Halil USLU |
|
Numune-i imtisâl anne ve düğün |
Konuştuğum bütün düğünlerde ve aile hayatı ile ilgili konferans ve seminerlerimde yurt içi ve yurt dışında, özellikle ailede annenin önemini ve annenin vazifelerinin mihenk noktasını söylemişim ve hâlen söylemekteyim. Çünkü tecrübeler ve şahit olduğumuz hadiseler ve hatıralar, bu sözlerimizin hamurudur. İki hafta önce gerçekleştirdiğimiz yine buna benzer ve hatta bunu teyid eden bir çalışmamızı sizlere ve gençlere bir ders-i ibret olarak yazmak istiyor ve paylaşmak istiyorum. Nevşehirli İbrahim Altunbaş Ağabeyimiz 9 Kasım 1997 yılında geçirdiği bir kalp ameliyatından sonra 47 yaşında vefat etti ve hayatı tevafuklarla dolu olan ağabeyimiz Nevşehir Belediye sınırları içindeki yeni kabristanda 47 nolu kabre Fatihalarla defnoldu. Geriye bir hanımı ve Bilâl, Nuri, Mustafa isimli üç erkek evlâdını bırakarak... İman-Kur’ân ve neşriyat hayatında büyük hizmetler yaparak hakka vuslat etti. Eşi Düriye Hanım çok merhametli, çok şefkatli ve numune-i imtisal bir hanımefendi kardeşimiz ve ablamız. Her şeye rağmen kendisinin ve evlâtlarının ayakta kalmasını sağladı. İnancından, imanından, gayret ve hizmet şevkinden hiçbir şey kaybetmedi. Bir annenin kollarının ne kadar kopmaz ve uzun olduğunu gördük. Evlâtlarını maddî-mânevî olarak bağırlarına bastı ve onların ahlâkî yapıları ile birlikte iş sahibi olmalarına da yardımcı oldu. Evvelâ Bilâl Altunbaş kardeşimizi evlendirdi, ardından bundan iki hafta önce ikinci evlâdı Nuri Altunbaş kardeşimizi de evlendirdiler. Her iki genç kardeşimizin de nikâhlarında nikâh şahitliği yaptım ve günün mânâ ve ehemmiyeti üzerinde “Aile Hayatı ve Hz. Peygamber” başlıklı birer hitabede bulundum. Şükürler olsun, Allah’a hamd ettim, imanla ebedî âleme irtihal eden bir ağabeyimizin evlâtlarının düğünlerinde bu mânâda bunduğumdan ve dâvet edildiğimden dolayı. Her iki kardeşimizin düğünleri de yine örnek ve numune-i imtisâl düğünlerdi. Nikâh töreni, ardından Kur’ân-ı Hakim’den aşr-ı şerifler, duâlar, ilâhiler ve günün mânâ ve ehemmiyeti ile ilgili ışık tutacak konuşmalar, takılar ve ikramlar. Türkiye’deki bazı düğün manzaralarını yazılı ve görsel basında bütün detayları ile görmekteyiz. Bazılarını hayret ve dehşetle izlemekteyiz. Silâhlar, yaralılar, yerlere atılan dolarlar ve kırılan tabaklar vs.’ler. Gerek bizim nazara verdiğimiz Altunbaş ve Varır ailelerinin düğün tarzlarına, gerekse vefat eden kocasının ardından çocuklarına her cihetle şefkat kollarını açıp sahip çıkan ve bu nev'î düğünlere vesile olan Düriye Hanımefendi gibi mümtaz annelere bütün âlemde ihtiyaç vardır. Salonda benim konuşmamı alkışlayanlara dedim ki: “Gerçek alkışlanacak biri varsa, o da Düriye ablamızdır, onu alkışlayın onu. Çünkü bugünkü genç bayanların örnek alacağı bir annedir, bir abladır, bir hanımefendidir.” Düğündeki konuşmamda da işaret etmiştim. Bugün 300 milyonluk ABD’de her 4 kişiden biri boşanıyor. 83 milyonluk Almanya’nın yüzde 10’u boşanıyor. Belçika’da geçtiğimiz yıl evlenen 100 kişiden 74’ü boşanmış. İngiltere’den 1 milyar 300 milyonluk Çin’e kadar böyle. Aile hayatı içler acısı. TBMM sokak çocukları komisyonunun tesbitine göre, dünyada sokaklarda bulunan 100 milyon başı boş çocuğun 26 bini Türkiye’de, ya dağlara çıkıyorlar yada hapishanelere veya batakhanelere düşüyorlar. Çağın büyük İslâm mütefekkiri Hz. Bediüzzaman, Sözler eserinde mükerrer yerlerde aile hayatının ayakta kalması için çok kısa ve veciz olarak şu tesbitte bulunmuştur: “Refika-i hayatına merhamet ve muhabbet edeceksin.” Ayrıca çıkış yolu için de 21. ve 7. Mektub’u gösteriyor. Bu düşünceler içinde, Altunbaş ve Varır ailelerini ve emeği geçen her cengâveri bütün kalbimle tebrik ediyor ve mutluluklar diliyorum. 25.12.2009 E-Posta: [email protected] |