25 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Gül’ün din yorumu


A+ | A-

Cumhurbaşkanı Gül, Kuveyt yolunda gazetecilere yaptığı açıklamalarda, dikkat çekici bir değerlendirmede bulunmuş:

“Eskiden dinî bağlar, gelenekler çok güçlü olunca, birlik beraberlik böyle sağlanıyordu. Modern dünyada zenginleştikçe, tahsil arttıkça, daha farklı değerlerin devreye girmesi gerekiyor. Bunlar demokratik değerlerdir.” (Sabah, 22.12.09)

Hürriyet’e göre ise Gül, “Tarihte din bağı birçok sorunu çözerken, modern dünyada refah ve demokrasiyle sorunlara eğilmek gerekir” demiş.

Bilindiği gibi, Gül, çıkış noktası “din adına siyaset iddiası” olan bir gelenekten geliyor. Kendisi harekete sonradan dahil olsa da, uzunca bir dönem öncü ve etkin kadroları içinde yer aldı.

“Din adına siyaset iddiasının yanlış olduğunu 28 Şubat duvarına tosladığımızda anladık” özeleştirisini evvelce birkaç defa yazdığımız Gül’ün geldiği ve yukarıdaki beyanlarıyla ifade ettiği son durak ise, çok daha farklı bir yere işaret ediyor.

Bu beyanlara göre Cumhurbaşkanı dinî bağ ve geleneklerin artık birlik beraberliği sağlayamaz hale geldiğini, onların yerini ekonomik gelişme ve demokratik değerlerin aldığını düşünüyor.

Gül, zenginleşmeye, gelişmeye ve eğitim düzeyine bağlı olarak, toplumu bir arada tutacak değerlerin dinden ekonomi ve demokrasiye kaydığını belirtirken, en az bir buçuk asırdır devam eden derin bir tartışmayı yeniden alevlendiriyor.

Din adına siyaset bahsini aşan bir tartışma bu.

Burada ilginç olan, hem “dindar” kimliğiyle bilinen, hem de sorunların çözümünde dinin önemini vurgulayagelmiş olan Gül’ün, artık “Din yetmiyor, yeni çağda ekonomi ve demokrasi öne çıktı” söylemini seslendirme noktasına gelmesi.

“Değişim”in geldiği en son aşama bu mu?

Eğer öyle ise, Gül’le, ona sırf dindar kimliğinden dolayı “çağdaşlık ve modernite adına” karşı çıkanlar arasında ne fark var? Onlar da “Çağdaş toplumda dinin ağırlığı kalmadı” demiyorlar mı?

Peki, din gerçekten toplumda birlik beraberliği sağlayacak bir ortak payda olmaktan çıktı mı?

Şu bir vâkıa ki, dinden tecrit edilmiş laik eğitimin ve aynı çizgideki propaganda araçlarının etkisiyle dinden uzaklaşmış, dine lâkayd, hattâ karşı olan hatırı sayılır bir kesim oluşmuş durumda.

Dine bağlı olan insanlarla dine inanmayanlar arasında dinin bir ortak payda olamayacağı açık.

O zaman, onların birlikte yaşama zeminini oluşturacak kriter, Gül’ün vurguladığı “demokratik değerler” olabilir. Ama tek başına zenginleşme için aynı şeyi söylemek biraz zor. Hele servet dağılımı adaletsizse ve farklı gelir grupları arasında daha derin uçurumlara sebep oluyorsa...

Öte yandan, büyük çoğunluğu teşkil eden “dine inananlar” açısından dinin birleştirici rolünün her zaman geçerli olmaya devam ettiği de ayrı bir vâkıa. Ve demokratik değerlerle ekonomik gelişmenin öne çıkması, bu vâkıa ile çelişmez; tam tersine din, her iki alandaki gelişmelerin daha sağlıklı bir zemine oturmasını sağlar.

Demokrasi, dinî ve ahlâkî değer ve ölçülerle kemalini bulur ve gelişirken, bunlardan mahrumiyetin getireceği sakıncalardan korunur; hürriyetin başıboşluk ve anarşiye dönüşmesi önlenir ve hem haksızlıklara boyun eğmeme, hem de kimseye haksızlık yapmama şuuru inkişaf eder.

Aynı şekilde zenginleşme ve ekonomik gelişme de dindeki prensiplere uygun bir zeminde gerçekleşir; meselâ kul hakkına ve haram-helâl ölçülerine riayet edilir; faiz yasağı ve zekât emri gibi esaslara uygun davranılırsa, haksızlık ve mağduriyetlere, gelir uçurumlarına meydan vermeyen bir sosyal adalet sistemi kurulmuş olur.

Dolayısıyla, dinî bağ ve geleneklerin birlik ve beraberliği sağlama gücünü, tarihte kalmış ve artık geçerliliğini kaybetmiş bir etken olarak değerlendirmek, son derece büyük bir yanılgı olur.

Böyle bir yorumun Gül gibi bir isimden sâdır olması ise, bu yanılgıya ayrı bir vahamet katar.

Dileriz, eksik yansıtılan veya maksadı aşan bir beyan olsun. Ve Gül, bir an önce tavzih etsin...

25.12.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.12.2009) - Etnik siyasetle mücadele

  (23.12.2009) - Terör ve siyaset

  (22.12.2009) - Taarruzdan savunmaya

  (20.12.2009) - İmanî devalar

  (19.12.2009) - Danıştay, AKP, alkol...

  (18.12.2009) - Açılımlar ve anayasa

  (17.12.2009) - Beş kayıp yıl

  (16.12.2009) - Yargıyı kim yıpratıyor?

  (15.12.2009) - Açılımdan OHAL’e mi?

  (13.12.2009) - Muzır mâniler

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Ekrem KILIÇ

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl