İstanbul’dan bir okuyucumuz: “Gayrimüslimlerin mabetlerinin camiye çevrilmesiyle ilgili İslâm’ın hükmü nedir?”
Dinimize göre öncelikli olarak adalet esastır. Adalet, hukuk ve yürürlükteki yasalar ve teâmüller çerçevesinde hareket edilir, edilmelidir.
Eğer kendi yasaları veya teâmülleri izin vermiyor ve söz konusu mabette kendi usullerince ibadet yapan gayr-i Müslimler rıza göstermiyorlarsa, o mabedi camiye çevirmek dinen de caiz olmaz.
Esasen “Senin dinin sana; benim dinim bana”1 özgür yaklaşımını getiren Kur’ân’da, fitneye âlet olmadığı sürece, gayr-i müslimlerin inançlarına karışmamak esastır. Bir gayr-i müslim, mabedini kendi usulünce kullanmaktan alıkonulamaz.
İslâmiyet mabedleri değil, gönülleri fethetmeyi esas alır.
***
Bedri Topal: “1- Kerahet vakitleri ne zamandır? Kaza namazları kerahet vakitlerinde kılınır mı? 2- Namazda hep unutuyorum. Sürekli sehiv secdesi yapıyorum. Bana da tuhaf geliyor. Ne yapmam lâzım? Arkadaşın biri, “‘Ben filan rekâttayım’ de devam et” dedi. Yani sürekli sehiv secdesi gerekmez dedi; doğru mu?”
1- Kerahet vakti üç vakittir: 1- Güneş doğarken, 2- Güneş tam tepedeyken 3- Güneş batarken içinde bulunulan vakit kerahet vaktidir.
Kerahet vakitlerinde namaz kılınmaz. Fakat eğer kılınmamışsa, ikindi namazının farzı güneş batarken kılınabilir. Şafiî mezhebine göre kerâhet vakitlerinde kaza namazı kılınabilir.
2- Fıkıhta genel kural şöyledir: Sürekli unutma ve sehiv hâli varsa bu bir vesveseden kaynaklanır. Bu vesveseyi körüklememek ve söndürmek için vesvese yokmuş gibi davranmak ve galip zannımıza göre amel etmek kâfidir. Yani sürekli kaçıncı rekâtta olduğumuzu unutuyorsak, bunu bir hastalık haline getirmemek için, nasıl zannedersek öyle davranacağız. Fazla kurcalamadan, ilk zannımıza veya galip zannımıza göre hareket edeceğiz.
Allah kabul etsin. Âmin.
***
Gültekin Örenç: “Sitenizde ‘Sabah namazı hariç, diğer namazları kılarken bir sonraki vakit girse o namaz edâ olarak sahihtir’ demişsiniz. Herhangi bir vakitte meselâ öğle namazının farzını kılarken ezan okunursa kılmaya devam mı etmeli ve edersek sahih olur mu? Eğer sahihse sadece farz da iken mi ezan okunursa sahih olur? Sünneti kılarken okunsa ve peşinden farzı kılabilir miyiz? Vakit girmiş mi olur?”
Öğle namazının farzını kılmak için iftitah tekbiri aldıktan ve namaza başladıktan hemen sonra–biz öğle namazında iken—ikindi ezanı okunsa, öğle namazını tamamlayacağız. Bu namaz –geciktirme kerâheti saklı kalmak üzere—edâ olarak inşallah sahihtir.
Ancak biz öğlenin ilk sünnetini kılarken, henüz farzına başlamadan ikindi ezanı okunsa, bu durumda öğle namazı kazaya düşmüş olur. İlk sünnetin ardından öğle namazının farzını kaza olarak kılarız.
Namazı bu kadar geciktirenler önce farza başlarlarsa namazı eda olarak kılma fırsatını yakalamış olurlar. Hemen ardından,—eğer diğer namazın vakti daha girmemişse,—sünneti de kılabilirler.
***
Kıbrıs’tan Aziz Badıllı: “Kaza namazlarını kılarken sadece farzın mı kazasını kılıyoruz? Yatsıdan sonra kılınan vitir namazının da kazasını kılmamız gerekiyor mu?”
Kaza namazı sadece farzlar için söz konusudur. Sünnetler, vakitleri içinde kılınırlar. Sünnetler, vakitleri içinde kılınamadıklarında, vakit geçtikten sonra artık kazası düşer. Sünnetlerin üzerimizde zimmeti yoktur. Kılarsak sünnet sevap ve feyzi kazanmış, şefaate bir adım daha yaklaşmış oluruz. Kılmazsak sevaptan ve sünnet feyzinden mahrumiyet söz konusu olmakla beraber; günah, azap ve mahşere dönük bir suâl durumu söz konusu olmaz.
Bu açıdan; kılmadığımızda sünnet kazaya kalmıyor; düşüyor. Fakat vitir namazı vacip bir namaz olduğundan, hükmü farza yakındır ve kazası yapılır.
Dipnotlar:
1- Kâfirun Sûresi
11.05.2008
E-Posta:
[email protected]
|