İnsan hayatı hep bahar değildir. İnişi de vardır, çıkışı da. Bazan bahar havası yaşar, bazan kış. İnsan ömrünün de sıkıntıları, acıları, ıztırapları vardır. Sevinçleri, bollukları, güzellikleri vardır.
Bunlar tesadüfen, rastgele mi oluyor dersiniz?
Aslâ. Kâinatta tesadüfen olan hiçbir olay yoktur. Bir sinek dahi kanadını Allah’ın ilmi, izni ve kudretiyle oynatır.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri der ki: “Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasına terettüb eder.”1
“Âfatlar, zaaf-ı imandan neşet eden hataların neticesidir.”2
“Musibet cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir.”3
Bu tesbitler gösteriyor ki musibetler iman zayıflığından kaynaklanan bir kısım hata ve kusurlar sonucunda gelmektedir. Hele umumi olursa, ekseriyetin hatası var demektir. Sabredildiği, isyana girilmediği zaman da mükâfatları vardır.
A’raf Sûresinde sıkıntı ve musibetlerin verilişinin önemli bir sebebi, kulların hata ve kusurlarını affettirmek olarak gösterilerek buyuruluyor ki: “Biz hangi beldeye bir peygamber gönderdiysek, oranın ahalisini, bağışlanmaları için yalvarsınlar diye sıkıntılara ve musibetlere düşürdük.”4
Demek sıkıntı ve musibetler birer imtihandır. Kul böyle bir an da sabırla Allah’a yalvaracak, o sıkıntı ve musibetlerin üstesinden gelmeye çalışacaktır.
Cenâb-ı Hak bir sonraki âyette de, “Sonra da bu sıkıntılarının yerine olarak iyilik ve güzellik verdik” buyuruyor.
İyilik ve güzellikler de birer nimettir ve şükür isterler. Nimet şükür görürse devam eder ve artar.
Şükredecekken isyana, azgınlık ve taşkınlığa giren kaybeder. Kur’ân, “Nihayet onlar, sayıları ve servetleri artınca, ‘Atalarımızın başına da böyle darlık ve bolluk gelmişti’” dediklerini belirtip bu isyanları sebebiyle, “Biz de onları, hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın yakalayıp helâk ediverdik”5 buyurur.
Ve Kur’ân, genel kuralını şöyle koyar: “Eğer o beldelerin ahalisi iman edip Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakınmış olsalardı, Biz elbette onların üzerine gökten ve yerden bereket kapılarını açardık.”6
Demek isyanlar helâke, itaat de bolluk ve huzura sevk ediyor insanları. Şu dünya misafirhanesinin sahibinin koyduğu kanun bu.
Dipnotlar:
1- Sözler, s. 656.
2- Kastamonu Lâhikası, s. 17.
3- Mektûbât, s. 458.
4- A’raf Sûresi: 94.
5- A.g.s., 95.
6- A.g.s., 95.
27.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|