla içeri alınanlar hakkında ne karar verileceği de henüz belli değil. Dahası, en çok gürültü koparan son gözaltı ve tutuklamalar da, darbe günlükleri de, 399 gün sonra açıklanan iddianamenin kapsamı dışında. Emekli generallerin neyle suçlanacağı hâlâ belli değil.

Başsavcının iddianameye ilişkin açıklamalarında, operasyonun önceki aşamalarında tutuklananların ve tutuksuz yargılananların silâhlı terör örgütü kurmak başta olmak üzere birçok iddia ile suçlandıkları belirtilirken, bu ithamlar arasında darbe suçlamasının yer almaması, dikkat edilmesi gereken noktalardan biri değil mi?

Peki, iki emekli orgeneralin evlerinin yasa gereği polis değil, asker tarafından arandığını açıklayan Genelkurmay’ın, bunun ötesinde operasyona mesafeli bir duruş sergilemesi, iddianame ile ilgili açıklamanın yapıldığı gün çıkan “Askerî savcılık belge istedi” haberini de, “Hava Kuvvetlerinde Ergenekon soruşturması” iddiasını da derhal yalanlaması ne anlama geliyor?

Hissedilen o ki, özellikle Eruygur ve Tolon’a yönelik gözaltı ve tutuklama işlemi, YAŞ öncesinde, TSK içi bir hesaplaşmanın parçası. Operasyona adı karışan diğer üst düzey askerlerin durumuna getirilecek izah ise, olsa olsa, konumlarını kötüye kullanıp kontrol dışına çıkan kimi unsurların tecziyesi gibi bir amaç olabilir.

Tıpkı vaktiyle “devlet adına” kirli işler yaptırılan ve daha sonra şirazeden çıkan bazı mafya babalarının bilâhare hesaba çekilip cezalandırılmaları gibi. Ergenekoncu paşalarla mafya babalarının aynı kodese konulmaları tesadüf olabilir mi?

Tekrar başa dönecek olursak: İddianameden anlaşılan o ki, Ergenekon operasyonunun asıl amacı, Kemalist sistemi safralarından temizleyip “arındırmak” ve M. Kemal’i dindar gösterip Atatürk milliyetçiliğinden de vazgeçmeyen bir anlayışla tahkim ederek yola öyle devam etmek.

Tarihî gerçeklerin tahrifine ve çağdışı dayatmalara dayalı sistemlerle nereye varılabilir ki?

22.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.07.2008) - Bir bilirkişi raporu (2)

  (19.07.2008) - Bir bilirkişi raporu (1)

  (18.07.2008) - Peki, sonuç?

  (17.07.2008) - AB ile gelen değişim

  (16.07.2008) - Eruygur, Tolon ve...

  (15.07.2008) - Travma ve tasfiye

  (13.07.2008) - Gençliğe dikkat

  (26.06.2008) - TAHLİL

  (25.06.2008) - Anayasayı yenilemek

  (24.06.2008) - Futbol ve ötesi

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır