Muhtemelen “Yılların İzi, Mahir İz” başlığını gören bazı gençler, “Herhangi bir şiirin bir mısraı mı?” şeklinde düşünebilirler. Aynı şeyi düşünen ‘ihtiyarlar’ da olabilir. Tabiî ki ne gençleri, ne de ihtiyarları böyle düşündüler diye kınamamız gerekmiyor.
Hepimizin maruz kaldığı bir ‘hastalık’ var: Sahip olduğumuz ‘değer’lerin kıymetini bilmiyoruz ya da bize bildirilmiyor. Bu cümleden olarak geçen hafta vefat eden bir ‘değer’i de rahmetle hatırlamak lâzım: Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre. Merhum fani dünyadan göç etti, ama ‘duyarlı medya’da bile yeteri kadar ‘haber’ olamadı...
Gelelim “Yılların İzi Mahir İz” meselesine. Bugün gençlerin düştüğü duruma ben de gençliğimde düştüm. O bakımdan, gençleri anlayabilirim. Yıllar önce bir ağabeyimin kitaplığında kocaman bir kitap gördüm ve üzerinde “Yılların İzi, Mahir İz” yazısını okudum. Bir mânâ vermeye çalıştım ve “Demek ki bu kitap, bir hatıra kitabı ve yılların, insanlar üzerinde bıraktığı kalıcı izlerden bahsediyor” diye düşündüm. Yani “Mahir İz”in ‘ilmiye sınıfına ait’ bir ailede büyüyen çok kıymetli bir mütefekkir ve eğitimci olduğunu hiç düşünmedim. Peki, böyle düşünmek sadece benim suçum muydu? Değildi, çünkü her zaman ‘çok önemli konular’ın konuşulduğu, tartışıldığı Türkiye’de böyle bir isimden bahsedildiğini hiç duymamış, okumamıştım... “Yılların İzi”ni elime aldığımda hakikat anlaşılmıştı, ama böyle bir ‘hata’ya da düşmüştük.
“Yılların İzi” çok önemli bir ‘hâtırat’ kitabı. Merhum Mahir İz, bu hatıraların sahibi. M. Ertuğrul Düzdağ beyin yayına hazırladığı “Yılların İzi”, Kitabevi yayınlarınca (2003) neşredilmiş. Kitabın belki yeni baskıları da vardır, ama altını çizerek okuduğum bu hatıraları bütün gençlerin okumasını arzu ederim.
Yarın (9 Temmuz) merhum Mahir İz Hocanın 34. vefat yıl dönümü. Peki, rahmete vesile olması sebebiyle bir ‘anma toplantısı’ düzenlenip bu ve benzeri ‘vakıf insan’ların gençlere tanıtılması gerekmez mi? İlgililere duyurulur.
Bu anlamda, Mahir İz Hocanın; başta M. Uğur Derman olmak üzere, Osman Öztürk, M. Ertuğrul Düzdağ, İsmail Erünsal ve Mustafa Uzun gibi talebelerinin bir araya gelerek, bir “Armağan kitap” hazırlığı içinde olduğunu öğrendik. İnşallah bu niyet ve karar ‘söz’de kalmaz, fiiliyata geçer.
Roman boy ve 600 sayfa civarındaki “Yılların İzi”nde yakın tarihimizle ilgili pek çok konu ve kişiye ait bilgi, yorum ve değerlendirmeler var. Merhum Mahir İz Hoca, pek çok kişiyi tanımış, pek çok hadiseye de bizzat şahit olmuş. Babasının ‘kadı’ olması sebebiyle çeşitli yerlere tayininin çıkması, Mahir İz Hocanın da Türkiye’nin muhtelif illerini ‘gezmesi’ne sebep olmuş. Genç yaşlarında TBMM ‘Zabıt Kalemi’nde vazife yapmış olması da, onu kuruluş yıllarının şahitlerinden biri olmasına yol açmış.
“Yılların İzi” gerçekten de ‘iz’ bırakan hatıralarla dolu. Seksen yıla yaklaşan bir ömrün, (1895-1974) iz bırakan hatıralarından bilhassa gençlerin öğreneceği çok şey var. Bu hatıraları ‘ihtiyar’ların okumasında da fayda var.
11 Temmuz 1974’de Erenköy Sahrâ-yı Cedîd Mezarlığında defnedilen merhum Mahir İz Hocayı ve onun gibi ‘vakıf insanlar’ı bir defa daha rahmetle yad ediyoruz... Allah rahmet eylesin. Amin.
08.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|