Umut YAVUZ |
|
Hamas, İsrail ile flörte mi başladı? |
Filistin sorununun çözümü süreci gittikçe içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Zira yıllarca inatla korunan pozisyonlar birden değişmeye ve verilen sözler, dile getirilen iddialar kolayca unutulmaya müsait. Yıllar yılı “İsrail ile müzakere etme” seçeneği Filistinli gruplar için bir turnusol kâğıdı vazifesi görmekteydi. Yani Filistinli iki büyük hareketin, El Fetih ve Hamas’ın ayrılma noktası “İsrail devleti ile masaya oturup-oturmamak” ikileminde yatıyordu. El Fetih müzakereyi, Hamas ise mücadeleyi benimseyen taraftı. Bu hep böyle olmuş ve bir şekilde gelişip, dallanıp, budaklanarak bugün Filistin’in Batı Şeria ve Gazze diye ikiye bölünmüş bir yapı haline gelmesine kadar ayrışma ilerlemişti. İsrail ise yıllar yılı bir yandan çözüm için hevesli görünürken, diğer yandan ise çözümü engelleme noktasında yapılabilecek ne kadar şey varsa hepsini yapmaya devam ediyordu. Yerleşim yerleri konusunda zerre kadar taviz vermeyen İsrail’in Gazze katliamı da bu türden davranışlardan sayılabilir. Gelinen noktada, Obama dönemi ile yeşeren “iki devletli çözüm” umutlarının, çok kısa bir zamanda yerini karamsarlık ve hatta daha beter bir duruma terkettiğine şahit olmaktayız. Müzakere masasının diğer ucundaki Mahmud Abbas umutsuzca görevi bırakma planları yaparken, barış yanlısı El Fetih’in İsrail Devleti’nin çözüm konusunda inandırıcılığı hakkında son sarfettiği sözler de olayın vehametini yansıtır cinstendi. El Fetih de artık İsrail’in barış yanlısı olduğuna inanmayacak bir pozisyona gelmiş durumda. Bundan daha ilginci ise Abbas’ın BBC Arapça bölümüne verdiği demeçte dile getirdiği iddialar. Abbas’a göre, İsrail ile Hamas gizli bir takım görüşmeler yürütmekte… Abbas’ın iddiaları hafife alınacak cinsten değil. Zira Hamas’ın neredeyse varlık sebebi ve El Fetih’ten ayrıştığı en önemli ihtilaf noktası “İsrail ile müzakere etmeme” kararıydı. Hani bugünlerde Türkiye’de de PKK konusunda sıkça dile getirilen “müzakere mi” “mücadele mi” ikileminin bir benzerini yaşayan Filistinlilerde Hamas hep “mücadeleci” kimliğini ön plana çıkarmaktaydı. Bu sebepledir ki İslâm dünyasında Hamas, El Fetih’e nazaran hep daha sempatiyle karşılanmış ve desteklenmiştir. Bugün Abbas’ın iddiaları doğru ise bu iki anlama gelmektedir. Birincisi Hamas kendi varlık sebebini inkâr ederek, resmen kendini feshetmiştir. İkincisi de ihtilafa mahal kalmadığıdır. Zira madem bunca yıldır “müzakere” yolu açıktı da, o halde neden ihtilafa kapı aralandı sorusu akıllara gelmektedir. Abbas’ın bu iddialarına göre İsrail ile Hamas arasında yürütülen gizli görüşmeler geçici sınırlarla bir Filistin devleti kurulması yönünde yürütülüyor. Bu da çok ilginç zira böyle bir durumda “Filistin’in hangi bölgesinde yeni bir devlet kurulacak”, “Gazze’nin durumu ne olacak”, “Batı Şeria bu sınırlar içinde yer alacak mı”, “Kudüs ne olacak”, gibi çetrefilli sorular gündeme geliyor ki, bunların içinden çıkmak oldukça güçtür. Her zaman söyledik yine söyleyelim. Bir gün eğer Filistin meselesi çözüme erişecekse, bu mutlak surette Filistinli grupların ittihadı neticesinde meydana gelecektir. Bu ihtilaf sürdükçe çözümsüzlük kaçınılmazdır ve bu da İsrail’in ekmeğine yağ sürmektedir. Filistinli bütün grupların hemfikir olmadığı bir “Filistin devleti” yahut tek taraflı ilan edilmiş bir “Filistin devleti” de çözüme değil, bilakis kısır döngüye sebep olacaktır. Son olarak eğer Hamas, gerçekten İsrail ile masaya oturduysa, o masadan Hamas olarak kalkamayacağı aşikardır. 22.11.2009 E-Posta: [email protected] |