İNSANLIĞIN yıldızı olmuş insanları zirvelerde dolaştıran sırrın temelinde nefsin mahiyetini tanıyıp nefislerini ona göre eğitmeleri yatar. Hayvanlardan dahi aşağı düşmüş, insanlığın başına belâ kesilmiş despotların, zalimlerin, asilerin, inançsızların o hâle gelişlerinin asıl sebebi de nefislerini tanımamaları, onun esiri olmalarından başka birşey değildir.
Nefis çok iyi tanınmalı ki hizmetimize girsin. Aksi halde nefis kendine hizmetkâr yapar insanı ve söz nefsin eline geçer.
Nefiste öyle bir özellik vardır ki, menfaati olan şeylere kul ve köle olabilecek derecede alçalırken, bütün gücüyle dünyaya, maddiyata yönelmeyi de ihmal etmez; maddenin esiri olur, mâneviyata da gözünü kapatır. Halbuki, “Gece ile gündüz arasında lâtîf bir perde var ki; gözün kapanmasıyla gece olup, açılmasıyla gündüz olduğu gibi, nefsin âlem-i mâneviyâta gözü kapanırsa ebedî bir gece içinde kalır.”
Bunun da çaresi, maddiyatın esaretinden kurtulup gözü mâneviyata açabilmektir. Çünkü, insanın ne zaman, “Gözü mâneviyâta açılırsa neharı [gündüzü] inkişaf eder.”1
Nefis devamlı tuzak kurar insana. Âdî arzularını gerçekleştirmek için yaptırmayacağı kötülük yoktur. Nefsinin esiri olan kişi ise ona uymakta tereddüt etmez. Onun gözünde, “Bazan arzu fikir sûretini giyer. Şahs-ı muhteris arzu-yu nefsâniyesini fikir zanneder.”2
Eğer arzular nefisten geliyorsa, bunun fikirle alâkası yoktur. Bu bilindiğinde nefis birşey yapamaz.
Nefis, fenâda, yani fânîde bekàyı da arar. En büyük arzusu sonsuzluğa ermektir. Dünyanın fânî olduğunu bile bile ona sarılmakta tereddüt etmez. Oysa sonsuzluk, yani bekà nefis yönüyle fânî olmaktan geçer.
“Eğer şu fânî dünyada bekà istiyorsan, bekà fenâdan çıkıyor. Nefs-i emmâre cihetiyle fenâ bul ki, bâkî olasın.”3
Evet, insan nefsânî arzu ve maksatlar yönüyle fanî olmalı, Allah’ın rızası yönünde kendini şekillendirmeli, yönlendirmeli ki sonsuzluğu elde edebilsin.
Önemli olan nefsi tanımak, onunla ona göre mücadele etmek, o yolla erişilmesi gereken hedefe ulaşabilmektir.
Dipnotlar:
1- Mesnevî-i Nûriye, s. 187.
2- Hutbe-i Şâmiye, s. 130.
3- Îman ve Küfür Müvazeneleri, s. 83.
23.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|