"Gerçekten" haber verir 31 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

İstismar, kuşku, çözüm



Anayasa Mahkemesi, başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakma iddiasıyla yapılan anayasa değişikliğini 2’ye 9 oyla iptal etmişti. AKP’yle ilgili kararda ise çok farklı bir oy dağılımı ortaya çıktı. 6 üye “Kapatılsın” dedi; 4 üye Hazine yardımının yarı yarıya kesilmesinden yana oy kullandı; iki gruba da katılmayan Başkan Haşim Kılıç’ın tercihi ise “beraat”ti.

Başörtüsü kararındaki 9 oy nasıl 6’ya, bu karara karşı çıkan 2 oy neden 1’e indi; bilinmiyor.

AKP kararı öncesi tahminler en az 7 üyenin kapatma için oy kullanacağı yönünde iken bu sayının 6 olarak gerçekleşmesinde ve gerek başörtüsünde, gerekse evvelce RP ve FP dâvâlarında Kılıç’la birlikte oy kullanan Sacit Adalı’nın bu kez “AKP’ye Hazine yardımı kesilsin” safına geçmesinde acaba hangi faktörler etkili oldu?

Şimdi değilse bile, istikbalde herhalde bu sorular da cevabını bulacak ve sırlar aydınlanacak.

Mahkemenin AKP kararı, daha evvel benzeri hiç görülmemiş tuhaf bir manzara oluşturdu.

11 üyenin salt çoğunluğunu oluşturan 6 oy kapatmadan yana olmasına rağmen, parti kapatmalarında gerekli sayı evvelce yapılan anayasa değişikliğiyle 7’ye çıktığı için AKP “kurtuldu.”

Ve sonucu, “Hazine yardımı yarı yarıya kesilsin” diyen 4 üye belirledi. İşin ilginç tarafı, onlar da AKP’nin laiklik karşıtı eylem ve faaliyetleri olduğunu kabul ettikleri halde, “hafifletici sebepler”le kapatma müeyyidesine “hayır” dediler.

Bu sebepler arasında, AKP’nin dört senedir boşladığı AB reformlarının da yer alması ve bu durumun medyada “AKP’yi AB reformları kurtardı” başlıklarıyla verilmesi son derece anlamlı.

“AKP kapatılsın” diyen 6 üyenin gerekçesinde yer alan bazı noktalar da gözden kaçırılmamalı.

Bunların başında, başörtüsü yasağı, Kur’ân kurslarındaki yaş sınırı ve imam hatiplerin katsayı sorunu gibi konularda çözüm beklentisinin toplumsal talep haline geldiğinin kabulü geliyor.

Aynı şey, başörtüsüyle ilgili kararda da dikkat çekmiş; başörtüsü takmak “bireysel bir tercih ve özgürlük kullanımı” olarak nitelenirken, yasakla ortaya çıkan durumun kronik bir sorun haline geldiği ve çözümün demokratik uzlaşı ve barışla bulunması gerektiği gibi ifadeler kullanılmıştı.

Bu yaklaşım, AKP kararının gerekçesinde, başörtüsünün yanı sıra Kur’ân kurslarındaki yaş sınırı ile imam hatiplerin katsayı sorununu da içine alacak şekilde genişletilerek tekrarlanıyor.

Yine AKP kararında, “Siyasî partiler dinsel özgürlük talepleri konusunda politika geliştirebilir” deniyor, ama “dinsel duyguların siyasal mücadele aracı haline getirilerek ayrışmalara yol açılmasının laiklikle bağdaşmadığı” belirtiliyor.

İşte burada, zaman zaman bazı AKP ileri gelenlerinin de “Bize niye kuşku ve kaygıyla bakılıyor? Bunun arkasında ne var? Bu psikolojiyi anlamaya çalışmalıyız” diyerek dile getirdikleri bakış tarzı ve halet-i ruhiye karşımıza çıkıyor.

Neden AKP ve MHP’nin başörtüsü için yaptığı bir girişim “istismar” olarak görülüyor? Yasağı anayasa değişikliği ile kaldırma teşebbüsü niye “herkesi tesettüre zorlama niyet ve projesinin öncü sinyali” olarak görülüp kuşku çekiyor?

Bu soruların, “din ve irtica korkuları”yla yetişen cumhuriyet aydınının psikolojisini dikkate alan bir nazarla enine boyuna tahlili gerekiyor.

Ve yine mahkemenin verdiği işaretler, 28 Şubat kaynaklı toplumsal sorunların çözümüne katkı verme noktasında özellikle CHP’ye önemli görevler yüklüyor. Başörtüsü, Kur’ân kursu, imam hatip eksenindeki sancıların giderilmesi için CHP, şimdiye kadarki atgözlüklü tavrından farklı, pozitif, yapıcı politikalar üretebilirse, iç barış ve huzura tarihî bir hizmet yapmış olur.

Son olarak: Bütün bu tartışmalar, din ve vicdan özgürlüğü alanındaki kronik sorunların olabildiğince sancısız şekilde aşılmasında, bu sorunları siyasallaştırmadan çözme becerisine sahip olduğunu defaatle gösteren DP çizgisine duyulan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne seriyor.

31.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.10.2008) - Değiştirilemez maddeler

  (29.10.2008) - 85 yıl sonra

  (28.10.2008) - Mizansen mi?

  (26.10.2008) - İlâhî inayet

  (25.10.2008) - İsviçre’de başörtüsü

  (24.10.2008) - Başörtüsünde çözüm

  (23.10.2008) - Yine fiyasko olmasın

  (22.10.2008) - Skandallar zinciri

  (21.10.2008) - Dokuz yıllık dâvâ

  (19.10.2008) - Said Nursî ve şehitler

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır