"Gerçekten" haber verir 26 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Cevher İLHAN

Karar kırılmaları…



Anayasa Mahkemesi’nin Meclis’in başörtüsü yasağına karşı yaptığı Anayasal değişiklikleri iptali “gerekçesi”nin ardından, iktidar partisi hakkındaki “kapatma dâvâsı”nın “gerekçeli kararı”nda da “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” iddiasına en baş örneğin başörtüsünden verilmesi, çarpıcı…

Mahkemenin, sadece “kanun önünde eşitliği” ve “eğitim özgürlüğünü” teyid eden Anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan birkaç kelimelik değişikliğe getirdiği yorum, Türkiye’nin AB yolundaki demokratikleşmesinin âdeta barometresi olmakta.

“Gerekçe”de, tamamen “dinî bir vecîbe” olarak insan haklarının başında gelen ve inancını yaşama hakkının gereği olan başörtüsü “dinsel simge” diye nitelendiriliyor.

Kanunsuz keyfî yasağın kaldırılması,“dinî amaçlı örtünme serbestisi” olarak lanse ediliyor. Dinî özgürlüklerin, “farklı siyasal görüşlere veya inançlara sahip insanlar üzerinde bir baskı aracı oluşturduğu” evhâmıyla çarpıtılıyor. Bu çarpıtmayla, “üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasını amaçlayan değişiklikler”, “dinin siyasete âlet edilmesi” olarak görülüyor.

En tuhafı da, yasağın kaldırılmasının, “başkalarının haklarını ihlâle ve kamu düzeninin bozulmasına yol açacağı” iddiasıyla “laiklik ilkesine aykırı” bulunması…

Kısacası göz göre göre bir hakkın engellenmesi savunuluyor; “başı örtülü olmayanları baskı altına alabileceği” vehmiyle kanunsuz keyfî yasağın devamı isteniyor. Başkalarının “eşit eğitim hakkı engellenebilir” faraziyesiyle temel haklar ve hukuk çiğneniyor…

MESELE, “İKTİDAR KOLTUĞU”NA KALMAK MI?

Bu haliyle, Anayasada ve insan hakları sözleşmelerinde deklâre edilen “herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve hürriyetler”in başında yer alan inanç hakkı ile eğitim hakkı, ne yazık ki yine yargı mârifetiyle ve yaman çelişkilerle ketmediliyor.

Binlerce başörtülünün eğitim hakkından mahrum edilmesi “onaylanıyor”; hem de her fırsatta “din ve vicdan hürriyetinin teminatı” gösterilen “laiklik” adına…

Ancak kırılma, salt “laiklik ilkesi”nin bu denli hak ve hürriyetlerin engellenmesi istimaliyle kalmamakta; yasağa karşı demokratik irâde zâfiyeti, yasakçıların eline bahaneler ve kozlar sunmakta…

Gerçek şu ki Anayasa Mahkemesi’nin Anayasaya, hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine bütünüyle aykırı tezatlarla dolu “gerekçe”siyle başörtüsünü yasaklamasını öteden beri “yasal” gören AKP yönetimi, başörtüsü hakkındaki son “gerekçeli karar”da da vâhim kırılma sinyalleri verdi, veriyor…

Hatırlanacağı üzere daha partinin kuruluşunda, Anayasa Mahkemesinin başörtüsünü “çağdışı” sayan “gerekçesi” esas alınarak başörtülü kurucular ve milletvekili adayları kabul edilmemiş; 22 Temmuz seçimlerinde de “yasal yasak var” saptırmasıyla “başı örtülü aday yasağı” konmuştu.

Keza mahallî seçimlerde de yine bu “gerekçe”yle başörtülülerin belediye başkanlığı adaylığı bizzat parti merkezince geri çevrilmiş; seçilen başörtülü meclis üyeleri bizzat iktidar partisine mensup başkanlarca “yasal yasak var” mülâhazasıyla toplantılara alınmamıştı. AKP’li Denizli Belediye Başkanının eşinin 23 Nisan törenlerine katılmak için “yasa gereği” başını açması bunun bir örneği.

En çarpıcısı da AKP hükûmetinin “Leyla Şahin dâvâsı”nda AİHM’e gönderdiği savunmada, başörtüsünü tıpkı yasakçı YÖK ve rektörler gibi, “gerginlik sebebi”, “laikliğe aykırı” ve “siyasî simge” olarak tanımlayıp, yasadışı yasağı “yasalara uygun” bulması…

Özetle “iktidar koltuğunda kalma”ya odaklanan AKP yönetimi, “mayınlı arazi”den hep uzak durmaya didindi. Emânet edilen millet irâdesinin hakkını gözetmedi; ciddî bir demokratik direnç göstermedi…

VÂHİM YANLIŞIN ALTINDA KALINDI…

Ne var ki kanunsuz keyfî yasağı yasayla, dahası anayasayla kaldırma tuzağına düşen siyasî iktidarın bu konudaki kırılmaları devam ediyor.

Öncelikle daha söz konusu “karar” açıklanmadan Başbakan’ın, başörtüsünün “gerekçe”yle “yasaklanması” karşısında, “Uygulamaktan başka çâremiz yok; bu şartlarda siyaseti sürdüreceğiz” demesi, yeni dönemde karar karşısındaki ilk kırılma oldu.

“Gerekçeli karar” sonrasında bunu yeni kırılmalar izledi. Daha önce “Başörtüsü Türkiye’de yüzde birbuçuğun meselesi” diyen Adalet Bakanı Şahin’in, “Anayasa Mahkemesi’nin daha önce YÖK Kanununda yapılan değişiklik, bazı siyasî partilerle ilgili açılmış olan dâvâlarla ilgili verdiği kararlarda zaten üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili oluşmuş bir görüşü ve yaklaşımı vardı. Sanıyorum bu konuda da bu görüş paralelinde bir karar verdi” şeklindeki yasadışı yasağı dolaylı bir biçimde “kabullenen” tuzu kuru çetrefilli açıklaması, bunun göstergesi…

Belli ki siyasî iktidar, vâhim yanlışın altında kalmış; bile bile yasaları çarpıtarak yasağı tepeden dayatan “yasakçılar” nezdinde yasağı “yasallaştıran” oyuna gelmiştir.

Gelinen noktada Başbakan, hükûmet ve iktidar partisi sözcülerinin son demde “millî irâdenin üstünde irâde tanımadıklarını” ve bunun “Parlamento irâdesini dışlayan bir karar olduğu”nu söylemeleri, artık neticeyi değiştirmiyor.

“Yasakçılar”ın hukuku, insan haklarını ve özgürlükleri çarpıtan kırılmalarını anladık; peki görevi hak ve hürriyetleri korumak ve geliştirmek olan siyasetçilerin bu kırılmaları neden?

26.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.10.2008) - “Gerekçe”li mugâlata ve irâde teslimiyeti

  (23.10.2008) - Etnik provokasyon oyunu…

  (22.10.2008) - “İlâhî ikaz”a ceza garâbeti…

  (20.10.2008) - Teröre karşı “doğru yerde” durmak…

  (19.10.2008) - Terörle mücadele soruları…

  (17.10.2008) - Terörle mücadelede din faktörü (2)

  (16.10.2008) - Terörle mücadelede din faktörü (1)

  (15.10.2008) - Terörle mücadele yöntemi…

  (14.10.2008) - Türkiye’nin “yol haritası”…

  (13.10.2008) - Üstad ‘Artık gel’ dedi ve beni kucakladı

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır