"Gerçekten" haber verir 08 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ali FERŞADOĞLU

Uhuvveti, kardeşliği, dostluğu pekiştirmek



İNSAN kevn/varlık âleminden soyutlanmadan, “varlık kardeşlerle” iç içe yaşar. Ve bedenindeki hücreler, yeryüzü ve bütün mevcudatın atomlarıyla birlikte namaz kılıp tekbir getirir ve Sonsuz Kudret’le kalbî bağ kurar. Değil mü’min mü’min ile, atomdan hücreye, uzuvlardan unsurlara, havadan suya, ateşten bitkilere, hayvanlardan yıldızlara kadar kardeşlik bağları kurar.

İşte böylesine muhkem bir kardeşlik bağları ile birbirine bağlanan mü’minler, o uhuvvetin, dostluğun ve sevginin gereği olan nezaket ve nezaheti göstermeye çalışır. Bediüzzaman, kâinat çapında olan bu uhuvveti, kardeşliği dostluğu, mü’minler arasında da pekiştirmenin esaslarını, meâllerini aktaracağımız şu âyetlere dayanarak tesbit eder:

“Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler.”1

“Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.”2

Hiç şüphesiz, insanlar aynı tip, aynı kalıpta olamazlar. Yüzümüzdeki damga, parmak izlerimiz, saç tellerimiz, hatta seslerimiz birbirine benzemez. Aynen öyle de farklı karakter, huy ve yapıda varlıklarız. Mesleğimiz farklı olduğu gibi, meşrebimiz de farklıdır. Şu halde, bu farklılıklarımıza saygı duymalıyız. Aynı zamanda hoşgörülü olmalıyız. Bunun için de:

1- “Ve haklı her meslek sahibinin, başkasının mesleğine ilişmemek cihetinde hakkı ise, ‘Mesleğim haktır,’ yahut ‘Daha güzeldir’ diyebilir. Yoksa, başkasının mesleğinin haksızlığını veya çirkinliğini ima eden ‘Hak yalnız benim mesleğimdir’ veyahut ‘Güzel benim meşrebimdir’ diyemez olan insaf düsturunu rehber etmek”3

“Her Müslim kendi meslek, mezhebine demeli: ‘İşte bu haktır; başkasına ilişmem. Başkaları güzelse, benim en güzelidir.’”4

2- Herkes hakkı, doğruyu söylemekle mükelleftir. Fakat her hakkı söyleme hakkı yoktur. Her söylenen doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Meselâ, “Selamünaleyküm kör kadı!” gibi. Evet, belki söylenen doğrudur, kadı kördür, ama, bu doğruyu demek doğru değildir…

3- “Adâvet (düşmanlık) etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref’ine (kaldırılmasına) çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene (bütün kötülükleri, olumsuzlukları isteyen nefis) ve hevâ-i nefsine (nefsin arzularına) adâvet et, ıslâhına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü’minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et.5

4- Hasmını mağlûp etmenin en kolay ve kestirme yolu, onun fenalığına karşı iyilikle karşılık vermektir. Zira, fenalığa fenalıkla karşılık vermek, fenalığın katlanarak çoğalması demektir. Görünüşte mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, düşmanlığı devam eder. Eğer iyilikle mukabele edilse, nedâmet eder, pişman ve sana dost olur.6

Uhuvveti zedeleyen bir durumla karşılaşılırsa nasıl bir tavır takınmalı? Mü’min kardeşinden gelen bir fenalığı bütün bütün ona verip onu mahkûm etmeden şöyle düşünmeli:

- Kaderin ondaki payını düşünmek. Yani kader, niye müsaade etti, bunda bir hikmet olmalı, demeli. Dolayısıyla kadere razı olmalı.

- Nefis ve şeytanın hissesini de ayırıp, fenalığın ortaya çıktığı kişiye, kardeşimize düşmanlık değil, belki nefsine mağlûp olduğundan, acımalı ve pişman olacağını beklemeli.

- Kendi nefsinde görmediğin veya görmek istemediğin kusurunu gör, bir hisse de ona ver.

- Ve arta kalan küçük bir hisseye karşı, en selâmetli ve en çabuk hasmını mağlûp edecek af ve safh ile ve ulüvv-ü cenaplıkla mukabele etsen, zulümden ve zarardan kurtulursun.7

Dipnot:

1- Kur’ân, Furkan, 72.

2- Age, Teğabün, 14.

3- Lem’alar, s. 155

4- Sözler, s. 660.

5- Mektûbât, s. 256

6- A.g.e.

7- A.g.e., s. 257

08.07.2008

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.07.2008) - Mecazî muhabbet ve düşmanlık

  (06.07.2008) - Uhud geçidini terk eden okçular gibi miyiz?

  (05.07.2008) - Demokrasi mücadelesi demokratik kültür ister

  (02.07.2008) - Ali Bulaç ya okumamış, ya yanılıyor veya yanıltıyor!

  (01.07.2008) - Uhuvveti zedeleyen olumsuz hasletler

  (30.06.2008) - Cemaat fertlerini kaynaştıran unsurlar

  (29.06.2008) - “Kemalizm ve Atatürkçülük”, Fransız İhtilâlinden beslendi

  (27.06.2008) - “Kemalizm, Atatürkçülük” travma ve reformlar

  (26.06.2008) - O zaman iş değişir

  (25.06.2008) - Tefekkürî eserler okumanın kazancı

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır