23 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Savrulmalar ve denge


A+ | A-

Siyasetin dindarlar için en riskli ve tehlikeli alanlardan biri olduğu, sürekli tazelenen yeni örneklerle tekrar tekrar gözler önüne seriliyor. SP’de yaşanan en son bölünme sürecinde, referandum tartışmalarında, hattâ Hanefi Avcı ile ilgili gelişmelerde gördüğümüz gibi.

Millî görüş çizgisinde, seçimleri “Müslüman sayımı” olarak niteleyen ve “Bize oy vermeyenler patates dinindendir” gibi söylemler kullanmakta beis görmeyen anlayışın, SP’deki son ihtilâfta, liderin iradesi hilâfına hareket edenleri “Vebal altında kalırsınız, ahiretiniz yanar” gibi tehditlerle uyarması, o çizgide herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını yine gösterdi.

Konjonktürel bir siyasî ihtilâfta bu çeşit değerlendirmeler yapılabilmesi, çok düşündürücü.

Benzer ifadelerin, son olarak, istihbaratçı kimliğiyle şimdiye kadar yaptıkları tartışılan ve tartışılması da gereken, ama yazdığı kitap sebebiyle hışımları üzerine çekip derdest edilen ve tutuklanan Hanefi Avcı kast edilerek, “Allah insanları cehenneme gitme yoluna düşürmesin” dua ve temennîleri kılıfında seslendirilmesi de.

Bu sözlerin, evvelce, din derslerini anayasa ile zorunlu kıldığı için Kenan Evren’i “cennetlik” ilân eden bir ağızdan sadır olması ayrı bir bahis.

Referandum öncesi bazı adreslerce son derece hararetli bir şekilde yürütülen “evet” kampanyasında, paket için “evet” oyu kullanmayı ibadetle eşdeğer bir davranış olarak ilân eden ya da “Umre gerekçesiyle oy kullanmayanlar vebal altında” diye hükmeden fetvalar verilmesi de.

Buna karşılık, aynı hararetle “hayır” kampanyası yürüten başkalarının “Müslüman bu pakete ‘evet’ diyebilir mi?” sualini ortaya atmaları da.

İfrat ve tefritin bu gibi uç örneklerini sergileyenlerin bir kısmı, mensubu oldukları partiler adına bu tavrı koyarken, bir kısmının partiyle organik bağı yok, ama particileri dahi fersah fersah geçen bir siyasî aktivite örneği veriyorlar.

Evvelce devrimlerle elde ettikleri devlet iktidarını demokrasinin defalarca canına okuyan ihtilâllerle elde tutmaya çalışan birileri tarafından her fırsatta gündeme getirilen “Mürteciler kadrolaşarak devleti ele geçiriyor” iddialarına da bu şekilde koz ve malzeme sunmuş oluyorlar.

Ve daha vahimi, dinî ve manevî hizmetleri dünyevî iktidar çekişmelerinin konusu haline getiriyorlar ki, asıl vebal ve sorumluluk burada.

Bu noktada, Başbakanın defaatle eleştirdiğimiz, ama tekrarlamaya devam ettiği bir sözünü hatırlıyoruz. Evvelce demokrasiyi araç olarak niteleyip kendisi hakkındaki şüpheleri güçlendiren Erdoğan, bilâhare bunları dağıtmak için “Demokrasi ve diğer sistemler gibi din de araçtır” diyerek farklı bir savrulma örneği vermişti.

AKP liderine göre, onların hepsinin amacı insanın mutluluğu idi. Ama bu izahta da ciddî problemler vardı. Semavî bir hakikat olan dini, arzî ve beşerî sistemlerle bir tutmak, başlı başına bir handikaptı. Din için sarf edilen “araç” ifadesinin, dini siyaset aracı olarak kullanmakla itham edilen bir gelenekten gelen bir siyaset adamından sâdır olması da. Kendisi “Ben artık değiştim” diyerek, geldiği o çizgiyi reddetse dahi.

Burada, amaç olarak gösterilen “insanın mutluluğu” kavramının da iyi irdelenmesi gerekiyor.

Bizim inancımıza göre, gerçek mutluluk ancak Allah’a ve ahirete imanla mümkün. Ve asıl “saadet yurdu” ahirette kurulacak olan Cennet.

Dünyadaki mutluluk da, bu iman ve şuur içinde yaşanacak ahirete endeksli bir hayatla kazanılabilir. Yani, insanı iki cihan saadetine ulaştıracak mesajlar, sadece dinde var. Diğer beşerî sistemler kendi başlarına bunu temin edemez. Çünkü onların ufku bu dünya hayatı ile sınırlı.

Beşerî sistemlerin, eksik ve kusurlarıyla birlikte ideale en yakını olarak görülen demokrasi dahi, dinin getirdiği manevî değerlerle içi doldurulamadığı takdirde insanları mutlu edemez.

Sonuç: Din-siyaset bahsinde dengeyi tutturabilmek için Said Nursî’yi çok iyi anlamak lâzım.

23.10.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (22.10.2010) - “Bürokratik adalet?”

  (21.10.2010) - Aile mi, devlet mi?

  (20.10.2010) - AYM çözüme engel mi?

  (19.10.2010) - Resepsiyon çatlağı ve ötesi

  (17.10.2010) - HSYK seçimi ve sonrası

  (16.10.2010) - CHP lideriyle 2.5 saat

  (15.10.2010) - Şili dersleri

  (14.10.2010) - Örtünme baskısı mı?

  (13.10.2010) - Başörtüsünde çözüm

  (12.10.2010) - Siyaset de demokratikleşmeli


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  YENİ ASYA NEŞRİYAT

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.