Cemaat bir fabrikaya benzer. Fertlerin kimisi çark, bazıları civata, kimisi de makine işlevi görür. Hizmet üretimi civata dahil, herkesin vazifesini yapması; aşk, şevk, gayret ve hamiyeti nisbetindedir. Zira, cemaat bir şahs-ı mânevîdir ve gücü, umum fertlerin gücünün birleşmesinden hasıl olur. Eğer, kişi “Ben basit bir civatayım, ne önemim var!” deyip işini aksatırsa; üretim durur ve zamanla fabrika dağılır.
Meşverete dayalı cemaatte, işleyişi, şahsiyetçilik, keyfilik değil; prensip ve kaideler sağlar. İşleyişin düzenli olması; fertlerin “dahil oldukları cemiyetin/cemaatin nizamını ihlâl etmemelerine” 1 bağlı.
Aşağıda bazılarını sıralayacağımız ve psiko-sosyolojinin de tasdik ettiği bu prensiplerle herkes kendisini test edebilir; hizmetteki konumunu ve verimini belirleyebilir:
* Cemaate dahil olmanın yegâne gayesi, Allah rızası ve sırf iman hizmetini yapmaktır.
* Mânevî ve modern ilimleri harmanlayarak İslâmiyetin esaslarını ispat eden; günümüzdeki Kur’ân ve Sünnet ölçülerini veren Risâle-i Nur’u okumak, özümsemek ve neşrine çalışmak.
* Önce nefsini muhatap almak ve terbiye etmek. 2
* Aşk ve şevkle hizmet etmek. (Hizmet, “dine meylettirmek ve iltizama (taraftar olup yapışmaya) teşvik etmek ve dinî vazifelerini hatırlatmaktan” 3 ibarettir.)
* İmandan sonra en fazla takva ve amel-i salihi esas tutmak. (Takva, menhiyattan ve günahlardan uzak kalmak; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.) 4
* Vazife-i İlâhiyeye (Allah’ın işine) karışmamak. (Yani, hizmette çalışmak, ancak sonuç almanın kendi vazifesi olmadığını bilmek.)
* Nur mesleğinin esası ihlâs sırrına dayanır. İhlâs Risâlesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurmak. 5 İhlâs, İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte’yi kardeşleriyle birlikte okumak.
* Îman ve Kur’ân hizmetini maddî ve manevî hiçbir makama basamak yapmamak; 6 ücreti Allah’tan beklemek. Hatta, insanların iltifatlarını istememek. Maddî beklentiler içine girmemek. 7
* Zarurî ihtiyaçları karşılamak için çabalamak; zarurî olmayan şeyler için mücadele vermemek. 8
* Sözler’i kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıkmak ve hayatının en önemli vazifesi onun neşir hizmeti bilmek. 9
* Hakîki olarak Sözler’in neşrine ciddî çalışmakla beraber, beş farz namazını edâ etmek, yedi kebâiri işlememek.
* Benlik, enaniyet, şan, şeref, gösteriş ve makam peşinde koşmamak; 10 enaniyetini yok etmek.
* Risâle-i Nur mesleğinin uhuvvet/kardeşlik olduğunu; peder ile evlât, şeyh ile mürid arasındaki vasıta olmadığını bilmek. 11
Dipnotlar:
1. Muhakemat, s. 31.
2. Sözler, s. 11.
3. Sünûhat, s. 67.
4. Kastamonu Lâhikası, s. 106.
5. Kastamonu Lâhikası, s. 183.
6. Emirdağ Lâhikası-l, s. 73-74.
7. Lem’alar, s. 144.
8. Emirdağ Lâhikası, s.455.
9. Mektubat, s. 329.
10. Lem’alar, s.159-160.
11. Lem’alar, s.156.
03.11.2008
E-Posta:
[email protected] [email protected]
|