Yaklaşık bir sene evvel ortaya atılan "mahalle baskısı"nın ne olduğu, bu tâbirin ne mânâya geldiği tam olarak anlaşılamadı, gitti.
Ne var ki, bir gün evvel hem ülke gündemine, hem de bir "demokratik hukuk devleti" olan Türkiye tarihine damgasını vuran "mahkeme baskısı"nın ne olduğunu bizimle birlikte dünya âlem de bütün açıklığıyla görmüş, tanımış oldu.
Anayasa Mahkemesinin 11 üyesi, millî iradenin tecelligâhı olan Meclis'teki 411 üyenin tasdiki ile alınmış olan "üniversitelerde başörtüsü" hakkındaki kararını görüştü, konuştu ve nihayet "HİÇ"e sayarak 2'ye karşı 9 red oyu ile iptal etti.
Bir bakıma denilebilir ki, atanmış olan 11 kişi, seçilmiş olan 411 kişinin iradî kararını bozdu, geçersiz kıldı.
Kararın sosyal etkileri hakkında mahkeme başkanı bizzat konuştu: "Alınan bu karar, insanlarımızın bir kısmını sevindirmiş, bir kısmını da üzmüştür."
Doğrudur. Ancak, sevinenlerle üzülenler arasındaki farkın "dağlar kadar" olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir.
Ortaya çıkan tablonun, her ne kadar dünyada ikinci bir örneği yoksa da, buranın Türkiye olduğunu ve temel insan hakları konusunda dünyada emsâl kabul etmez bir ülke olduğunu unutmamak lâzım.
Meseleye bu açıdan bakıldığında, aslında neticenin böyle olacağı az çok belliydi.
Nitekim, bu noktada gerek parti gruplarını ve gerekse Meclis üyelerini vaktinde uyardık. Onlara açıkça ve defalarca "Meclis'in iradesini bürokrasiye teslim etmeyin" dedik.
Ayrıca dedik ki: "Bakın, yanlış yapıyorsunuz, riskli oynuyorsunuz, neticesi mâlum tehlikeli bir yola, hatta bir çıkmaz sokağa giriyorsunuz."
Evet, bütün bunları dedik. Dedik ama, bir türlü söz dinletemedik. Takip ettikleri usûlün hatalı olduğunu onlara bir türlü anlatamadık.
Bakalım, bu saatten sonra hükümetin, iktidar partisinin, muhalefetin ve nihayet Meclis'in tavrı ne yönde olacak.
Dileriz ve temenni ederiz ki, hiç olmazsa bundan sonra ciddî hatalar yapılmasın ve bilhassa Meclis iradesinin daha fazla örselenmesine imkân, fırsat tanınmasın.
Tarihin yorumu = 7 Haziran 1866
Anadolu'da bir ilk: Aydın-İzmir Demiryolu
Aydın–İzmir arasındaki 130 kilometrelik demiryolu hizmete girdi. 7 Haziran 1866'da açılışı büyük bir merasimle yapılan bu demiryolu, Osmanlı döneminde Anadolu'da inşa edilen ve hizmete sokulan ilk demiryolu işletmesidir.
Osmanlı döneminde, bu tarihten evvel de çeşitli merkezlerde demiryolu işletmeciliği ve ulaşımı vardı. Ancak, bunların tamamı Türkiye ve Anadolu sınırları dışında kalıyordu. Meselâ: 1856'da hizmete giren Kahire–İskenderiye Demiryolu ve yine aynı yıllarda inşa edilen Köstence–Tuna ile Varna–Rusçuk Demiryolu İşletmeleri gibi...
* * *
Aydın–İzmir Demiryolu hattının inşasına 23 Eylül 1856 tarihinde başlandı. Hattın inşaatını bir İngiliz firması üstlendi. İki ülke arasında yapılan sözleşmeye göre, bu 130 km'lik inşaat dört yılda bitirilmesi gerekiyordu. Ancak, planlanan işin bu kadarlık bir süre içerisinde tamamlanamayacağı ertesi yıl anlaşıldı. Bu sebeple, hattın inşası yeni bir konsorsyiuma devredildi. İçinde yine İngiliz firmalarının da bulunduğu bu yeni konsorsiyuma "İzmir'den Aydın'a Osmanlı Demiryolu Kumpanyası" ismi verildi.
* * *
İngilizler, Anadolu'da en çok bu bölgeyi önemsiyordu. Sebebi şuydu: Gayr–ı müslim unsurlar, başta İzmir olmak üzere en çok bu yörede yaşamaktaydı. Yekûnu yüz binleri geçiyordu. Ayrıca, İngiltere'nin ihtiyacı olan altın değerindeki tarım mahsülleri ile maden ürünleri bakımından burası bir nevi cennet gibiydi. İzmir Limanı ise, bütünü bu ürünlerin sevk edilebileceği tek ve en büyük liman hükmündeydi.
Vaktiyle Osmanlı'dan birtakım ticarî imtiyazlar koparan İngiltere, bu kozu sonuna kadar kullanmak ve Anadolu coğrafyasından en kârlı şekilde yararlanmak istiyordu.
* * *
Aydın–İzmir Demiryolu daha yapılmadan evvel, İzmir'de ithalat–ihracat işleriyle uğraşan 1060'tan fazla İngiliz tüccarı vardı.
Ancak, iç bölgelerde limana kadar yapılan ulaşım hizmetleri çok zor ve bir o kadar da masraflıydı. Hemen her şey devlerin sırtında, yahut öküz arabalarıyla limana taşınıyordu.
İşte, bölgede bir demiryolunu inşa etmenin en önemli saiklerinden biri de bu derece zor şartlarda yapılan ulaşım hizmetlerini kolaylaştırmak ve ticaret hacmini arttırmaktı.
Osmanlı hükümeti ise, iç bölgelere asker sevkiyatında, nakliye ve ulaşım hizmetlerinde ve bilhassa zaman zaman başgösteren iç isyanların bastırılmasında büyük kolaylık sağladığı için, demiryolu inşasına sıcak bakıyor ve bu sebeble yabancı firmalara bazı imtiyazlar veriyordu.
NOTLAR
1) Bir başka İngiliz şirketi tarafından, yine aynı yıllarda İzmir–Turgutlu–Afyon demiryolu hattı ile Manisa–Bandırma arasındaki 98 km'lik demiryolu hattı inşa edildi.
2) Yüz kırk yıllık İzmir–Aydın demiyolu hattının rayları, ilk kez 1958'de değiştirilerek yenilendi. Bu yıl, 20 milyon dolarlık bir bütçe ile rayları tekrar yenileme ve bu demiryolu hattını modernize etme (160 km hıza müsait olacak şekilde) çalışmalarına başlandı.
07.06.2008
E-Posta:
[email protected]
|