Cevher İLHAN |
|
ABD’den AKP’ye, Öcalan ve PKK’dan DTP-BDP’ye “açılım” (1) |
Eski DTP’lilerin âlây-ı vâlâ ile duyurdukları “istifa kararları”ndan “Öcalan’ın isteği”yle çark etmeleri, “Kürt açılımı”nı yeniden terörist başının insafına havale etmekte. Demokratikleşmeyi, bir defa daha terör örgütü ve işbirlikçilerin inisiyatifine bırakmakta… Bilindiği gibi, “Alevî açılımı”, bazı Alevî derneklerinin “cemevini ibâdethâne yapma” ısrarında tıkanıyor. “Ermeni açılımı” Karabağ işgaliyle zaten bir türlü açılmış değil… DTP’nin, “terör örgütüyle ilişkisi”yle kapatılmasının ardından sine-i millete döneceklerini açıklayan milletvekillerinin iki gün sonra bundan cayıp yedekte tutulan “Barış ve Demokrasi Partisi” adı altında Meclis’e dönmeleri, askıya alınan “açılım”ın kırılganlığını göstermekte… Kapatılan partinin eşbaşkanlarının, “Sayın Öcalan’ın avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajla hareket ettikleri”ni ikrar etmeleri, DTP gibi bu partinin de PKK’nın güdümünde ve politik misyonunun Öcalan’ın iki dudağı arasında olacağını peşinen açığa çıkarıyor. Önce “Bundan böyle Meclis’te bir işe yaramayacağımızın kanaatine geldik” diye çekildiklerini açıklayan Türk’ün, birkaç gün sonra, “Sayın Öcalan istifaların yanlış olduğu kanaatine geldi; biz de bu kanaate geldik” demesi, “yeni parti”nin de PKK’nın emrinde bir “siyasî figürü” olacağının habercisi. Keza Ayna’nın da açık açık terörist başının tâlimatıyla BDP’de toplanmalarını, “açılım sürecinde Öcalan’ın yegâne baş muhatabı olduğunun göstergesi” olarak bildirmesi, partilerinin değil Öcalan’ın adres olduğunu söylemesi, “açılım”a güveni daha baştan sarsıyor.
ABD’NİN “AÇILIM” TEHDİDİ VE BASKISI… Çoğu Amerikan yönetimine danışmanlık yapan ve rapor hazırlayan Yahudi lobisi kontrolündeki Amerikan düşünce kuruluşları, daha ilk günde DTP yerine BDP’nin sürece dahil edilmesini, hükûmetin 19 milletvekiliyle görüşüp dönmeye ikna etmesini “istedi.” Transatlantik Akademisi Uzmanı Joshua Walker, “Kürt sorununa siyasî çözüm bulunamazsa askerî çözüm gündeme gelecek ki bu çok daha fazla kutuplaşmaya yol açacak” korkutmasında bulundu. Washington Enstitüsü Türkiye Uzmanı Soner Çağaptay, “Türkiye’de etnik bazlı fay hattı ortaya çıkıyor gibi gözüküyor” kinayeli tesbitini yaptı. Carnegie Endownment uzmanı ve Lehigh Üniversitesi uluslar arası ilişkiler profesörü Henri Barkey, “Açılım başarılmazsa faturası çok ağır olur” diye hükûmeti uyardı. Ve bütün bunların ardından, DTP’lilerin istifalarını geri alıp BDP’de toplanmaları tâlimatı geldi… Ve okyanuslar ötesinden iletilen bu “talepler”in ardından Öcalan’dan “BDP’ye girin, Ufuk Uras’ın teklifini değerlendirin” tâlimatının gelmesi, ABD’nin süreçteki etkinliğini ve “açılım siyaseti”ni yönlendirdiğini su yüzüne çıkarmakta. İşgal ve kontrolündeki Kuzey Irak’ta serbestçe dolaşan yüzlerce terörist elebaşından bir tekini dahi teslim etmeyen ABD’den, Kandil’e her türlü lojistik desteğe yol veren Barzani-Talabani’den ve peşinden Öcalan tarafından DTP’lilere iletilen “açılım önerileri”, “açılım”ın AKP’nin değil, hatta DTP-BDP’nin de değil, Öcalan’ın “yol haritası” ve “ABD’nin projesi” olduğu kanaatini kuvvetlendiriyor. Terör örgütü ve Öcalan’ın DTP’lilere “tâlimatı”nın AKP’de makes bulması ve “açılımın sürmesini” ısrarla isteyen Amerika’nın Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’in “Öcalan’ın işâreti”yle BDP’ye geçen eski DTP’lileri kutlaması, bunun açık bir delili…
“AÇILIM” AMACINDAN SAPTIRILIYOR… Ve bütün bunlar, hedef ülkelerde darbeler, suikastlar, kargaşa ve kaosla iç savaş çıkarma plânlarını hazırlayan, dünyayı terör, sefâlet, soykırım, katliâm ve kitlesel ölümlerle inleten Kissinger’den CIA Ortadoğu Uzmanı ve Türkiye İstasyon Şefi Fuller’e uzanan “ifsad çizgisi”nin Türkiye ve bölge üzerindeki oyunlarını deşifre ediyor. “ABD’nin Ortadoğu’da gücünü etkinleştirme ve Kuzey Irak’ta âmâde bir kukla devlet kurdurma “büyük plânı”nın bir parçası olduğunu te’yid ediyor. “Açılım koordinatörü” İçişleri Bakanı’nın devreye girerek Washington’dan gelen ve “Öcalan’ın onayı”yla Uras’ın “DTP’lilerin siyasete devam etmeleri” teklifine desteği, demokratikleşmeyi peşinen tıkıyor. Özetle, terörle tefrikayı siyasallaştırma projesi, terörü tırmandırma stratejisiyle “Sayın Öcalan!”la başlayan kışkırtıcılık, “federatif sistem”li Pentagon haritalarındaki gibi Türkiye’nin eyâletlere bölünüp parçalanmaya teşne edilme komplosu kuruluyor. Bu arada Türkiye, ABD ve Irak’la birlikte Kuzey Irak yerel yönetiminin de katıldığı “üçlü mekânizma”dan dönen İçişleri Bakanı’nın 5 Kasım 2007 Bush-Erdoğan görüşmesindeki “istihbarat paylaşımı”na atıfta bulunup “Yol haritası belirlendi; terör örgütü tasfiye edilecek, önlemler geliştirilip etkinleştirecek” gibi genel ifâdeleri tekrarlaması, bu hususta belli bir adımın atılmadığı yorumunu haklı kılıyor. Görünen o ki “açılım” amacından saptırılıyor. Kendi irâdelerini yok sayan, âdeta “ben hiçim” deyip terörist başını ve terör örgütünü “adres” gösteren DTP-BDP, “açılım”ı çökertiyor. Demokratikleşme PKK ve emrindeki partilerin baskısından bunalmış vatandaşlara değil, yine Mahmur’a, Kandil’deki lüks ve şatafat içindeki terörist elebaşılarına endeksleniyor. Sahi, açılış kurdelesini Kandil’ten terörist başının tâlimatıyla ve terör örgütünün “emri”yle geldiklerini açıkça söyleyen PKK’lıların kestiği partiyle “demokratik açılım” olur mu? Terör örgütü ya da siyasî aktörü, beslendiği terör kanalını keser mi; terörü tasfiyeye yanaşır mı? 26.12.2009 E-Posta: [email protected] |