Atilla Bey: “Peygamberlerle ve şehitlerle beraber olmayı netice veren ticaretin şartları ve incelikleri nelerdir?”
Peygamber Efendimiz (asm) “Doğru sözlü ve kendisine güvenilen tüccar âhirette peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle beraber olacaktır”1 buyurmuşlardır. Buna göre Müslüman bir ticaretçi:
1-Doğru olmalı, malını satarken yalan beyanda bulunmamalı, müşteriye mümkün mertebe yeminli ifâde kullanmamalıdır. Peygamber Efendimiz (asm) ticaret malını yalan yeminle satıp tüketen kimselere kıyamet gününde Allah’ın rahmet nazarıyla bakmayacağını bildirmiştir.2
2-Dürüst olmalı, kötü ve kalitesiz mal satmamalı, malının kötüsünü ve çürüğünü gizlememeli, fiyatlandırma yaparken malının kusurlarını dikkate almalı, kusurlu malı kusursuz malla birlikte ve aynı fiyata satmamalıdır.
3-Hile yapmamalıdır. Tartarken eksik tartmamalıdır. Cenâb-ı Hak, “Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın. Âhiretteki mizanınızı ziyana düşürmeyin”3 buyurmuştur.
4-Müşteriyi aldatmamalıdır. Peygamber Efendimiz (asm) “Satıcı ile müşteri eğer dürüst olup satışla ilgili hususları açıklarlarsa alış-verişleri kendilerine mübarek kılınır. Şayet aldatarak malın veya bedelin ayıbını gizlerlerse, alış-verişin bereketi kaldırılır”4 buyurmuştur.
5-Sözüne ve davranışlarına güvenilir olmalıdır. İster ticaret hayatında olsun, ister ticaret dışı sosyal hayatında olsun, kendisine güven duyulmasını sağlamalı ve duyulan güven ve itimadı sarsmamalıdır.
6-Zekâtını zamanında ve doğru şekilde hesaplamalı ve hak sahiplerine vermelidir.
7-Hayırda eli açık olmalı, ihtiyaç içindeki fakir fukaraya ve hayır kurumlarına yardımcı olmalıdır.
8-Ticaret için, namazını ve sair ibadetlerini aksatmamalıdır. Unutmamalıdır ki, asıl ve büyük ticaret, âhirete yönelik ticarettir. Şu geçici dünyada Allah yolunda sarfedeceğimiz fani dakikalar, bize ebedî bir saadet olarak dönecektir. Bundan büyük ve önemli bir ticaret olur mu? Cenâb-ı Hak, “Onlar öyle kimselerdir ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtlarını vermekten onları alı koymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten dönüvereceği bir günden korkarlar”5 buyurmuştur.
9-Satarken ve alırken müsamahalı olmalıdır. Peygamber Efendimiz (asm), “Allah (cc), satarken müsamahalı, satın alırken müsamahalı ve borcunu öderken ve hakkı hak sahiplerine teslim ederken müsamahalı olanı sever”6 buyurmuştur.
Cenâb-ı Hak ticaret ehli Müslümanları, maddî-mânevî ticarette yüksek makamlara erdirdiği kullarından eylesin. Âmin.
***
İstanbul’dan okuyucumuz: “Tekstilde kâr haddi ne kadardır? Bir mal gerçek değerinden yüzde elli fazlasına satılır mı? Alış-veriş adabı hakkında bilgi verir misiniz?”
Fahiş fiyat uygulayarak insanları aldatmak haramdır. Peygamber Efendimiz (asm); “Müslüman Müslüman’ı aldatmaz. Aldatan bizden değildir”7 buyurmuştur. Fakat Müslüman’ın aldanmaması da esastır.
Dinimizde muayyen bir kâr haddi tayin edilmemiştir. Yani piyasanın serbest oluşması; arz ve talep dengesine göre fiyatlandırmanın yapılması; fahiş olmamak, aldatmamak ve zarara da girmemek şartıyla maldan uygun bir bedel istenmesi; malın görülerek fiyatı üzerinde pazarlık yapılması İslâmiyet’in alışverişlerde aradığı temel kriterlerdir.
Satıcı çürük mal satmamalı, aldatmamalı ve yüksek fiyat söylememelidir.
Müşteri de malı görmeli, fiyatına göre kalitesinin uygunluğundan emin olmalı ve bedelinden razı olmalıdır. Pazarlık yapılarak malın fiyatıyla ilgili uygun bir rakamda anlaşmaya varılabilir. Bedelini makul bulmayan ve pazarlık sonucu fiyatı makul bir seviyeye çekemeyen müşterinin malı almama hakkı vardır. Mal teslim alındıktan sonra satıcı tarafından kasıtlı bir aldatma ve sahtekârlık yapıldığı anlaşılmış olursa, alışveriş akti müşteri tarafından feshedilebilir.
Dipnotlar:
1- İbni Mâce, Ticâret: 1. 2- Tirmizî, Alış-veriş, 5; 3- Rahman Sûresi, 55/9; 4- Tirmizî, Alış-veriş, 26; 5- Nûr Sûresi, 24/37; 6- Tirmizî, Alış-veriş, 74; 7- Dârimî, Büyû’, 10
05.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|