Zamanımızın bütün felsefî akımlarını inceleyip Kur’ân’la barışık olmayan kısımları çürüten Bediüzzaman, bütün itikad, inanç konularını halleder. En çetrefilli, en muğlak kelâm (iman, itikad esaslarını ağırlıklı olarak akıl yoluyla ele alan İslâm, ilim dalıdır) meselelerini halleder, problemleri çözer.
Bir sefer, kelâm ilminin bütün mefhum ve kelimelerini ele alır, açıklar. Rabbimizin sıfatlarının ezelî oluşu ile maddenin sonradan yaratılışı meselesi; bazı sofilerin şüpheye düştükleri gibi “Allah ile insan arasında ittisal var mıdır?”; “Yeryüzü ve gökyüzünün altı günde yaratılması ne demektir?”, “Allah nasıl hem mekândan münezzeh, hem de her yerde hazır ve nâzırdır?”, “Vahdet-i Vücud ve Vahdet-i şuhud ne demektir?”, “Rahim olan Allah mûsibet ve şerleri niçin yarattı?”, “Allah’ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var?”, “Sonsuz Cehennem Allah’ın rahmet ve adaletine nasıl sığar?”, “İyilik Allah’tan, kötülük kuldan ne demektir?”...
Diğer iman esasları melekler, kitaplar, peygamberler, öldükten sonra diriliş ve kader meseleleri izah ve ispat edilir. İbadetlerin dünya hayatı ve sosyal hayata bakan yönleri, hadlerin (cezaların), kısasın caydırıcılık yönleri... Günah problemi vs. gibi hususlardaki bütün vesvese ve şüpheleri de yok eder.
Meselâ, İbn-i Sina, haşir ve cismânî Mi’rac Mû’cizesini anlamakta aczini îtiraf etmiş; onun “Akıl buna yol bulamaz” dediği meseleler, Risâle-i Nur’da iki kere iki dört eder kesinliğinde ispat edilmiş.
Kezâ, koca Sa’d-ı Taftazanî gibi bir allâmenin, 40-50 sayfada, meşhur Mukaddemat-ı İsna Aşer kitabında ancak yüksek seviyedekilere anlatabildiği kader ve cüz’î irade sırrı, beş-altı sayfada herkese anlatılmış.
- Allah tek bir zât olduğu halde sayısız işleri nasıl yapıyor? Sonsuz olduğu halde, mekândan nasıl münezzehtir?
- İnsanı Rahman sûretinde yaratması, yâni sıfatlarını onda yansıtması ne demektir?
- Uzayda canlılar var mı?
- Sonsuz Cehennem, adâlete nasıl sığar?
- Şeytanlar niçin yaratılmış?
- Peygamberimiz (asm), bedeniyle bir anda Mi’raca nasıl çıktı, o kadar yerleri bir anda nasıl gezdi?
- “Yaş ve kuru her şey Kur’ân’da var” ise, neden açıkça medeniyet harikalarından bahsetmiyor?
- Mugayyebât-ı hamse (beş bilinmeyen), artık biliniyor değil mi? (Anne rahmindeki cenin, yağmurun ne zaman yağacağı... vs.)
- İnançsızların da kerâmet gibi harika haller göstermesinin sırrı nedir?
- Hak birdir, neden dört mezhep vardır?
- Namazda kudsî hakikatler karşısındaki vesvese niçin zarar vermez?
Risâle-i Nur’da, bu ve benzeri binlerce kapalı, sırlı kelâmî mesele ele alınır; gayet berrak bir tarzda izah ve ispat edilir.
28.10.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|