Malatya Doğanşehir’den Muhammed Ali Sarı: “Hazret-i Havva, Hazret-i Âdem’in ege kemiğinden yaratılmıştır deniyor. Kitaplarda pek ayrıntılı anlatılmamış. Bilgilendirir misiniz?”
Cenâb-ı Allah Hazret-i Âdem’i (as) nasıl kendi kudret eliyle topraktan1 yaratmışsa, Hazret-i Havva’yı da kudret eliyle yine aynı özden yaratmıştır. Yani kadın ve erkek aynı özden yaratılmışlardır. Nitekim “Nasıl Allah’ı inkâr edersiniz ki, siz bir takım cansız maddelerden ibaret iken O sizi yaratıp hayata kavuşturdu. Sonra O sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecektir. Sonunda O’na döndürüleceksiniz”2 âyetinde geçen “Siz bir takım cansız maddelerden ibâret iken” ibâresinin tefsîrinde Bedîüzzaman Hazretleri, insanın cesedini teşkil eden zerrelerin, âlemin zerreleri içinde cansız, hayatsız, donuk ve dağınık bir vaziyette iken, özel bir kânunla, hususî bir nizam ve ölçü ile intizam altına alınarak baba sulbüne gönderildiğini; burada sessiz, sâkin, durgun ve gizli bir vaziyette iken birdenbire belirli bir düstur ile, bölük bölük, günlük bir kânûna tâbi olarak hususî bir kast ve hikmet içinde ana rahmine geçtiğini kaydeder.3
Bedîüzzaman’a göre, zerreler âlemindeki zerreler baba sulbüne intikal edince başka sûretlere girerler ve nutfe olurlar, ana rahmine girince de daha başka sûretlere dö-nerler. Burada embriyo hücresi olurlar, alaka olurlar ve mudga olurlar. Nihayet sonra da insan sûretini giyerek ortaya çıkarlar. Bu kadar acaib değişimler içinde zerreler öyle muntazam kânunlarla hareket ederler ki, sanki her bir zerre, zerreler âleminde iken vazifelendirilmiş ve meselâ Abdülmecid’in gözünde yer alıp vazife görmek üzere yola çıkarılmıştır. Bu hali gören her bir akıl tereddütsüzce hükmeder ki, o zerreler, özel bir kast ile, eşsiz bir hikmet altında gönderilmektedirler.4
Anlaşılıyor ki erkek nasıl doğrudan kudret eliyle müstakil yaratılmışsa, kadın da bizzat kudret eliyle müstakil yaratılmıştır.
Kadının Hazret-i Âdem’in (as) ege kemiğinden yaratıldığı ile ilgili rivayetlere gelince… Böyle rivayetler vardır. Peygamber Efendimiz (asm): “Ey mü’minler! Kadınlar hakkında birbirinize hayır ve iyilik tavsiye ediniz! Çünkü kadın kısmı bir kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri tarafı üst kısmıdır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmaya çalışırsan, onu kırarsın. Kendi hâline bırakırsan eğri olmakta devam eder. Binaenaleyh sizler, kadınlar hakkında birbirinize iyilik tavsiye ediniz” buyurduğu rivayet edilmiştir.5
Şu âyetler bu hadisi destekler mahiyettedir: “Ey İnsanlar! Sizi tek bir insandan yaratan Rabb’inizden korkun ki, ondan da eşini yarattı.”6 “Sizi tek bir insandan yaratan, ondan da seveceği eşini yaratan O’dur.”7 “O sizi tek bir insandan yarattı, sonra ondan da eşini yarattı.”8
Fakat bu âyetlerde geçen “ondan eşini yarattı” ibarelerini “eşini kendi cinsinden yarattı” mânâsında yorumlayan ve yukarıdaki hadisi de yine Peygamber Efendimizin (asm): “Şüphesiz kadın kaburga kemiği gibidir. Onu zorla doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Eğer mutlu bir hayat yaşamak istersen, eğriliği ile birlikte onu seversin”9 hadisi ile yorumlayarak anlatılmak istenen şeyin kadının kaburga kemiğinden yaratılması değil, kadının kaburga kemiği gibi ince ve nazik yaratılışlı olması olduğunu ve burada kaburga kemiğinin mecazî olarak kullanıldığını ileri süren yorumcular da vardır.
Biz yorumlar arasında bir tercih yapmak durumunda değiliz. Allah kadını dilerse topraktan yaratır, dilerse erkeğin ege kemiğinden yaratır. Allah dilediğini yapmaya kadirdir. Bizce buna inanmak yeterlidir. Kadının ne doğrudan topraktan yaratılması ona ilâve bir değer katar, ne de erkeğin kaburga kemiğinden yaratılması onun değerini düşürür. Her iki ihtimalde de Allah’ın kudreti, ilmi, iradesi, hikmeti söz konusu değil mi? Allah dilediğini dilediği gibi yaratmaya kadir değil mi?
Allah, yüce âyetlerinde neyi murad etmişse, Peygamber Efendimiz (asm) yüksek hadislerinde neyi anlatmak istemişse hepsi haktır ve gerçektir. Nihayet esas olan şudur: “Allah’ın âyetlerindendir ki, size hemcinslerinizden kendilerine ısınacağınız eşler yaratmış, aranıza sevgi ve merhamet vermiştir.”1
Dipnotlar:
1- Bakınız: En’am Sûresi: 2; Mü’minûn Sûresi: 13; Secde Sûresi: 7; Sad Sûresi: 71; Hicr Suresi: 26, 2- Bakara Sûresi: 28, 3- İşârâtü’l-İ’câz, Y. A. Neşr. İstanbul, 1994, s. 227, 4- İşârâtü’l-İ’câz, Y. A. Neşr. İstanbul, 1994, s. 228, 5- Müslim, Radâ, 60; Buhârî, Enbiyâ, 1, Nikâh, 80; İbn-i Mâce, Tahâret, 77; Dârimî, Nikâh, 35; Ahmed b. Hanbel, 5/8, 6- Nisâ Sûresi: 1, 7- A’râf Sûresi: 189, 8- Zümer Sûresi: 6, 9- Müslim, Radâ, 18; Buhârî, 6/145 , 10- Rûm Sûresi: 21
20.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|