Kulp, ipekçilikte Bursa’nın rakibi
Çalışma kapsamında, merkezi Bursa’da bulunan ve Osmanlı’dan bize yadigâr kalan Kozabirlik’in merkezini ziyaret edip ipek böcekçiliği’nin dünü, bugünü ve geleceği hakkında bilgiler aldık. Tarihte ticaret güzergâhının belirlenmesinde bile etkin olan “İpek Yolu” diye bir ticaret yolunun doğmasına sebep olan ipek üretimi ve tüketimi sentetik ipekler karşısında yenik düşmüş. Ancak tarihî-kültürel bir miras olarak ayakta kalma ve gelecekte de var olmanın mücadelesini Kozabirlik çatısı altında sürdürüyor. Günümüzde Türkiye’de üretilen ve dışarıdan ithal edilen ipeğin tamına yakını mahir Anadolu kadınının elinde el tezgâhlarında ipek halıya dönüşüyor. Dokunan halılar Türkiye için hatırı sayılır bir ihraç ürünü haline geliyor. Önemli oranda döviz girdisi sağlanıyor. Sözü fazla uzatmadan buyurun ipeğin
Anadolu’daki tarihi seyrine...
Bir dönem dünyanın ticaret güzergâhını belirleyen ipeğin tarihi belki de insanlık tarihi kadar eskilere dayanıyor. Bu tarihe doğru bir yolculuk yapmak üzere yolumuzu Bursa’da faaliyetlerini sürdüren Kozabirlik’e düşürdük. Yok olmaya yüz tutan bu tarihî üretimin izini sürdük. Gelecek satırlarda sizleri ipeğin tarihsi yumuşaklığına bir yolculuk yaptırıp Kozabirlik Genel Müdürü Ayhan Karagözoğlu’nun ağzından günümüze getireceğiz. İpekböcekçiliğinin Türkiye’deki, daha doğrusu Anadolu’daki tarihi yaklaşık 1500 yıllık bir geçmişin izlerini taşıyor. Ekonomik, kültürel ve geleneksel bir tarımsal faaliyet olan ipekböcekçiliği Anadolu’da M.S. 552 yılında başlamış. Kozabirlik Genel Müdürlüğü’nden aldığımız bilgiye göre 15. yüzyıl ortalarında Anadolu İpek Yolu üzerinde çok önemli bir durak olmuş, özellikle Bursa ve çevresi ipek sanayi ve ticaretinin merkezi konumuna gelmiş.
Çok uzun yıllar İpek Sanayii Anadolu’nun başlıca üretim sektörü olup, kayıtlara göre 1860 yılında sadece Bursa’da 37 adet ipek çekim fabrikası ile 5000’in üzerinde ipek dokuma tezgâhı bulunuyordu. Özellikle 1500’lü yıllardan itibaren yoğun bir şekilde sürdürülen ipekböceği yetiştiriciliği ve ipekli kumaş dokumacılığı, Osmanlı ekonomisinde önemli bir yer işgal ediyordu. Küçük el tezgâhlarında ve ilkel metotlarla yapılan ipek üretimi Avrupa pazarlarından büyük taleplerle karşılandığı gibi, Ortadoğu pazarında da önemli bir yere sahipti.
Çinliler ipekböceği yetiştirme ve ipekli kumaş yapmanın sırrını uzun yıllar ülkelerinde saklamışlar. Yurdumuzda ise ipekböcekçiliği 1500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Son yıllarda sun'î ipeğin üretilmesi ile önemi giderek azalmıştır.
İpekböcekçiliği Türkiye’de yardımcı bir tarım kolu olarak yapılıyor. Büyük bir yatırımı gerektirmediği için dut ağaçlarının yetiştiği her yerde yapılabiliyor. 35 - 40 günlük bir uğraş sonunda oldukça iyi bir gelir getiriyor. Ailede yaşlı, genç, herkesin emeği değerlendirilir. 35-40 günlük bir uğraş sonunda oldukça iyi bir gelir getirir.
Ülkemizde yaklaşık 40 bin aile 70 bin kutu civarında ipekböceği beslemekte ve yıllık ortalama 60 ton yaş koza üretmekte.
İlk başlarda daha çok Marmara bölgesinde yapılan ipekböceği yetiştiriciliği, dut ağacının yetiştiği her yerde yapılabilir. İpek böceği kozalarının satıldığı mezat olarak kullanılan Bursa’daki Koza Han hâlâ ipek kumaşların satıldığı bir yer olarak bu işlevini sürdürüyor. Bu han son olarak İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in Bursa ziyareti sırasında adını duyurdu. Bursa ve civarı ipek böceği üreticiliği açısından en önemli tarihî bir merkezdir. İznik, Bursa yöresine ilk yerleşen Türkler olan Manavlar Orta Asyadan getirdikleri meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğini burada 1000 yıldır sürdürmektedirler. Son yıllarda ürettiğimiz ipeğin büyük bir bölümü ipek halı dokumacılığında kullanılmaktadır. 100.000 den fazla genç kızımıza iş imkânı sağlayan ipek halıcılığı yurdumuza yılda 70-80 milyon dolarlık da döviz kazandırmaktadır. Türkiye iklimi, toprağı ve insanı ile ipekböcekçiliğini geliştirerek dünya pazarlarındaki payını arttırabilecek imkânlara sahiptir.
İpekböcekçiliğinin Türkiye’de en çok üretildiği yer bilinenin aksine Bursa değil, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi. Kulp’ta her yıl yaklaşık 40-70 ton arası yaş koza üretiliyor. Nitekim 20-21-22 Haziran’da Kulp’ta 1. Kulp Koza ve Kültür Festivali düzenlenecektir. Bunun hazırlıkları devam etemektedir. Kulp’ta ilk kez düzenlenecek koza festivalinde ilçenin terörle anılmaktan rahatsızlığı dile getirilecek, burada yapılan ipekböcekçiliğinin ülke ekonomisine katkısı anlatılacak. Türkiye’de üretilen yıllık ortalama 60 ton yaş kozanın dörtte üçü olan 45 tonunu Kulplu çiftçiler tek başına sağlıyor. Türkiye’nin ilk teknolojik ipekböceği çekim, kaynatma, çileleme ve büküm tesisi de yine Kulp’ta bulunuyor. Burada üretilen ipek halı, örtü ve poşular dünyanın dört bir yanına gönderiliyor. Kulpluların, ülke tanıtımına ve ekonomisine önemli katkıları oluyor. Ancak Kulp denilince akla ilk gelen ipek değil, maalesef terör oluyor.
Diyarbakır’a en uzak ilçe olan Kulp, coğrafi özelliği nedeniyle sürekli terörle anılıyor. Terör örgütü mensupları, Tunceli kırsalına Kulp’un sarp dağlarını kullanarak geçiyor. Bu nedenle güvenlik güçleriyle Kulp kırsalında sık sık temaslar sağlanıyor.
Yaşanan bu olaylar Kulp’un bütün güzelliklerine gölge düşürüyor. İlçenin bugüne kadar Türkiye’deki ipekböcekçiliğinin üretim ve işleme payı konusunda gündeme gelmemesi, sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirdi. Kulp Belediyesi, ticaret ve sanayi odası, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve dernekleri bir araya gelerek Kulp’un gerçek yüzünü tanıtacak önemli bir festivale hazırlık yapıyor.
Cihan Haber Ajansı’nın sorularını cevaplayan Kulp Belediye Başkanı Mahmut Zengin, halk, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları ve Kulplu işadamlarının desteği ilk kez “Kulp Koza ve Kültür Festivali” düzenleyeceklerini ifade ediyor. Amaçlarının Kulp’un güzel yönlerini tüm Türkiye’ye tanıtmak olduğunu anlatan Zengin, “İlçemizde yılda 45 ton yaş koza üretiliyor. Kalan kısmı ise Bursa ve çevre iller sağlıyor. Türkiye’de ipekböcekçiliğinin merkezi Kulp olmasına rağmen kimse bunu bilmiyor. İlçemizin imajı için tanıtımı için festivalin iyi olacağına karar verdik” diyor. Kulp’un Ağaçlı Beldesi Belediye Başkanı Yusuf Bayram ise Kulp’un bir imaj sorunu yaşadığını söylüyor. Başkan Bayram, “Kulp bölgemizdeki yaşanabilir, güzel bir ilçe. Buradaki tesislerde üretilen ipek örtüler dünya pazarına sunuluyor. Türkiye’nin yurtdışında tanıtımına önemli bir katkı sağlıyor. Ancak ülkemizde Kulp adı istenildiği gibi bilinmiyor.”diyor.
TÜRKİYE’YE HER YIL 80 MİLYON DOLARLIK
DÖVİZ KAZANDIRIYOR
2000 yılına kadar ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde yapılan ipekböceği yetiştiriciliği, son yıllarda artık bu bölgede ilgi görmüyor. Bir zamanlar en çok yaş kozanın üretildiği Bursa yerini Diyarbakır’a bırakmış durumda. 2003 yılından beri Türkiye’de en çok yaş koza üretimi Diyarbakır’da yapılıyor. Kulp Belediye Başkanı Mahmut Zengin’in verdiği bilgiye göre; üretilen ipeğin büyük bir bölümü ipek halı dokumacılığında kullanılıyor. Onlarca genç kıza iş imkânı sağlamasının yanı sıra Türkiye’de yılda 70 - 80 milyon dolarlık da döviz kazandırıyor. Dünyada ekonomik anlamda araların Çin, Hindistan ve Pakistan’ın da bulunduğu 15 ülkede ipekböcekçiliği yapılıyor. Türkiye, koza ve ham ipek üretiminde 10. sırada yer alıyor. İpekböcekçiliğinin yoğun olarak yapıldığı Diyarbakır ve Kulp, Lice, Hani ilçelerinde toplam yaş koza üretiminin yüzde 75’ini gerçekleştiriyor.
OSMANLI İPEKBÖCEĞİ OKULU KURMUŞTU
1845 yılına kadar Bursa’da el mancınıklarında işlenen kozalar, yine küçük el tezgâhlarında kumaş haline getirilmekteydi. 1888 yılında, Avrupa ülkelerinde ipekböceği üretiminin büyük oranda düşüşüne yol açan “Pebrine” hastalığı ile Dr. Pasteur tarafından geliştirilen metodu kullanarak mücadele etmek amacıyla ipekböcekçiliği okulu kurulmuş, daha sonra bu okul ipekböcekçiliği Araştırma Enstitüsüne çevrilmiş. Sözkonusu tarihten bu yana gerek gen kaynaklarının korunması, gerekse hastalıklardan arındırılmış ipekböceği tohumu üretimi yaparak önemini ve işlevini günümüze kadar koruyan İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü’nün yerinde artık yeller esiyor. Kozabirlik Genel Müdürü Ayhan Karagözoğlu, enstitünün kaldırılmasıyla birlikte bu kurumun işlerinin Bursa Gıda Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan İpek Böcekçiliği Araştırma Şefliğine devredildiğini kaydetti. Ensttitüsün binası Kozabirlik tarafından Millî Emlak’tan kiralanmış. Kuruluş amacına uygun olarak faaliyetlerini Kozabirlik devam ettiriyor.
Türkiye’de yaş koza üretimi en iyi dönemini 1900’lü yılların başında yaşamış. 1908 yılında 18 bin 338 ton olarak gerçekleşen yaş koza üretimi, Türkiye ipekböcekçiliği tarihinde üretilen en yüksek miktar. Türkiye’de ipek ipliği endüstrisi, Avrupa’da gelişen dokumacılığın teşvikiyle 18. yy ve 19. yy’ın başlarında en parlak dönemini yaşamış, iyi kalite de kozalardan çekilmiş ipekler rakipsiz duruma gelmiş. Fakat henüz buharlı filatür tesislerinin kurulmamış olması, el mancınıklarında çekilen ipeklerin gerekli standarda sahip olmaması, 1810 yılında Türkiye’ye ulaşan Pebrine hastalığı gibi problemler ham ipek üretimini 1852 yılında 600 tonlardan 1864 yılında 19 tona kadar düşürmüş. 19. yüzyılın sonunda bugünkü İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü’nün kurulması ile ham ipek üretiminde büyük artış olmuş (1910 yılında bin 970 ton), üretilen ham ipeğin büyük bir bölümü ihraç edilmiş. Bu durum Türk ipeklerinin yurtdışına ihraç edilerek ülkeye döviz kazandırılması yönünden önemli olmakla birlikte, yurt içindeki sanayinin gelişmesine olumsuz yönde etki etmiş. Daha sonra başlayan I. Dünya ve Ulusal Kurtuluş Savaşları pazarların kaybolmasına ve ham ipek üretim ve ihracatının düşmesine yol açmış. Osmanlı imparatorluğu’nun yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra alınan tedbirlerle tekrar bir artış trendi yaşanmışsa da eskisi kadar etkin olmamıştır.
TÜRKİYE KENDİ TOHUMUNU KENDİSİ ÜRETİR DURUMDA
Diğer taraftan Türkiye kendi ihtiyacı olan ipekböceği tohumunu kendisi üretiyor. 1963 yılından beri Türkiye sahip olduğu saf ırklar aracılığı ile dünya kalitesi ve standartlarında bivoltin tipi polihibrid ipekböceği tohumu üretimini gerçekleştiriyor. Bu sayede standart, verimli ve çekilmeye elverişli yaş koza ürünü elde edilebiliyor. Yaklaşık 60 bin kutu ipekböceği tohumu üretim kapasitesine sahip İpek Böcekçiliği Araştırma Şefliği tesisinde günümüzde kapasitesinin altında yılda yaklaşık 7 bin kutu ipekböceği tohumu üretiliyor. Üretilen bu tohumların yıllara göre değişmekle birlikte son dönemlerde yaklaşık 5 bin kutusu beslemeye alınıyor.
Ülkemizde gerçekleştirilen kaliteli tohum üretimini daha da kaliteli hale getirebilmek için gerek üniversiteler ile gerekse uluslararası düzeyde (FAO, KOİCA vb. kurumlar) çalışmalar başlatılmış durumda. Günümüzde Türkiye’nin yıllık ham ipek ithalatı 200 ile 250 ton arasında değişiyor. Özellikle 1990 yılından sonra yaş koza üretiminde yaşanan büyük düşüşler neticesinde ipekli halı dokumacılığı için gerekli olan ham ipek ve ipek ipliği ihtiyacı ithalat yoluyla karşılanmaya çalışılıyor. Bu durum ülke için ayrı bir harcama kalemi oluşturuyor. Bu durumu göz önünde bulunduran Kozabirlik, dışa bağımlılığı bir nebze de olsa azaltmak için, Eskişehir bölgesindeki kooperatif tesislerinde modern teknoloji ile kaliteli ipek ipliği çekimini sağlayacak bir filatür fabrikası kurmakta olup, 2008 yılı için de faaliyete geçirmeyi hedefliyor.
YARIN: İYİ YÖNETİLİRSE ANADOLU
TOPRAKLARI DÜNYAYI BESLER
|