“Şok, şok… Karar bomba etkisi yaptı… Artık türban meselesi bitti… Bundan sonra kimse türbanı ile üniversitelere giremeyecek…” Anayasa Mahkemesinin kararı bazı (!) televizyonlarda böyle duyuruldu. Bir takım çevreler halktan çekinmeseler bu karara “Yaşasın artık başörtülüler üniversitelere giremeyecek” diyerek zil takıp oynayacaklar. Anayasa Mahkemesi, Meclis’te grubu bulunan AKP, MHP ve DTP’li milletvekillerinin 411 evet oyu ile yasalaşan başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu. Mahkeme kısa açıklamasında şöyle dedi: “9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 1. ve 2. maddeleri, Anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur…”
Kararın gerekçesi henüz açıklanmış değil. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, “Bu bir mahkeme kararı. Gerekçelerini görmek gerekir. Gerekçeyi görmeden değerlendirme yaparsanız, yanlış olur” dese de bu iki cümlelik açıklama değişmeyecek, yasakları kaldırmayacak.
Mevcut Anayasanın 148. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü’nün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler” denilmesine rağmen yüksek mahkeme anayasa değişikliklerini “şekil” yönünden değil, “esasa girerek” reddetti. Hatırlanacağı üzere, Anayasa Mahkemesi Raportörü raporunda mahkemenin “esasa giremeyeceğini” söylemişti.
Peki bu karar ne demek? Prof. Ergun Özbudun’un deyimiyle bu kararla TBMM’nin Anayasa değişikliği yapma hakkı elinden almıştır. Bu kararla bundan sonra anayasa değişiklikleri, “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerle kapsamına” sokulacaktır. Dolayısıyla Meclis’in yetkileri bu kararla kısıtlanmış oldu. Kuvvetler ayrılığı zedelendi.
Adına isterseniz AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt dediği gibi “cüppeli darbe” deyin, isterseniz TBMM İdare Amiri Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun söylediği gibi “Hakim oligarşisi” deyin karar hukukî olmaktan uzaktır, siyasî bir karardır. Anayasa Mahkemesi 148. maddeye ters düşerek Anayasa’yı ihlâl edilmiştir. Özeti budur.
* * *
Bu arada şu bilgiyi de vermek lâzım. Bir süreden beri asker konuşmuyor, hep yargı konuşuyordu. Mahkemenin kararı ile ilgili Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “Malûmun ilânıdır” dedi. Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu ise “Karar gökyüzünden nasıl görünüyor?” sorusuna “İyi görünüyor. Malûmu ilân ettiler. AİHM’nin kararları var. Başka bir şey çıkması anormal olur” cevabını verdi. Bu sözler askerin meseleye bakışını gösteriyor.
* * *
Bu karar şüphesiz ki, AKP’nin kapatılma dâvâsında da olumsuz yönde etkiyecek. Ama bu karar bir partinin kapatılmasından çok bütün Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Yıllardır on binlerce mağduriyet oluşturan başörtüsü yasağı bir çıkmaza sokulmuştur. Demokrasi, hak ve hürriyetler daha ileriye gitmesi gerekirken daha geriye götürülmüştür. Yasaklı Türkiye imajı iyice perçinlenmiştir. Yanlışlarla başlayan bir süreç, yasakçıların eline koz vermiştir. “411 el kaosa kalktı” diyenlere sormak lâzım: Kaos milletin vekillerinin kararı mı, yoksa Anayasa Mahkemesinin karar mı? Anayasa Mahkemesi “tarihî kararları”ndan birisini vermiştir. Bu tarihî karar milletin vicdanını yaralamış ve bu haliyle de tarih sayfalarında yerini almıştır. Halk gerektiğinde de cevabını verecektir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Artık söz bitmiştir. Çözüm özgürlükçü, sivil, kuvvetler ayrılığı prensibini yerli yerine oturtacak yeni bir anayasadadır.
07.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|