Rusya'da Birinci Dünya Harbinin bütün şiddetiyle berdevam olduğu günlerde başlayan ve giderek tırmanan iç kargaşa, nihayet önüne geçilmez bir isyana dönüştü. Bu ülkede 370 yıldır süregelen Çarlık rejimi, 27 Şubat 1917'de yıkılarak tarihe karışmış oldu.
Yıkılan Çarlık sisteminin boşluğu, ilk etapta Duma Geçici Komitesi tarafından doldurulmaya çalışıldı. Meclis vazifesini üstlenen bu komite tarafından, derhal bir geçici hükümet kuruldu. Bu hükümet, "İşçi Vekilleri Heyeti" ismiyle anılmaya başladı. 12 Mart'ta ise, Çar'ın kendisi de, tam bir yeis içinde Duma'ya istifasını sunmak zorunda kaldı.
* * *
Bütün bu gelişmelerin, aslında geçmişte yaşanan ve tarihte iz bırakan bazı olaylarla doğrudan bağlantısı var şüphesiz: Tâ 22 Ocak 1905'te Perersburg şehrinde tarihe "Kanlı Pazar" ismiyle geçen çok büyük bir hadise yaşandı. Rejim aleyhinde gösterilerde bulunan binlerce asker ve işçinin üzerine ateş yağdırıldı ve bu hareket çok kanlı bir mukavemetle bastırıldı.
Bolşevikler, bu hadiseyi adeta milat saydılar ve rejim aleyhtarlığını her fırsatta tırmandırmaya çalıştılar. 27 Şubat 1917'ye gelindiğinde ise, başka muhaliflerle de birleşerek Çarlık yönetimini nihayet yıkmayı başardılar.
* * *
Bu kanlı iç kargaşanın hemen ardından, bu kez Menşeviklerle Bolşevikler arasında gizli bir iktidar mücadelesi başladı.
Menşevikler, dinî inanç ve geleneklere de önem veren, komünizme karşı olduklarını deklare eden grubu teşkil ediyordu.
Bunların karşısında ise, millî manevî bütün değerlere karşı olan, teorisyenliğini Marks ve Engels gibi Yahudî kökenli ateist filozofların yaptığı komünizmi vargüçleriyle savunan Bolşevikler vardı.
İlk başlarda, Menşevikler galip durumdaydı. Ancak, zaman ilerledikçe durum liderleri sürgünde bulunan Bolşeviklerin lehine değişmeye başladı.
Bolşevikler, 7 Ekim'de hakimiyeti tamamiyle elde etti ve Bolşevik İhtilâlini gerçekleştirmiş oldu.
Bir ismi de "Komünist İhtilâli" olan bu yıkıcı hareketin lider kadrosunu Lenin, Troçki ve Stalin gibi muhaliflerine kan kusturmak ve devlet gücüyle aykırı fikir sahiplerine hayat hakkı tanımamakla şöhret bulan gaddar zalimler teşkil ediyordu.
Nihayet, yıkılan 3–4 asırlık Rus Çarlığı rejiminin yerine bir komünist imparatorluğuna dönüşen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) almış oldu.
Çarlığın ömrü 370 yıl, komünist rejimin ömrü ise ancak 70 yıl kadar sürebildi.
Türkiye'den bakış
Rusya'da yaklaşık sekiz ay kadar devam eden ve Osmanlı basını tarafından "hercümerç" tâbiriyle ifade edilen bu iç kargaşa, yedi cephede harbeden Osmanlı'ya kısmî bir rahatlama sağladı.
Osmanlı'nın en ağır kaybı, mâlum Kafkas Cephesinde yaşanmıştı. Rusya'da başlayan ve aylar, yıllar süren iç karışıklık sebebiyle, Kafkas Cephesindeki savaş fiilen sona ermiş oldu.
Dünya Savaşı sebebiyle, Rusya'da olup bitenler Osmanlı basınına çok gecikmeli olarak intikal ediyordu.
Hemen herkes, Rusya'da bir hercümerç hadisesinin yaşandığını biliyor, ancak hemen hiçkimse bunun mahiyetini tam olarak izah edemiyordu.
İşte, o günlerde Tanin isimli gazete çıkan kısacık bir değerlendirme yazısı: "...Kat'î sûrette bir daha tekrar edebiliriz ki, Rusya, Moskofluk tarihinde en büyük bir inkilâp devrine girmiş, karanlıklar ve meçhûller içinde sarsıla sarsıla meçhûl ve meşkûk bir hedefe doğru sürüklenip gidiyor."
* * *
Bolşevik (komünist) Partinin merkezî yayın organı olan Pravda gazetesi, 5 Mart'ta yayınlanmaya başladı.
Bu gazetenin neşriyatından haberdar olan Ahmed Emin (Yalman), Rusya'daki Bolşevik İhtilâlinden yaklaşık 50 gün sonra, 27 Kasım 1917 tarihli Vakit gazetesinde şunları yazdı: "Bugün Petersburg'da bir Lenin–Troçki hükümeti var. Bu hükümet, her türlü fütûhat emellerinin aleyhindedir ve pek yüksek ve saf gayeleri vardır. Rusya'ya en müfrit sosyalizm gayelerinin icap ettirdiği tarzda bir idare şekli vermek istiyorlar. Bununla da kalmıyor, Rusya'da atılan adımlar sayesinde bütün insaniyetin büsbütün yeni ve mesut mevcudiyete mazhar olacağına ciddî sûrette inanıyorlar."
Bu ifadeler, Yalman'ın o tarihte komünistlere ilgi duyduğu ve sosyalist rejime de sıcak baktığını gösteriyor.
Hâmiş 1: 1950'lerde Vatan isimli gazetenin sahibi ve başyazarı olan Yalman, şimdiki Vakit gazetesinin yazarı Hüseyin Üzmez tarafından 22 Kasım 1952'de Malatya'da silâhla vurularak yaralanan kişidir.
Hâmiş 2: Tıpkı Yalman gibi, Türkiye'de olduğu gibi dünyanın pekçok ülkesinde komünizme ve sosyalizme sempatiyle bakan, hatta daha da ileri gidip vargücüyle bu "şimâl cereyanı"nın propagandasını yapan kalem ve kelâm sahipleri türedi. Bu sayede, komünizm, yüzde 40'ını etkisi altına aldığı dünyanın ve insanlığın başına bir zehirli belâ oldu. Demir perde zoruyla hayatiyetini sürdürmeye çalışan bu belânın belinin kırılması, ancak 70 sene sonra mümkün olabildi.
27.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|