Geçtiğimiz, Cuma günü, yani 31 Ekim’de Denizli Sanayi Odası’nın (DSO) düzenlediği 2. Uluslararası Tekstil ve Konfeksiyon Zirvesi’ne katıldım. Daha doğrusu DSO davet etti, ben de davete icabet ettim.
Bu yıl ikincisi düzenlenen zirveye katılan yöneticiler, hükümete, AB’ye ve dünyaya önemli mesajlar verdi. Şimdi kısaca davetlileri ve verdikleri mesajları inceleyelim. Zirvenin açılışını yapan ve ev sahibi olan DSO Başkanı Müjdat Keçeciler, bir tekstil şehri olan Denizli’de çalışan 150 bin işçinin 50 bininin tekstil sektöründe çalıştığını ve ilin 3 milyar dolara yaklaşan ihracatının 1,3 milyar dolarını tekstil ve konfeksiyonun oluşturduğunu vurguladı.
Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekçi de, en az 3 bin yıllık tekstil ve konfeksiyon kültürüne sahip olan Denizli’nin uzmanlaşmış, sektörel kümeleşmenin olduğu bir yer olduğunun altını çizdi. Zeybekçi, fabrikaların teşvikli illere taşınma isteğine karşın hükümete de şöyle mesaj verdi: “Denizli ev tekstili başkentidir. Ev tekstili başkentliğini başka bir yere taşıyamazsınız. Bu bir kültürdür. Bu kültürü başka bir yere taşırken çok büyük şeyleri kaybedersiniz.’’
Zirveye katılan Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen de yaptığı konuşmada AB’ye sert çıktı. Türkiye’nin AB’ye üye olmasını tüm kalbiyle desteklediğini belirten Verhaugen, şunları kaydetti: “AB’nin Türkiye’ye Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı var. Bizim daha fazla ekonomik entegrasyona ihtiyacımız var. Çok acık ve net görülüyor ki Türkiye’de çok güçlü ekonomik potansiyel var ve burada yetenekli iş gücü açısından büyük potansiyel var. Vasıflı, kalifiye iş gücüne sahipsiniz. AB’de Türkiye’nin ekonomik bir yük olduğuna inanan bütün insanlar bunları göz ardı ediyorlar. Gerçek şu ki bu süreçten her iki taraf da faydalanacaktır. Türkiye rekabet gücüne sahip bir ülkedir ve Türkiye eski AB üyesi ülkeler için yük olmayacaktır. Bu bizim daha zengin, başarılı olmamızı sağlayacaktır. Avrupa’nın gücünü korumada yardımcı olacaktır ve 21. yüzyılda yükümüzü hafifletecektir.’’ Verheugen, işadamlarına da AB’ye yakın olmalarının avantajını kullanmalarını tavsiye etti.
Tekstil ve konfeksiyon sektörünün özellikle 1970’lerden bu yana ekonominin ana itici unsuru durumuna geldiğini hatırlatan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sektör Türkiye ekonomisinin en büyük net döviz girdisini, en fazla istihdamı en yüksek üretim gücünü sağladığını vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, ‘’Çorap sanayiinde İtalya’nın ardından AB’nin en büyük tedarikçisiyiz. Dünya pazarında yüzde 5 civarında pay aldığımız, bu kadar birikime ve başarıya sahip olduğumuz tekstil ve konfeksiyon sektörlerini ülkemizin gözden çıkarması mümkün değildir’’ diye konuştu.
Daha sonra yaşadığı bir olayı anlatarak marka olmanın önemini anlatan Hisarcıklıoğlu, işadam-larına kaliteli üretim yapmalarını ve kendi markalarını oluşturmaları tavsiye etti.
Denizli Valisi Yavuz Erkmen ise, Hisarcıklıoğlu ve Verhaugen’den yardım talebinde bulundu. Erkmen, Hisarcıklıoğlu’ndan TOBB’un kaynaklarından Denizlili işadamlarına üç yıllığına kredi isterken, Verhaugen’den de Türk KOBİ sahiplerinin Avrupa ülkelerinde serbest dolaşımının sağlanmasını istedi.
‘’Tekstil ve Konfeksiyonda Dönüşüm, İnovasyon, Teknik Tekstil ve Başarı Öyküleri’’ ve ‘’Marka, Moda, Tasarım, Yeni Trendler ve Başarı Öyküleri’’ panellerinin de gerçekleştirilmesiyle sona eren zirve katılımcılar için verimli oldu. Yöneticiler de isteklerini ilgili yerlere duyurma fırsatı buldu. Biz de anladık ki, tekstil ve konfeksiyon Türkiye için vazgeçilmez bir sektör.
06.11.2008
E-Posta:
[email protected]
|