"Gerçekten" haber verir 28 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Mizansen mi?



Anayasa Mahkemesinin, birini Haziran başında, diğerini Temmuz sonunda açıkladığı, birbiriyle irtibatlı iki kararın gerekçeleri hafta içinde peş peşe yayınlandı.

Kararlara ilişkin değerlendirmelerde öne çıkan noktalardan biri, Anayasa Mahkemesinin bir kez daha yetkisini aşarak, kendisini Meclisin üstünde bir konuma yerleştirdiği yorumu idi.

Bu yorumu yapanlardan, mahkemenin iptal ettiği başörtüsü düzenlemesine vücut, katkı ve destek vermiş olan MHP, şimdi AYM’nin yetkilerini kısacak bir anayasa reformu talep ediyor.

Ama üst üste yediği iki yargı darbesinin şokundan hâlâ çıkamayan AKP hiç o havada değil.

Tam tersine, iktidar partisi ortaya çıkan sıkıntılı durumu kerhen de olsa kabullenmiş, AYM tarafından siyasete ve Meclise çizilen yeni sınırlara boyun eğip teslim olmuş bir tavır sergiliyor.

Böyle olunca, yüksek yargı önünde adeta “ipten dönmüş,” ama ağır ihtar yemiş bu partinin iktidar döneminde, artık sistemin temellerine dokunacak radikal reformlar yapılması çok zor.

Onun içindir ki, AKP cenahında da “Ya reform, ya seçim” çağrıları dillendirilmeye başlandı.

Çünkü içine girilen durumdan çıkılması için ya ciddî ve köklü yapısal reformların gerçekleştirilmesi ya da eğer bunlar yapılamıyorsa, tıkanıklığı aşmak için yine millete gidilmesi gerekiyor.

Bu iki şıkkın dışında, başka bir çıkış yolu yok.

Eğer iktidarın tercihi bu şartlarda yola devam etmek olursa, zaten başından beri tartışmalı olan “muktedirlik” vasfını tamamen veya çok büyük ölçüde kaybetmiş olarak bunu yapmak durumunda olur. Sonuçlarını da birlikte yaşarız.

Ve görünen o ki, iktidar bu yolu seçti.

Ağustos ayının son haftasında Bakanlar Kurulu gündemine geldiği bizzat Hükümet Sözcüsü tarafından açıklanan AB Ulusal Programıyla ilgili olarak hâlâ kayda değer bir gelişme yok.

Bu durumu yorumlayan bazı AB yetkililerinin, izlenimlerini “Türkiye reformları Mart’taki yerel seçimlere kadar dondurdu” şeklinde dile getirdiklerine dair haberler çıkıyor (Vatan, 25.10.08).

Tabiî, yerel seçimlerden sonra ne olacağı belli değil. Özellikle Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu belediyelerindeki seçim sonuçlarının Türkiye’ye nasıl bir atmosfer getireceği de.

Mâlûm, AKP’nin bu seçimlerle ilgili, çok önceden açıkladığı hedefleri var. DTP’nin elindeki “kale”leri zapt etmek istiyor. Önceki selefleri gibi kapatılma tehdidi altındaki DTP de yüksek perdeden atışları ve İmralı kumandalı provokasyonları ile “kalelerini koruma” savaşı veriyor.

AKP ise, sınırötesi harekât tezkeresini bir yıl daha uzatıp operasyonların devamına yeşil ışık yakması ve OHAL’e dönüş tartışması sebebiyle uğradığı imaj kaybının daha ileri boyutlara taşınmasını önlemek için zevahiri kurtarma telâşında.

Askerin yetki taleplerini, “Terörle mücadele için İçişleri Bakanlığı bünyesinde yeni bir yapılanma oluşturuluyor ve konu tamamen sivil inisiyatifin kontrolüne veriliyor” görüntüsüyle kamufle ederek karşılamayı da ihmal etmeden...

Genelkurmay kadrosunun kabine toplantısına terör brifingiyle katılacak olması da projenin bir parçası ve kimilerince “Artık brifingler karargâh yerine Başbakanlıkta veriliyor; sivil askerin değil, asker sivilin ayağına gidiyor” gerekçesiyle, “Demokrasi ve sivilleşmede bir aşama daha kaydettik” yaldızıyla parlatılmaya çalışılıyor.

Ama bu izah, Başbakanlıktaki brifingin hükümete bir “savaş kabinesi” görüntüsü verdirdiği gerçeğini ıskalıyor ve ardından brifingin Eğirdir’deki komando eğitim merkezinde devam edecek olmasına da uygun bir kılıf geçiremiyor.

Bu hengâmede jandarma, hükümetten, kendisiyle ilgili “sivil denetim” maddesinin AB Ulusal Programından çıkarılmasını talep ediyor.

Böyle bir tabloda “Teröre inat, demokratikleşmeye devam” nutukları mizanseni tamamlıyor.

Ortada gerçekten devam eden bir reform süreci olsa neyse... Ama terör var, reform yok!

28.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.10.2008) - İlâhî inayet

  (25.10.2008) - İsviçre’de başörtüsü

  (24.10.2008) - Başörtüsünde çözüm

  (23.10.2008) - Yine fiyasko olmasın

  (22.10.2008) - Skandallar zinciri

  (21.10.2008) - Dokuz yıllık dâvâ

  (19.10.2008) - Said Nursî ve şehitler

  (18.10.2008) - AB yine unutuldu

  (17.10.2008) - İlâhî ikaz ve Diyanet

  (16.10.2008) - Tehditle olmaz

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır