"Gerçekten" haber verir 08 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Cennetteki muhteşem karşılama merasimi



Bir İlâhîde, “Sen Allah’ı seversen Allah seni sevmez mi?” denilir. Bir İslâm büyüğü de şöyle der: “Senin Allah katındaki değerin senin Allah’a verdiğin değer kadardır.” Biz Allah’ı sever ve bu sevgimizi emir ve yasaklarını tutarak ispatlarsak, hem Allah’a verdiğimiz değeri göstermiş oluruz, hem de Allah katında o kadar değer kazanmış oluruz. Allah da sevdiği, değer verdiği kulunu Cennetle mükâfatlandırır. İman, ibadet, güzel ahlâk ve güzel amelleri sebebiyle yüzleri parıl parıl parlayan yetmiş bin kişi, sorgusuz sualsiz Cennete gireceklerdir. İlk Cennete girecek grup, on dördündeki dolunay gibi parlarken, sonra gelenler en parlak yıldız gibi, sonrakiler de derecelerine göre ışık saçarlar.1

Artık mükâfat günü gelmiştir. Cennete girme vaktidir. Allah’tan korkup yasaklarından kaçınan bu insanlar topluca Cennete sevk edilirler. Kapılarından birisinin yanına geldikleri zaman orada, gövdesinin dibinde iki çeşme akan bir ağaç görürler. Kendilerine emir verilmiş gibi o iki çeşmeden birisine yönelip ondan içerler. O suyu içer içmez melek gibi tertemiz olurlar. Sonra da diğer çeşmenin suyuyla temizlenirler. O su da güzelleştirir, parlaklık kazandırır onlara. Bundan sonra derileri ve sûretleri değişmez. Saçları dağılıp tozlanmaz. Yağlanmış gibi parıl parıl parlar.

Sonra onları Cennet bekçileri karşılarlar. Bekçiler onları görür görmez, ‘Selâm size, temiz ve pak oldunuz. Ebedî olarak oraya giriniz’ diye müjdelerler.

Daha sonra dünyada iken genç hizmetkâr ve yakınlarının etraflarında dönüp onlara hizmet ettikleri gibi, genç delikanlılar onları karşılayıp hizmet için etraflarında fırıl fırıl döner, ‘Allah’ın sizin için hazırladığı ikramlarla sevinin’ derler.

Sonra delikanlılardan birisi o Cennetlik kişinin hûru’l-înden olan hanımlarından birisine giderek dünyada çağrılan ismiyle ‘Falan kişi geldi’ diye müjdeler. Hur’ul-în, “Sen onu gördün mü?” diye sorduğunda, delikanlı “Evet gördüm. İşte arkamda!” diye karşılık verir. O da sevinçle koşarak gelip kapının eşiğinde sevgi ve saygıyla ayakta karşılar.

Cennetteki köşkünü görünce gözleri kamaşır. Çünkü temeli incidendir. O temel üzerine kurulmuş; yeşil, sarı, kırmızı ve her türlü renk tonlarında bir köşk…Başını kaldırıp tavanına baktığında şimşek gibi parladığını görür... Şâyet Allah dayanma gücü vermeseydi parlaklığı gözünü alırdı. Sonra gözünü indirip eşlerine bakar görür ki: “Önlerine konmuş kâseler… Sıra sıra yastıklar… Döşenmiş nefis halılar var.”2

Nimetlere mestolur. Sonra yastıklara yaslanıp, ‘Bizi buraya eriştiren Allah’a hamd olsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi, doğru yolu bulamazdık’ der.

Sonra biri şöyle seslenir: “Artık sonsuza dek ölmeyecek, sürekli hayatta kalacaksınız. Ebediyyen göç etmeyecek şekilde yerleşeceksiniz. Hep sağlıklı kalıp aslâ hastalık görmeyeceksiniz.”3

Ne muhteşem bir karşılama töreni değil mi?

Dipnotlar:

1- et-Terğîb ve’t-Terhib, 4 : 499.

2- Gâşiye Sûresi: 14 - 16.

3- et-Terğîb ve’t-Terhib, 4 : 497.

08.07.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.07.2008) - Enbüyük hedefimiz Allah’ın rızasıyla yaşamak ve ölmek

  (06.07.2008) - Dünyadaki Cennet bahçesi

  (05.07.2008) - Kur’ân’la buluşmak, onunla dolu olmak

  (04.07.2008) - Mânevî kazançların arttığı aylar

  (03.07.2008) - Regaib Kandilinde beğenilmek

  (02.07.2008) - Kur’ân’la aydınlanan dünyamız

  (01.07.2008) - Hakka hizmet, bütün bütün terk-i enaniyette

  (30.06.2008) - Enaniyet ne zaman felâket getirir?

  (29.06.2008) - Enaniyet yerinde kullanılmadığında felâkete yol açar

  (28.06.2008) - “En büyük hata, kendini hatasız zannetmektir”

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır