Hayal ile hakikati birbirine karıştıran yasakçılar, üniversitelerde sürdürülmeye çalışılan ‘başörtüsü yasağı’nın sona ermesiyle birlikte okullarda kargaşa çıkacağını ve ‘başörtülüler’in başını örtmeyenlere ‘Örtünün’ baskısı yapacaklarını iddia ediyorlardı. Kısmen de olsa başörtüsü yasağı kalktı ve görüldü ki yasakçıların ileri sürdüğü bu iddia hayalî ‘şehir efsaneleri’nden farksız.
Yeri geldi yine hatırlatalım: ‘Başı açık’ üniversiteli öğrencilerin varlığı ne kadar Türkiye gerçeği ise, ‘başörtülü üniversite öğrencileri’ de o kadar Türkiye gerçeğidir. Yine dünya âlem biliyor ki, başını örten kız öğrencilerle, başını örtmeyen kız öğrenciler arasında—başörtüsü sebebiyle—hiç bir zaman sürtüşme olmamıştır. Birileri tahrik etmedikten sonra da olmasına ihtimal yoktur. Bu tesbit kuru bir iddia değil, herkesin gördüğü, görebildiği bir gerçektir.
Başı açık ve başı kapalı ‘kardeşler’ olduğu gibi, her okulda, her evde ve her işyerinde başını örten ya da örtmeyenler birlikte ‘iş’ yapıyorlar. Aksini iddia ve ispat edebilmek mümkün müdür? Sokaklarımızda her görüş ve düşünceye mensup insanlar yan yana, kol kola yürümüyor mu? O halde, başörtüsü yasağı sona ererse, ‘okullarda kavga ya da kargaşa çıkar’ demek insafla, iz’anla bağdaşır mı?
Anayasa değişikliğinin cumhurbaşkanınca tasdik edilmesi ve Resmi Gazete’de neşriyle birlikte bazı üniversiteler ‘sanal yasak’ uygulamasına son verdi. Bazı üniversiteler ise yanlışta ısrar etmeyi marifet sayıp, başörtülüleri okullara almamaya devam ediyorlar. İnşaallah onlar da insafa gelir ve adaletin gereği olarak başörtülü öğrencileri okullara kabul ederler. Çünkü aksi davranış, kanun ve nizam tanımama olarak yorumlanır.
Kanunsuz yasağın sona ermesiyle birlikte bazı başörtülülerin sınıflara, anfilere girdiği görüldü. Gazetelere yansıyan fotoğraflara bakılırsa, kanunsuz yasağın sona ermesi sadece başörtülüleri değil, başını örtmeyen öğrencileri de sevindirmiş. İşe bakın ki, yasağı savunanlar; başını örtmeyenlerin bu uygulamadan rahatsız olacaklarını iddia ediyorlardı. Fakat tam aksi oldu ve başını örtmeyerek okula gidenler, başını örterek sınıflara girenleri tebrik etti, onlarla kucaklaştı.
Ne yazık ki, yasağı savunmak için bin dereden su getirenler hem bu fotoğrafları yayınladı, hem de ‘kargaşa çıkacak’ demeyi sürdürdü. Meselâ, başını örtenler ve örtmeyenlerin kucaklaştığını gösteren bir fotoğrafta şu ‘resim altı’ yazısı yer alıyor: “Selçuk Üniversitesinde türbanlı öğrencilerin kampüs, fakülte ve dersliklere türbanla girmesine izin verildi. Sınıflarda başı açık ve kapalı öğrenciler birlikte ders gördü.” (Vatan, 26 Şubat 2008) Haberde, başı açık öğrencilerin, başörtülü öğrencilerle kucaklaştığı ve onların sevincine ortak oldukları görülüyor. Hani, yasağın sona ermesi kavga ve kargaşaya sebep olacaktı?
Tekrarlayalım: Kanunsuz başörtüsü yasağının sona ermesi kavga ve kargaşaya değil, devlet-millet kaynaşmasına sebep olur. Fitneciler provokasyon yapmadığı sürece de kavga çıkmaz. Bu bakımdan, provokasyonculara imkân ve fırsat vermemesi için Rabbimize dua edelim...
28.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|