Ali FERŞADOĞLU |
|
Edep çerçevesindeki eğlence |
Nişanlılık süresi doldu, kesin olarak evlenmeye karar verdiniz. “Hayırlısı ise olsun, Allah mesut ve bahtiyar eylesin” dediniz ve düğün hazırlıklarına başladınız. Sözlülük, nişan veya yalnız nişandan sonra sıra düğüne gelir. Artık bunu ilân ve resmiyete dökmeli. Acaba nasıl bir düğün yapmalı? Şöyle kırk gün kırk gece veya üç gün üç gece sürecek bir düğün mü olmalı? Yoksa gayet mütevazi, gösterişsiz bir düğün mü? Yöneticilerin gösterişli ve israfa dayalı düğünler yapması, halkın nazarında “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” dedirteceği için kaçınmalı. Düğün, aslında meşrû olan nikâhı duyurmaktır. Düğün, İslâmî bir örf, bir âdettir aynı zamanda. Nikâhın, evliliğin, düğünle akrabalara duyurulması, haber verilmesi, çevreye de ilân edilmesidir. Yani, toplum nazarında da meşrûluğunun tescilidir. Düğünlerde ziyâfet vermek duyurunun en önemli vasıtalarından birisidir. Meşrû çerçevede eğlenmek, çalgı çalmak sünettir. Resûl-i Ekrem (asm), Abdurrahman bin Afv’a (ra), “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği vermesini” (Buhârî, Nikâh 7.) tavsiye etmiştir. Nakledilen ve sahih kitaplarda yer alan bir başka hadîste de, düğünlerde çalgı çalınmasını, gazel okunmasını da… “Hz. Aişe (ra) Ensardan, bir yakını kızcağızı evlendirmişti. Resulullah (asm) gelince: ‘Genç kızı gönderdiniz mi?’ diye sordu. Evdekiler ‘Evet!’ deyince ‘Kızla birlikte bir de çalgıcı gönderdiniz mi?’ dedi. Onlardan ‘Hayır göndermedik’ cevabını alınca: ’Ensar, aralarında gazel okuma adeti mevcut olan bir cemaattir. Keşke onlara: ‘Size geldik size geldik, size selâm bize selâm’ deyiverecek birini gönderseydiniz’ buyurdular.” (Kütüb-i Sitte, 6551.) Şu halde, düğünlerde meşrû çerçevede her türlü eğlence, yeme ve içme serbesttir. Burada aslolan çalgı âletinin ve oyunun şekli değil, mâhiyetleridir. Düğün yemekleri ve hatıraları kolay kolay unutulmayan faaliyetlerdendir. Bundan dolayıdır ki, nikâhın meşrûiyeti, kurulan âile müessesesinin ilân edilmesi, akrabalık bağlarının pekişmesi, dolayısıyla dayanışma açılarından önemli. Ancak, aşırı israftan, gösterişten, kibirden, başkalarının hased ve kin gibi damarlarının kabarmasına sebep olmaktan uzak durmalıdır. 22.11.2009 E-Posta: [email protected] [email protected] |