"Gerçekten" haber verir 18 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Görüş

Sonbaharda yeşil yapraklar

Yaşlı adam oturduğu yerden ağır ağır kalktı. İki tarafı ağaçlarla kaplı yolda hedefsizce yürümeye başladı.

Bir yandan yürüyor, bir yandan ağaçları seyrediyordu. Ağaçların en çok da yaprakları dikkatini çekti. Sararan yapraklar havada nazlı nazlı süzülerek yere düşüyordu. Yürüdüğü yola baktı. Yapraklar ahenkli bir desen işlemişlerdi yol boyunca. Yeşil yapraklar ağacı; sarı yapraklar yolu süsler diye düşündü. Yeşil yapraklar... Bu tezadı tasvir edercesine tekrar ağaçlara baktı. Ağaçların yeşil yaprakları sadece zihninde kalmıştı. Ağaçlar asude bir sarıya bürünmüşlerdi yeşile inat. Yaşlı adam sarı yaprakları bir türlü kabullenmek istemiyordu.

Yabancı değildi bu yola. Küçükken annesiyle sık sık gelirlerdi. Annesinin şefkatli ellerinden tutarak yol boyu ağaçları seyrederlerdi. Annesi saçlarını okşarken ne de hoş olurdu yeşil yaprakları seyretmek. Çocuktu. Çok soru sorardı annesine. En çok da yeşil yaprakları. Maziden bir ses yankılandı zihninde:

-Anne bu yapraklar niye yeşil?

Annesi gülümsemişti kendisine. Ve kendisini çok sevindiren bir cevap almıştı:

-Bu yeşil yapraklı ağaçlar senin yeşili çok sevdiğini biliyorlar. Seni de çok sevdiklerinden sen gelince yeşile bürünüyorlar.

O gün sevgi dolu gözlerini ağaçların üzerinden hiç ayırmamıştı.

Yere düşen bir yaprak hışırtısıyla maziden sıyrıldı. Kendisini geçmişteki yeşil yapraklı ağaçlardan ayıran sarı yaprağa hınçla baktı. Kızgın gözlerle yaprağa bir süre daha baktıktan sonra zihni tekrar maziye kaydı.

Bir gün yine gitmişlerdi o yeşil yapraklı ağaçların olduğu yola. O gün gözlerine inanamamıştı. Yeşil yapraklar gitmiş yerine sarıları gelmişti. Hani ağaçlar beni seviyordu diyerek feryat etmişti annesine. Çok öfkelenmişti ağaçlara. Ben de sizi sevmiyorum diyerek annesine sarılmıştı. Annesi sarı saçlarını okşarken kendisini teselli ediyordu.

-Üzülme yavrum onlar seni hâlâ çok seviyorlar.

-Ama anne niye yeşil değiller o zaman? Hani benim yeşili sevdiğimi biliyorlardı.

Annesi coğrafî terimlerden çok uzak bir cevap vermişti kendisine.

Saçlarının rengini biliyor musun?

-Biliyorum.. Sarılar.

-Bir de ağaçlara bak.

-Onlar da sarılar.

Seni sevmeselerdi hiç senin saçının rengine bürünürler miydi?

Saf saf sormuştu annesine:

-Bürünmezler miydi?

Tabiî ki bürünmezlerdi. Yapraklar ağaçların saçlarıdır. Onlarda senin saçına benzemek için sarılara bürünmüşler.

Mutlu etmişti bu cevap onu. Annesine tekrar sıkı sıkı sarılmıştı. Ve ağaçları yeniden sevmişti.

Yaşlı adam ellerini gayri ihtiyari saçlarına attı. Sarı saçlar çoktan ağarmıştı.

‘Eee Anne’ derken gülümsüyordu.

Sarı saçlarda kalmadı ki artık ağaçlar bana benzesinler. Karşısında ki ağacın dalındaki son yaprak da kendisini bırakırken haykırdı:

Şimdi yapraklara benzeme zamanı!..

MEHMET ALİ ERGENEKON

18.10.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır