“Mevcuda iktifa dûnhimmetliktir.”
Cümle, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine ait. Müslümanın çalışması gerektiğinin en güzel örneklerinden birisi bu. Yani Müslüman mevcutla yetinmeyecek, “Ne yapalım Rabbim böyle takdir etmiş, ne lüzum var çalışmaya!” deyip yan gelip yatamaz. Çalışacak, çabalayacak üzerine düşenleri yapacak, sonra da Rabbine tevekkül edecektir.
Kur’ân açıkça, “İnsan için çalışmaktan başka birşey yoktur. Çalışmasının sonucunu da yakında görecektir”1 buyururken mevcutla yetinip tembel tembel yatması hoş görülemez.
Yine Bediüzzaman, “Semere-i sa’yine, kısmetine rıza kanaattir; meyl-i sa’yi kuvvetlendirir”2 der.
Demek insan çalışacak, Allah az veya çok ne takdir etmişse -ki buna biz kısmet diyoruz- ona rıza gösterecek. Bu mutluluğun da temel taşlarından biridir.
Bir mü’min nasıl tembelliğe, meskenete rıza gösterebilir? İmanı, imanın izzeti buna aslâ müsaade etmez. Allah Resûlü (a.s.m.) bir kimsenin sırtında odun taşıyarak geçimini kazanmasının başkalarına el avuç açıp dilenmesinden daha hayırlı olduğunu bildirirken,4 mü’minin hayatında tembelliğe, dilenmeye yer olmadığına dikkat çeker.
“Bahtiyar odur ki, medar-ı saadet ve lezzet olan iktisat ve kanaatle sa’y-i helâli [helâl kazanmayı], bir nev'î ibadet ve rızık için bir fiilî duâ bilerek müteşekkirâne o ihsanı kabul edip hayatını saadetkârâne geçirir. Ve bedbaht odur ki, medar-ı şekavet ve hasaret ve elem olan israf ve hırs ile sa’y-i helâli bırakarak tembelkârâne ve zâlimâne ve müştekiyâne [şikâyetle] hayatını geçirir, belki öldürür.”3
Demek iktisat ve kanaatle helâl yollardan kazanmak mutluluk ve lezzet sebebidir, gerçek zevkin kaynağıdır. İsraf ve hırsla helâl yolları bırakıp harama sapmak ise mutsuzluk ve elem kaynağıdır. Haksızlıklar yaparak ve şikâyetlerle ömrü tüketmenin bir sebebidir.
Demek mevcutla yetinmeyip çalışmak, helalle yetinmek gerçek lezzet ve mutluluk kaynağıdır.
1. Necm Sûresi, 39, 40.; 2. Sünûhât, s. 12; 3. Buharî, Büyü’: 15; 4. Şuâlar, s. 158.;
10.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|