Söz söyleyen herkes sözünün dinlenmesini, kabul görmesini ister. Sözün kılıçtan daha keskin olduğunu bilenler, bazan bir cümlenin insanın hayatını değiştirdiğini de görürler.
Öyle bir söz söyleyeceksiniz ki, duyan, dinleyen herkes, “Haklısın!” diyecek ve kendine bir çekidüzen verecek, yanlışı varsa düzeltecek.
Peygamberimizin (asm) duâlarından birisinin de, “Dinlenilmeyen sözden Sana sığınırım” şeklinde olması oldukça ilginç değil mi?
Bugün sıcak savaş dünyanın bir kısım yerlerinde devam ediyor. Bunun dışında hemen her yerde eskinin okla, kılıçla, topla, tüfekle yapılan savaşının yerini soğuk savaşın silâhları aldı. Bu savaşın meydanı basın ve yayın. Silâhları da makaleler, kitaplar, gazete başlıkları, başyazılar, köşe yazıları, dizi yazılar. Bazan olur ki bu silâhlar nükleer silâhların dahi yapamadıklarını yapar.
Öyle ya, bir bomba atılıyor, yüzlerce, binlerce insanın ölümüne sebep oluyor. Ama öyle bir manevî bomba atacaksınız ki size muhalif ve düşman yüzlerce, binlerce kişi, muhalefetini ve düşmanlığını bırakıp safınıza geçecek.
Yıkmada da, yapmada da gerçekten güçlü bir silâh medya.
Öyle kitaplar vardır ki insanın ruh dünyasında inkılâblar yapar, kötü alışkanlıklarını terk ettirip bozuk hayatını düzene sokar.
Öyle bir kitap yazacaksınız ki insan merakla açacak, heyecanla okuyacak, mutlulukla kapatacak, tekrar tekrar okuma ihtiyacı hissedecek.
Bir gazete çıkaracaksınız ki merak ve heyacanla beklenecek, câzip bir kitap gibi zevkle, satır satır okunacak. Bir ok gibi içe işleyen sürmanşetleri, başlıkları, dizi ve köşe yazıları hergün hergün bu duyguları yaşatacak insanlara.
39. yılına giren Yeni Asya işte böyle bir gazete desek mübalâğa etmiş olmayız. Nice okuyucu zevkle okuduğunu, saatlerini verdiğini, bulamadığında aradığını söylüyor.
Yeni Asya’nın on binlerce tirajı yok. Ama tirajı yüz binleri bulan nice gazeteden daha etkili. Vurduğu yerden ses çıkarıyor. Bugün gazeteyle verilen ilâvede de göreceğiniz gibi Yeni Asya geçmişte öyle başlıklar atmış ki parmak ısıttırıyor, hedefi on ikiden vurmuş. “Dinlenilmeyen” değil, “dinlenen söz” olmuş.
Peki, Yeni Asya bu gücünü nereden almakta?
Gözünü budaktan esirgemeden hak ve hakikati, doğruları haykırmaktan, ihlâs ve samimiyetinden.
Binler tebrik Yeni Asya sana! Yolun açık olsun!
21.02.2008
E-Posta:
[email protected]
|