Kaynakların boşa harcanması anlamına gelen ‘israf’ı önlemek için ‘vakıf’lar bile kuruyoruz, ama yine de bu hastalığı tedavi edebilmiş değiliz. İsraf denildiğinde ilk akla gelen, ekmek israfı oluyor. Bunun bir sebebi de bu israfın nisbeten ölçülüyor olabilmesi. İlave olarak, çöp kutularında ekmek görmek, herkesin içini acıtıyor. Gerçekten de ciddî bir tezad: Bir yanda açlık, sefalet, fukaralık; öte yanda çöpe atılmış tonlarca ekmek!
Elbette başta ekmek israfı olmak üzere, israfların bütününe karşı çıkmak ve mümkün olan tedbirleri almak zorundayız. Sadece ekmek israfını nazara verip, yapılan diğer israfları görmemek çok yanıltıcı olur. Nitekim, ekmek israfından daha yaralayıcı israfları görmüyoruz.
Meselâ, önümüzdeki yıl mahallî idarelerle ilgili seçimler yapılacak. Bu esnada partilerin yapacağı ‘israf’ı bir düşünün. Tonlarca kâğıt, tonlarca plastik bayrak basılacak ve nihayetinde çevre kirlenecek.
Mühendisler alınmasınlar, ama seçimler yaklaştıkça, bilhassa ‘kaldırım mühendisleri’ne fazlaca iş düşecek. Şimdiden pek çok yerde kaldırım çalışmaları başladı bile. Kaldırım olmayan yerlere yeni kaldırım yapılsa itiraz edmeyeceğiz, var olan kadırımlar kırılıyor ve yerine daha ‘lüks’ kaldırım taşları döşeniyor. Peki, Türkiye’nin kaldırım israfı yapmaya ayıracak parası var mı?
Şu anda İstanbul’un pek çok ilçesinde bir iki yıl önce ‘yenilenen’ kaldırımlar kırılıp, yerine yenileri yapılmaya başlandı. Buradan bu vesile ile bütün ‘yetkililer’e sesleniyor ve itiraz ediyoruz: Lütfen, fakir fukaradan toplanan vergileri seçim yatırımı olarak kaldırımlara gömmeyin!
Gerçekten merak ediyorum: Her hangi bir belediye, keyfine göre, istediği zaman istediği kaldırımları kırıp yenisini döşetmeye yetkili midir? Kimse, “Dur bakalım, bu kaldırım ne zaman yapılmıştı? Kullanım ömrü ne idi? Yenilenmesi gerekir mi? İhtiyaçtan mı yoksa israftan mı bu yatırım yapılıyor? Yoksa eşe dosta maddî imkân transferi mi sağlanıyor” diye sormaz mı?
Daha iki gün önce İstanbul’un bir ilçesinde, büyük bir caddenin girişine ‘levha’ asıldı ve güzelim kaldırım taşları sökülüp, yerine ‘ultra lüks’ kaldırım taşladı döşenmeye başlandı. Hangi belediye olduğu önemli mi? Çünkü bu yanlışı neredeyse bütün belediyeler yapıyor. Bir belediyenin ismini afişe etmek ne kazandırır? Bu israfa en başta hükümet ciddî olarak itiraz etmeli, imkân tanımamalıdır.
Kaldırım israfı yapan belediyer, güya milletin gönlünü hoş tuttutlarını zannediyorlar, ama kusura bakmasınlar, millet onları hayırla yad etmiyor. Çünkü yapılan işin kökten yanlış olduğu apaçık ortada. Yenilenmeye çalışılan kaldırım taşları bozulmamış, kırılmamış, eskimemiş... Zaten bir ya da en fazla iki yıl önce yapılmıştı...
Millet kızmasın diye, bu işlere harcanan para da gizleniyor. Meselâ, çalışma başlanan ve bahsettiğimiz cadde girişinde asılan ‘levha’da işin ne zaman başlayıp ne zaman biteceği belirtilmiş, ama alışılmışın dışında ‘ihale bedeli’ belirtilmemiş... Yoksa bu israflar, ihalesiz mi yapılıyor?
Dur de, kaldırım israfına da dur de!
14.07.2008
E-Posta:
[email protected]
|