"Gerçekten" haber verir 17 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Namaz ve terapi



Avusturya ve Almanya, yüksek istihdam ile ücret ve vergilerin düşük olması hasebiyle göçleri kendisine çekti. Ancak, “Aile birleşimi, yer değiştirme ve çalışma izni konularında sıkı bir politika” takip etti. Dünyada baş gösteren ekonomik durgunluk ve göçmen şartlarının zorlaştırılması, en büyük sebeplerden sayılabilir. Politik tedbirlere, hukûkî zorlaştırmalar da eklenince, işçi alımı ve dolayısıyla göç de duruvermiş.

Gerek demokrasi ve insan hakları, gerekse teknik ve eğitim açısından-Hemen hemen bütün batı Avrupa için geçerli-ileri seviyede olması, Müslümanların sosyal faaliyetler açısından oldukça faal olmalarını netice vermiş.

Bunun yanında Müslümanlar, yabancısı bulundukları toplum içinde erimemek, kimliklerini muhafaza etmek ve bütün dünyada gözlenen “dine dönüş” hareketine ayak uydurabilmek için İslâmî faaliyetlere hız vermiş.

Müslümanların, göç ettikleri ülkelerde, ağır şartlarda bile inanç, kültür, örf ve âdetlerini muhafaza etmeye azamî çaba sarf ediyor. Batı, ferd, aile ve toplum olarak bunalımın ortasında. Kurtuluş reçetesinin temellerini Müslüman işçilerin attığını söyleyebiliriz.

**

İster işçi, ister kalifiye eleman olsun, göç ve ilticanın arkasında “beyin göçü”nün yattığı bir vakıadır. Alkolden uzak, dürüst, çalışkan; kendi işiymiş gibi çalışan, işine saatinde giden, laubâli davranmayan insanları tercih ediyor Batılılar.

Tanıştığımız İsmail kardeşimiz bizzat “Namaz ve terapi” ile ilgili enteresan bir hadisenin içinde. Daha önce iki trafik kazası geçirmiş. Üçüncüsü, ilkinin vuku bulduğu yerde meydana gelir. ‘Tır’ı sollayan bir otomobil ona arkadan çarpar.

Kazada maddî bir hasar geçirmez. Ancak, sırtında, omuriliğinde ağrılar hisseder. Görünürde maddî bir sebep yoktur. Kaza uzmanı doktor, “İlk iki kazayı vücut gayr-i şuûrî olarak aldı, üçüncüde bıraktı. Vücut tahammül edemedi ve onu ağrı şeklinde dışa vuruyor” yorumu yapar. Psiko-somatik bir rahatsızlık olduğundan terapi tedavisi uygulanması gerektiğine karar verirler. Çeşitli terapi metotları uygulanıyor.

Birisi vücudu rahatlatma terapisidir. Vücut rahatsız olunca, ruh da rahatsız oluyor. Bunu ağrı şeklinde dışa vuruyor. Dolayısıyla vücutta enerji birikimi olan yerler boşaltılıyor. Vücutta enerji var ve bu enerji, herhangi travma durumlarında ve özellikle alın, yüz, kol, parmaklar, ayaklar, göbek altı, ense, boyun, omurilik, baş derisi tabakası toplanıyor. İşte uygulanan terapi ile buralardan enerji boşaltılıyor.

Meditasyon sırasında, uzmanlar, doktorlar, terapistler hastaya, “Güçlü olduğunu düşün. Her şeyi yapabilirsin. Bu güç sende vardır ve o güçle her şeyi halledebilirsin” telkinleri veriyor. Hastaların da bunu tekrarlaması isteniyor.

Hasta; doktorlara şöyle bir tıp dersi verir:

“Siz, aciz, zayıf ve dağılmaya müsait ve hasta insana ‘Güçlüsün, güçlü olduğunu düşün’ diyorsunuz. Ben hastayım ve vücudum ağrıyor. Bu hasta ve ağrıyan vücuduma nasıl güvenebilirim? Yalnız daha yüksek bir mercie güvenmeliyim. Çok daha büyük, hatta sonsuz bir enerji kaynağına, kudret sahibine güvenmeli değil miyim? Ben isim ve sıfatları, kudreti, merhameti sonsuz olan Allah’a güveniyorum. “

“O zaman niye buradasın?”

“Ben rahatsızlığımın psikolojik olduğunu düşünmüyorum. Çünkü, sizin uyguladığınız bu terapi ve meditasyonu, daha ileri boyutta biz günde en az beş sefer tekrarlarız.”

17.07.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (16.07.2008) - Biz de “Allah Allah!” diyerek dayandık, ama…

  (15.07.2008) - Asıl engel: Müstebit zihniyet

  (14.07.2008) - Kırk yıllık AB serüveni

  (13.07.2008) - Zihinleri kurcalayan sorular

  (12.07.2008) - Çarpık yapılanma, AB ile düzelir

  (11.07.2008) - Batılılar: “Müslümanlardan öğreneceklerimiz var!

  (10.07.2008) - Haçlı seferlerinden işbirliğine

  (09.07.2008) - Batı medeniyeti de törpüleniyor

  (08.07.2008) - Uhuvveti, kardeşliği, dostluğu pekiştirmek

  (07.07.2008) - Mecazî muhabbet ve düşmanlık

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör