"Gerçekten" haber verir 18 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

AB yine unutuldu



Gül’ün Kopenhag ziyareti öncesinde Türk basınına konuşan Finlandiya Cumhurbaşkanı, hükümetin reformlarla ilgili tavrına ilişkin gözlemini şöyle dile getirmişti:

“ ‘Evet, yapacağız’ diyorsunuz. Bekliyoruz. Yine ‘Evet, yapacağız’ diyorsunuz. Bazan çok çalışıyorsunuz. Ama hiçbir şey yapmadığınız dönemler de var...” (Nur Batur, Sabah, 7.10.07)

Hükümetin reform politikasını çok net çekilmiş fotoğraf berraklığında yansıtan bir tesbit bu.

Gerçekten de hükümet, aksi yöndeki onca iddia ve söylemlerine rağmen AB için uzun süredir hiçbir şey yapmıyor ve hiçbir adım atmıyor.

Ve bu atalet, Brüksel’in müzakerelere başlama tarihini açıkladığı 17 Aralık 2004’e uzanıyor.

O tarihe kadar birşeyler yapıldı. Çıkarılan uyum paketleriyle gerek anayasada, gerekse bazı yasalarda kayda değer değişiklikler gerçekleşti.

Ama sonrasında tam bir gevşeme yaşandı.

3 Ekim 2005’te müzakere sürecinin başlaması dahi durumu değiştiremedi. Bu ataletin ilk işaretlerinden biri, sürecin Türkiye ayağını koordine edecek başmüzakerecinin belirlenmesindeki hantallık ve gecikmeyle kendisini gösterdi.

Sonra müzakerelerin teknik altyapısını oluşturacak “tarama”lar başladı. Ama bunlarla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirme zahmet veya tenezzülünde bulunulmadı. Ve geldiğimiz nokta hakkında kimsenin doğru dürüst bilgisi yok.

Bir ara, eğitim ve üniversite başlığında devam eden müzakerelerin, Ankara’dan gelen taleple askıya alındığına dair haberler çıktı ve bunun da üzerinde durmaya hiç kimse gerek duymadı.

2005 ve 2006 öyle geçti. 2007’ye geldiğimizde, cumhurbaşkanı seçimi, askerin 27 Nisan muhtırası, Anayasa Mahkemesinin 367 kararı ve 22 Temmuz genel seçimleri, gündemi doldurdu.

Yeni parlamento, seçimden önce engellenen cumhurbaşkanı seçimini sonuçlandırarak iyi bir başlangıç yaptı. Bilâhare, bundan sonra cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği referanduma götürülerek yüzde 70’in “evet” oyuyla kabul edildi.

Demokrasi adına son derece ümit verici olan bu adımların, AB standartlarında hazırlanmış yeni, çağdaş bir anayasa ile devam ettirilip sağlam bir zemine oturtulması bekleniyordu ki...

O noktada işler çatallaştı. Yeni anayasa projesinde gerek muhteva itibarıyla yürürlükteki ihtilâl anayasasının sistematiğine bağlı kalındığı, gerekse taslağın gündeme taşınmasında yanlış yöntemler izlendiği için, proje doğmadan öldü.

Statükonun yeni anayasa girişimini boğmak için başlattığı tepki kampanyası sürerken terörün tırmandırılması, sınırötesi operasyon tezkeresinin gündeme getirilmesi ve ardından gelen harekâtlar, yeni anayasayı iyice unutturdu.

2008’e ise Başbakanın başörtüsü için yaptığı “Velev ki siyasî simge olsa” çıkışıyla girdik ve bu çıkışın ardından yasağı üniversitelerle sınırlı olarak anayasal düzenleme ile “çözme” girişiminin tetiklediği mâlûm gelişmelerle devam ettik.

14 Mart’ta Yargıtay Başsavcısının AKP hakkında açtığı kapatma dâvâsı, 30 Temmuz’da Anayasa Mahkemesinin kapatma yerine Hazine yardımını yarı yarıya kesme yönünde verdiği ağır ihtar kararıyla sonuçlandı. Bu karar görünüşte AKP’yi kapatılmaktan kurtardı, ama sonraki süreçte devamlı bir baskıya maruz bıraktı.

Aslında böyle bir dâvâ açılmasının da en önemli sebebi, AKP’nin AB reformlarını boşlamış olmasıydı. AYM kararı sonrasında iktidar, bu gerçeği nihayet fark ettiği intibaı uyandıran bir adım atarak, AB Ulusal Programını gündeme getirmeye hazırlandığının işaretini verdi.

Ancak bu işaretin verildiği Ağustos ayının son haftasından bu yana geçen bir buçuk ayı aşkın zaman içinde bu yönde bir gelişme olmadı.

Gelinen noktada, yeni anayasa projesini çoktan rafa kaldırmış olan Türkiye, AB’yi ve ulusal programı değil, terördeki tırmanışı ve küresel finans krizinin yol açtığı kaygıları konuşuyor...

18.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (17.10.2008) - İlâhî ikaz ve Diyanet

  (16.10.2008) - Tehditle olmaz

  (15.10.2008) - Yetki talebi; niçin?

  (14.10.2008) - Terör ve OHAL

  (12.10.2008) - Ubudiyet ve hizmet

  (11.10.2008) - Siyaset yine teslim

  (10.10.2008) - Bir arpa boyu bile...

  (09.10.2008) - Sorgulamaya devam

  (08.10.2008) - Artık sorguluyoruz

  (07.10.2008) - Yine ne oluyoruz?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır