"Gerçekten" haber verir 30 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Faruk ÇAKIR

Kimin dediği olsun?



Cumhuriyetin ilânının 85. yılı kutlamaları esnasında, resmî zevatın yaptığı konuşmalar ile yaşanan gerçekler acaba örtüşebildi mi? “Hep birlikte nice yıllara” sözünü gerçekleştirmek için lâzım olan şartlara uyuluyor mu?

Hemen herkes;—eksik ya da fazlasıyla—cumhuriyetin hangi şartlarda ilân edildiğini ve hangi sıkıntılar çekilerek bu günlere geldiğini biliyor. İlköğretim yıllarından, lise sonlara kadar her yıl bu konular öğretiliyor. Buna rağmen “Bu konular yeterince bilinmiyor” ise acaba kabahat kimde?

İlkokul birinci sınıf öğrencilerine cumhuriyetin ilânı anlatılırken; “Eskiden padişahlık vardı. Yönetim ‘yetki’si babadan oğula geçerdi. Cumhuriyet ilân edildi, yöneticileri millet seçmeye başladı” deniyor. Burada anlatılmak istenen şey kısaca, “Eskiden milletin dediği değil, padişahların dediği olyordu. Cumhuriyetin ilânıyla birlikte ise milletin dediği oluyor” şeklindeki kabuldür.

Zaten mesele burada düğümleniyor: Türkiye’de ‘iş’ler yapılırken kimin dediği olacak?

Yürürlükteki kanunlara göre milletin dediği olmalıdır. Belki pek çok kişi de bunun böyle olduğu düşünür. Fakat işin aslı ve esası böyle midir? Hangi konuda milletin, halkın dediği oluyor? En basit ifadesiyle; kurulan sandıklarda ortaya çıkan milletin tercihlerinin gereği yerine getiriliyor mu? Eğer öyle olsaydı, yapılan ihtilâller ve devrilen iktidarları nasıl izah edeceğiz?

“Belli şartlar altında, ‘müsaade edildiği ölçüde’ milletin dediği olur” anlayışını; cumhuriyet ve demokrasi ile izah etmek mümkün değildir. “Bize göre cumhuriyet, bize göre demokrasi” ile bir yere varmak mümkün değildir.

Nitekim, son aylarda yaşanan gelişmeler “kimin dediği olsun?” konusunda ihtilâf olduğunu ortaya koyuyor. Anayasa Mahkemesinin aldığı son kararlar da bu çerçevede değerlendirilebilir. Millet, ‘iş’ini yapmak için vekilleri seçmiş ve TBMM’ye göndermiştir. İşleyen bu sisteme göre “milletin dediği” olmalıdır. Vekiller, milletten aldığı ‘vekalet’e göre, onların talebini dikkate alarak bazı uygulamaların yapılmasını istiyor. Bu noktada birileri devreye giriyor ve “Hayır, bunu yapamazsınız” diyor. Bu davranış, ‘vekil’lerden ziyade ‘millet’e karşı yapılan bir harekettir. “Sen yapamazsın, bilemezsin; senin yerine ‘doğru’ olanı ben bilirim” anlayışının tezahürüdür. Bunu da cumhuriyet ve demokrasi ile izah etmek mümkün değildir.

Tabiî ki cumhuriyetin ilânının üzerinden 85 yıl geçtiği halde hâlâ bu temel meseleleri halledememiş olması Türkiye’nin eksikliğidir. Türkiye’yi idare edenler, ‘bayram’larda yaptıkları konuşmaların halk nezdinde nasıl anlaşıldığını merak ediyorlar mı? Türkiye, ‘kimin dediği olsun?’ tartışmasını sona erdirmeli ve dünya şartlarına uygun bir demokrasiyi tesis etmelidir. 85 yıl sonra da “Milletin değil, ‘bürokrasi’nin dediği olsun” ısrarını sürdürmek ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.

“Milletin dediğinin olduğu” bir Türkiye, bugünkünden çok daha mutlu, güçlü ve huzurlu olur...

30.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (29.10.2008) - ‘Kalıcı çare’yi kim sunabilir?

  (28.10.2008) - Her zaman doğru

  (27.10.2008) - İnsana ‘insan’ muamelesi şart

  (26.10.2008) - Hakimlere kim hükmedecek?

  (25.10.2008) - Yasak, kılıfına sığmadı

  (24.10.2008) - Faiz olmadan da zenginlik olur

  (23.10.2008) - Bu ne yaman laiklik?

  (22.10.2008) - “Din öldürülecektir” diyenler öldü!

  (21.10.2008) - ‘Herkes sarhoş olsun’ mu?

  (20.10.2008) - Tam zamanı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır