H. İbrahim CAN |
|
Nabucco Projesi ne durumda? |
Büyük umutlarla imzalanan ve bugünlerde Mecliste hükümetler arası anlaşması onaylanması beklenen Nabucco projesinde neler oluyor? Dışişleri komisyonundan çıkan gerekçede bir çok kaynak ülkeden gelecek doğal gazın Türkiye’de birleşerek Avrupa’ya ulaştırılacak olmasının, Türkiye’nin fiziki enerji merkezi rolünü ortaya çıkaracağı belirtiliyor. Kısaca hatırlarsak; Nabucco; Türkiye, Romanya, Macaristan ve Avusturya ülkelerinin şirketlerinin (Türkiye’den BOTAŞ) bir araya gelerek kurdukları şirket aracılığıyla Türkiye’nin doğusu ve güneyinden yani Orta Doğu’dan gelecek doğal gazın Avrupa’ya taşınmasını içeren bir proje. Son olarak Almanya’nın RWE şirketi de projeye dahil oldu. Yılda 31 milyar metreküp doğal gaz taşıması bekleniyor. 3.300 km boru hattı inşa edilecek. Bunun 2000 kilometresi Türkiye sınırları içinde. Toplam maliyeti 7,9 milyar dolar olacak. BOTAŞ en büyük yatırımı yapacak şirket. Hazar denizi bölgesi, İran ve Mısır doğal gazı Türkiye’de birleşerek Avrupa’ya gönderilecek. Projenin Avrupa Birliği için önemi büyük. Çünkü Avrupa ülkeleri büyük ölçüde Rusya doğal gazına bağımlı. Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan sorunlar, bu hattan gelen doğal gazda zaman zaman kesilmelere sebep oluyor. Şimdi Rusya buna alternatif olarak Güney Akım Projesi ile Karadeniz üzerinden yeni bir boru hattı inşa ediyor. Bu hat bir bakıma Nabucco’ya rakip. Ama Rusya Nabucco projesine de katılarak gaz vermek istiyor. Buraya kadar her şey güzel. Ancak ortada iki temel sorun var: Birincisi; Nabucco’nun yeterince doğal gaz bulup bulamayacağı. Hazar doğal gazının işletmesi büyük ölçüde Rusya’nın kontrolünde. Azerbaycan ve Türkmenistan doğal gazından ne kadar alınabileceği bu yüzden belirsiz. İran doğal gazının ise yılda 10-20 milyar metreküp olması bekleniyor. Ancak İran’ın nükleer programı dolayısıyla gerilen ipler ve bu ülkeye yaptırım uygulanmasına kadar gidebilecek gelişmelerin, bu ülkeden gaz alımında sorunlara sebep olması kaçınılmaz. Irak gazının ise bu ülkedeki siyasal istikrarsızlık dolayısıyla yakın zamanda garantili bir kaynak olarak görülmesi mümkün değildir. Tek sağlam kaynak Mısır görünmektedir. Yani boru hattının devreye alınması ile birlikte taşınması hedeflenen miktarda doğal gaz bulunup bulunmayacağı şüphelidir. İkinci ve daha önemli bir sorun; Türkiye’nin projedeki ağırlığı ve sağlayacağı gelirlerdir. Söylentilere göre diğer ülkelerden Türkiye’ye projenin yönetiminde yer almaması yönünde baskılar vardır. Avusturya’da kurulan Nabucco Gas Pipeline International GMBH’nin yönetiminde yer alınması önemlidir. Zira bütün ülkeler haklarının tamamını bu şirkete devretmektedir. Bu yüzden yönetimde yer almayan bir ülke yalnızca boru hattından kira alan bir ortağa dönüşebilir. Anlaşmanın TBMM’de onaylanması aşamasında, Türkiye’nin projedeki durumu ve projeden elde edilecek kazançlar –özellikle de öncelikli doğal gaz alımı- mutlaka dikkate alınmalıdır. Proje mutlaka yararlı olacaktır; ancak önemli olan elde edilecek kazanımların bütün ortaklara eşit dağılmasıdır. Şirketin merkezinin yer aldığı Avusturya’ya ödeyeceği vergiler bile paylaşımda dikkate alınmalıdır. 26.12.2009 E-Posta: [email protected] |