Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

S. Bahattin YAŞAR

Hayat, imanla anlamlıdır - (1)



Mekâna imanla nazar etmek,

Esma okumalarını netice veriyor

Yaşadığımız yer dünyanın neresi olursa olsun, imanla bakınca oradaki her şey anlamlı, okunaklı hale geliveriyor. O zaman dağı, denizi, güneşi, dereyi, tepeyi, hayvanları, böcekleri, bitkileri farklı okuyuveriyorsunuz. Böylece dağ eteğindeki küçücük sarı çiçek ve üzerindeki kırmızı kelebek dünyanızı değiştiriveriyor.

Varlık, rengiyle, deseniyle, kokusuyla ve taşıdığı hikmetleriyle anlamlı birer mektuba dönüşüveriyor. San’at, San’atkârı düşünülünce anlam kazanıyor.

Nimetler, üzerinde düşünmeyi gerektiriyor

İçel’in sahil ilçesi Anamur’u, sanıyorum, muzu ile tanıyorsunuz. Bir de Türkiye’nin güney noktası olarak biliyorsunuz. Aslında her iki unsur için, Anamur ve Bozyazı ilçelerini birlikte düşünmek gerekiyor.

Bozyazı, daha yakın zamanlara kadar Anamur’a bağlı bir belde idi. Şimdi ise müstakil bir ilçe. İki ilçe arası on üç kilometre. İkisi de farklı güzellikler taşıyor. Ama bu iki ilçede muz, yüce Allah’ın, özel ikramlarından birisi ve kullarını sevdiğinin bir tezahürü. Muz ağacından, muz dalına, muz dalından, muz tarağına ve muz tarağından muz parmağına, muz parmağından da muz tadına varıncaya kadar her aşama tam bir tefekkür serüvenidir.

Bozyazı ile ilgili internetten pek çok bilgi bulmak mümkün. Tabiî hiçbir bilgi, yaz mevsiminde Bozyazı’nın tertemiz denizinde yüzmenin ve bir gün batımında deniz kenarında, dalga sesleri eşliğinde yürümenin yerini tutamaz. Mavi ile yeşilin kucaklaştığı bu hayat alanına, onca nimetleriyle yüce Allah ikramda bulunmuş. Tabii, hepsi şükür gerektiriyor.

Toros Dağlarının bütün heybetini ve haşmetini, bu ilçelerimizde görmek mümkün. Dağların yeryüzüne bir direk olarak konulmuş olmasının hikmeti burada daha da okunaklı. Ve her dağın halk nezdinde yaşanan hatıralarla oluşmuş, birbirinden farklı isimleri var. Anlaşılıyor ki, insanların hayat alanlarındaki her şey bir şekilde yaşanan hayata da müdahil olmaktadır.

Mekânlar her zaman ‘özel’dir

Yaşanan mekân, insanın yaşama ihtiyaçlarının pek çoğuna cevap veriyor. Yeryüzünü bir döşek gibi altımıza sermiş Rabbimiz. Hem öyle bir döşek ki, mevsimler bu döşek üzerinde sergisini açıyor. Rahman’ın rahmet eselerine göz kapamak hakikaten ciddî bir körlük hali. Onun için her insan, doğup büyüdüğü mekânlara, nimetler hazinesi gözüyle bakmalıdır.

İçinde yaşanılan mekân -birilerine göre- anlamını yitirmişse; o kişide ülfet oluşmuş, okuması bitmiş demektir. Oysaki, her mekân her zaman özeldir.

Doğrusu herkesin kendi doğup büyüdüğü, hatıralar oluşturduğu topraklar kendisine daha bir anlamlı gelir. Ama burada şunu hatırlamak daha doğrudur; her mekânın gerek tabiat değerleri açısından ve gerekse toprağında yetişen ürünler açısından özel bir yeri vardır. Yüce Yaratıcı, her mekâna farklı bir takım özellikler yüklemiştir. Kiminin dağlarını maden hazinesi yapmış, kiminin toprağını ancak orada yetişen bitkilerle süslendirmiştir. Böylece her mekân kendi içinde özel bir anlam taşır hale gelmiştir. İşte Bozyazı, Anamur da deniziyle, dağlarıyla, muzuyla, yer fıstığıyla bolca mesajları olan özel ilçelerimizdendir.

Uçsuz bucaksız denize açılan pencereler,

tam bir düşünme mekânı

Anamur ve Bozyazı’da evlerin çoğunun penceresi uçsuz bucaksız gözüken Akdeniz’e açılır. Evlerin denize açılan pencereleri, tam bir tefekkür hazinesi. Üzerinde binlerce tonluk gemilerin akıp gidişi, birbirinden leziz balıkların bir ikram-ı İlâhî olarak insanlara kurban edilişi, karadan bakınca, masmavi Akdeniz’in; denizden bakınca, yemyeşil Toros dağlarının göze dokunuşu, tam bir huzur vesilesi.

Her mekân hikmetli, san’atlı nimetlerle dolu

Bozyazı’ya, Kızılca Köyü sınırları içerisindeki, Kara Manastır’dan gelen su, tam bir Kudret mucizesi. Dağların, taşların arasından sızıp gelen tertemiz su sızıntılarından az ileride adeta bir şelâle oluşuyor. Özellikle de o şelâlenin çıkarmış olduğu İlâhî musiki saatlerce dinlemeye değer. Burada oluşan su, kuş ve böcek sesleri, tam bir koroyu andırıyor.

Mahlûkat burada; birer mûsika-i îlahî olarak san’atını icra etmeye devam ediyor.

Dereköy’deki bizzat taş bir kapıdan çıkan su, daha bir açık konuşuyor zîşuurla. Taştan çıkıp gelen su, önüne kurulmuş değirmeni çalıştırıyor. Bu haliyle berrak su, apaçık, ‘Ben bir Kudret mucizesiyim.’ diyor. Asırlardır, bir kapıdan akıp duran suyun içinden geldiği dağ, böyle bir birikime ev sahipliği yapacak büyüklükte değil. Demek hazine-i rahmet burada okur-yazarlığı olanlar için kendini okutturuyor.

Bütün bu okumalar ancak iman ile mümkündür. Kulaktaki zar, gözdeki perde, akıl ve kalplerdeki nur, iman ile ışıklanırsa, anlam okuması yapmak mümkün. İman yoksa, insan; taşın, ağacın, denizin, kuşun, böceğin, muzun, çileğin, yer fıstığının nesini okusun.

Hayata katkı yapan hiçbir unsuru, hayatın dışında değerlendirmek mümkün değil. Her şey bir düşüncenin, bir İradenin ve bir Kudretin ürünü. Üzerinde mesaj taşımayan nimet yok.

16.02.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.02.2008) - Rahmanın vediaları ile birlikte yaşamak - 3

  (02.02.2008) - Rahmanın vediaları ile birlikte yaşamak - 2

  (26.01.2008) - Rahmanın vediaları ile birlikte yaşamak -1

  (19.01.2008) - İnsan, sevgisi kadardır

  (12.01.2008) - İmtihanın dönemeçleri

  (05.01.2008) - Duygu eğitimi

  (29.12.2007) - Çirkinin icadı çirkin değil, güzeldir

  (22.12.2007) - Hayata dokunan davranışlar

  (15.12.2007) - Mutlu aile modeli

  (08.12.2007) - Hiçbir küçük, küçük değildir

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri